1433. hicri yılımızın hayırlara vesile olması dileğiyle…

Başında bulunduğumuz muharrem ayı ile başladığımız 1433. hicri yılımızın İslam alemine ve tüm insanlık dünyasına hayırlar getirmesini diliyor, tarihin en aziz hadisesi hicret ile hicretin tarih olarak tespitine ait olayları kısaca bir daha okuyarak hatırlama mutluluğu yaşamak istiyoruz.

Miladi tarih: 622

Efendimiz (sas) Hazretleri 53 yaşında, peygamberliğinin de 13. senesindedir. Mekke’de 13 senedir Müslümanlara yapılan zulüm ve baskı, sabır sınırlarını aşan boyutlara ulaştığından dolayı büyük bir heyecanla beklenen hicret izni nihayet gelmiştir..

Bu sebeple, muharrem ayının başında başlayan gizli hicretler, peşinden gelen safer ayında da devam eder, iki ay boyunca Mekke’yi gizli ve açık terk edenlerin sayısı 150 aileyi geçer.

İman etmiş mazlumları yola çıkarıp hayatlarını emniyet altına aldıktan sonra hicret sırasının kendisine geldiğini düşünen Efendimiz (sas) Hazretleri de artık hazırlığa başlar.

Muharrem ayını takip eden safer ayının 27’sinde Efendimiz (sas) Hazretleri de, evinde Hz. Ali’yi bırakarak gece karanlığında etrafı sarmış bulunan silahlı müşriklerin aralarından çıkıp yol arkadaşı Hz. Ebu Bekir’le birlikte bir saatlik uzaklıktaki Sevr mağarasına ulaşıp saklanmaya muvaffak olurlar. Üç gün boyunca mağarada yol hazırlıklarını tamamladıktan sonra giren rebiul’evvel’in başında Medine’ye doğru dört kişilik bir kafile halinde yola çıkarlar. Yol boyunca kendilerine kılavuzluk yapacak olan Abdullah bin Ureykıt bir müşriktir! Ancak Hazret-i Resulullah onu, kılavuzluğundaki maharetine ve sözündeki sadakatine bakarak tercih etmiştir. Nitekim 15 günde ancak gidilecek 450 km’lik yolu en kısa yerlerden giderek 8 günde Medine’nin kenarındaki Guba köyüne ulaştırmayı başaran bu kılavuzuna, Efendimiz ücretini konuştuklarından da fazlasıyla ödeyerek memnuniyetini ayrıca ifade eder.

15 gün kaldığı Guba’da hemen bir mescit inşa eden Efendimiz (sas), bir cuma günü buradan Medine’ye doğru yola çıkar, gelen ayetle farz olan cuma namazını yolda kıldırdıktan sonra, büyük bir kafile ile nihayet hicret yolunun sonu olan Medine’ye ulaşır, bugünkü mescidin bulunduğu yerde çöken devesinin misafir olacağı evi de işaret ettiğini ifade ile en yakınındaki Halid bin Zeyd’in evine yönelerek yedi ay sürecek olan misafirliğini de burada başlatmış olur.

Böylece 53 yaşında, peygamberliğinin 13. senesinde rebiul-evvel’in başında günde 56 km yol alarak başladığı 450 km’lik hicret yolculuğunu, rebiul’evvel’in sonlarında Medine’de tamamlamış olur.

Medine’deki on senelik hayatı boyunca İslam’ın temelini atıp inanç binasını tam olarak inşa eden Efendimiz (sas) Hazretleri’nin vefatından sonra yerine halife seçilen Hz. Ebu Bekir’in iki senelik görevini takiben yerine Hz. Ömer seçilir. Devlet işlerinde hep yeniliklere imza atan Hz. Ömer, Medine’de meşveret meclisini toplar, Müslümanlara ait resmi bir tarih tespitine ihtiyaç olduğunu, hangi olayı tarih başlangıcı olmaya layık gördüklerini sorar.

Efendimiz’in doğumu, vefatı, gibi büyük olayları tarih başlangıcı olmaya layık görenler olursa da en ilgi çekici teklif Hazret-i Ali’den gelir:

-Müslümanların İslam’ı yaşamak ve yaymak için dünyalık adına her şeylerini Mekke’de bırakarak Medine’ye hicretlerini tarih başlangıcı olmaya layık en büyük hadise olarak görmekteyim, der. Bu teklife meşveret meclisinden tasvip sesleri yükselerek karar kesinleşir.

Meşveret meclisinin, hicretin 16. yılında (M.638 ) aldığı bu takvim tespiti kararını kapıda bekleyen Hz. Abdullah, Medine sokaklarında halka şöyle ilan eder:

-Ey Müslümanlar! Müjdeler olsun sizlere, artık sizin de bir tarihiniz vardır. İlk hicret kafilesinin yola çıktığı muharrem ayı birinci ay, bu ayla başlayan sene de birinci hicri sene olarak tespit edilmiştir. Muharrem ayı ile başlayan 16. hicret yılınız hayırlı, uğurlu olsun!

Hz. Abdullah’ın o günkü duasını bugün biz de tekrar ederek tüm Müslümanların 1433. hicri yılını tebrik ediyor, hayırlı uğurlu gelişmelere vesile olmasını Rabb’imizden niyaz ediyoruz.

Ahmed Şahin / Zaman