7 Haziran Seçimleri Sadece Partiler Arası Bir Seçim Değildir!

7 Haziran Seçimleri Sadece Partiler Arası Bir Seçim Değildir;

Türkiye’yi Mısır Gibi Yapmak İstiyenlerin Planladıklari İkinci Gezi Olayıdır

Kardeşlerim!

Bu mesele parti meselesi de değildir; Türkiye’nin istikrarına, gelişmesine ve huzuruna yönelik bir soğuk savaş sözkonusudur.

Bu hükümetin ve devletimizin karşısında kimler var biliyor musunuz?

– Ermeniler ve Ermenistan.

– Yahudiler ve İsrail.

– Sisiler ve Hizbullah gibi teröristler.

-Almanya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ve Amerika’daki karanlık güçler.

– The New York Times, Washington Post ve The Guardian gibi uluslararası basın.

– Ateist olan PKK Terör Örgütü (Başlarında bir Demirtaş var) ve bunun siyasi uzantısı olan HDP (Başında yine bir diğer Demirtaş var).

– Bir Avrupalı devlet adamının ifadesiyle “Biz PKK’li Türkü seviyoruz; biz Ermeni Türkü seviyoruz;biz Ali’siz Alevi Türkü seviyoruz ve biz KUR’AN’A İNANAN TÜRKLERİ SEVMİYORUZ” DİYENLER VAR.

Ama bu sözlerime itiraz edenlerin var olduğunu hissediyorum. Bunlar iki gruptur ve onlara da söyleyeceklerim var:

BİRİNCİ GRUP: Hükümetin bazı hatalarını ileri sürerek yani sivrisineklerin ısırmasından rahatsız olarak yılanın ve ejderhanın kucağına düşme tehlikesini fark edemeyenlere şunu söylüyoruz:

  1. Bence yol ikidir: Mizanın iki kefesi gibi; birinin hafifliği, ötekinin ağırlığna geçer. Ben tokadımı, Antranik ile beraber Enver’e, Venizelos ile beraber Said Halîm’e vurmam. Nazarımda, vuran da sefildir.” Sünuhat-Tuluat-İşarat ( 55 )

Biz samimi bir Müslüman lider olduğunda hiç şüphe etmediğimiz Cumhurbaşkanımız’a ve gece namazlarını bile terk etmeyen Başbakanımıza; Diyaneti kaldırmaya çalışanlar; Kur’an mealine karşı çıkanlar ve Ka’be yerine Taksim’e dönenlerle birlikte tokadımızı vurmayız ve vuramayız. Kaldı ki; biz tarihin hiçbir döneminde bütün memur ve bürokrasisi ile masum bir hükümet asr-ı saadet dışında göremiyoruz.

Mesele, iyiliklerinin kötülüklerine galip gelmesidir. Bunda da hiç şüphemiz yoktur:

Zerratı günahkârlardan mürekkeb bir hükûmet, tamamıyla masum olamaz. Demek nokta-i nazar, hükûmetin hasenatı seyyiatına tereccuhudur. Yoksa seyyiesiz hükûmet muhal-i âdidir. Ben öyle adamlara, anarşist nazarıyla bakıyorum. Zira onlardan birisi -Allah etmesin- bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükûmetin hangi suretini görse, hülya ile yine razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan meylüt tahrib ile o sureti bozmağa çalışacak. {*: Ki, komünist ve anarşist manasıyla Kemalizm ve inkılab softaları ve dönmeleri görmüş gibi haber veriyor.} Şu halde böylelerin fena zannettikleri Jön Türkler nazarlarında dahi, mel’un, anarşist ve iğtişaşcı fırkasından addolunurlar. Meslekleri ihtilal ve fesaddır.”

Münazarat ( 17 )

İKİNCİ GRUP: Saf bazı dindar insanlardır. Bunlara cevabım Bediüzzaman’ın verdiği şu cevaptır:

Ben 31 Mart hâdisesinde şuna yakın bir hal gördüm. Zira İslâmiyet’in meşrutiyetperver ve hamiyetli fedaileri, cevher-i hayat makamında bildikleri nimet-i meşrutiyeti şeriata tatbik edip, ehl-i hükûmeti adalet namazında kıbleye irşad ve nam-ı mukaddes şeriatı meşrutiyet kuvvetiyle i’lâ; ve meşrutiyeti şeriat kuvvetiyle ibka; ve bütün seyyiat-ı sâbıkayı, muhalefet-i şeriat üzerine ilka etmek için bazı telkinatta ve teferruatın tatbikatında bulundular. Sonra, sağını solundan farketmeyenler, hâşâ şeriatı istibdada müsaid zannederek, tuti kuşları taklidi gibi “Şeriat isteriz!” demekle, hakikî maksad ortada anlaşılmaz oldu. Zâten plânlar serilmişti. İşte o zaman yalan olarak hamiyet maskesini takınan bazı herifler, o ism-i mukaddese tecavüz ettiler. İşte cây-ı ibret bir nokta-i siyah!” Tarihçe-i Hayat ( 83 )

Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: