Aidiyet Oluşumu Yazısı Dizisi-4

3. Duygusal Birliktelik

Duygularını, hüznünü, sevincini çocuğuyla paylaşmayan bir anne baba çocuğuyla duygusal birliktelik kuramaz. “Çocuk canım ne anlar ki!” diyen anne baba çocuğuyla duygusal birliktelik kuramaz. Çocuk anne-babanın yüzünden, vücut dilinden duygularını okuyamıyorsa duygusal birliktelik kuramaz. Bazı anne-babalar donmuş bir yüz ile, monoton bir ses ile, ne kendini paylaşıyor, ne duygularını paylaşıyor, ne hislerini paylaşıyor. Çocuk, duyguların paylaşılmadığı yerle aidiyet duygusu kuramaz. İnsanın böyle bir yeteneği yok.

Takip edin lütfen çocuğu dışarıda arkadaşlarıyla birlikte… Camdan bir seyredin, arkadaşlarıyla nasıl konuşuyor? Heyecanlı değil mi? O bir şey anlatıyor, öbür çocuk başka bir şey anlatıyor değil mi? Mimiklerine bir bakın çocuğun, kıpır kıpır anlatıyor… Neden? Çünkü onlar bir duygusal birliktelik yaşıyorlar.

Hani anne-babalar bazen çocuğundan şikâyet ediyor ya; “Arkadaşıyla birlikte odaya giriyorlar, içeride konuşuyorlar konuşuyorlar, ben giriyorum benle konuşmuyorlar…” Çünkü annede duygusal birliktelik yaşayacak bir anne ifadesi yok ki, donmuş kalmış.

Bazı babaların ağırlığı o kadar fazla ki, kaşlarının hali, suratının hali öyle ağır ki… Şimdi çocuk duygularını nasıl paylaşsın?

Duyguları paylaşılmayan, duygusal paylaşım yapmayan çocukta aidiyet duygusu oluşmaz.

Kendi yaşamınızı paylaştınız mı çocuğunuzla sorun kendinize… Yaşadığınız sokağı biliyor mu çocuğunuz?… İlkokul öğretmeninizi anlattınız mı?… İlkokuldaki arkadaşlarınızı anlattınız mı?… Hani sokakta bir tane bakkal amca vardı, siz çocuksu bir şey söylemiştiniz bakkal amca da gülmüştü… Siz çocukluk yıllarınızda tüm bunları yaşadınız, ama bunlardan çocuğunun haberi yok ki… Çocuk sizin geçmişinizle bağ kuramadıktan sonra, siz çocuğunuzla da geleceğinizle de bağ kuramazsınız. Çocuk ebeveynin geçmişiyle bağ kurabildiği kadar gelecekte ebeveyni ile bağ kurar.

Kopuk bir yaşam içinde çocuğa kendini anlatıyor anne baba, bugünü biliyor çocuk sadece, hatta bugününü bile bilmiyor. İş yerinde olumsuz bir durum var, can sıkıcı bir durum var, 9 yaşındaki çocuk geliyor; “Anne bugün canın mı sıkkın?” diyor…

“Yok, bir şey yok!”
“Var anne, ne var ne var?”
“İşte üstüme gelip durma!” Diyor daralmış bir anne…

Çocuk babaya yaklaşıyor; “Baba canın mı sıkkın?”
Baba; “He canım sıkkın ne olacak, para mı vereceksin bana?

Yapma yahu! Hele de kişi duygularını eşiyle değil de çocuğuyla değil de, başkalarıyla paylaşıyorsa, paylaştığı kişileri eşi de görüyorsa orada bir aidiyet duygusu oluşmaz. Adam keyiflice arkadaşı ile bir saat konuşuyor telefonda, “Ya bugün canım çok sıkıldı” diye anlatıyor. “Ne oldu?” diyor karşı taraftaki. “Hiç sorma ya moralim bir bozuk ki…”diyor. Eşi de öyle çay getiriyor, kahve getiriyor… Yalnızlığa terk edilmiş kadın kocasına çay servisi yapıyor. Kocası da telefonda konuşup duruyor.

“Duygusal birliktelik olmadan, aile bütünlüğü, aidiyet duygusu oluşmaz.”

3 Temel birliktelikten bahsettim:

Fiziksel Birliktelik,

Sosyal Birliktelik ve

Duygusal Birliktelik…

Rica ediyorum ister öğretmen olun, ister bir anne baba olun, ister amca, dayı olun fark etmez… Bir numaralı görev olarak lütfen kendinize aile bütünlüğünü ve bağlanmayı oluşturmayı görev bilin.

Ben birçok çocuk gördüm ailesiyle problemli… Boşanmak üzere olan çiftlerle karşı karşıya geldim… “Bıktım bu adamdan” diyen kadınlar, “Bu kadın ne diyor” diye bakan eşler gördüm… Ailesiyle bir türlü aile bütünlüğünü kuramamış babalar gördüm.

Bu adam neyi kuramamış diye baktığımda, fiziksel birliktelik oluşturamamış ailesiyle birlikte. “Haydi gelin çocuklar birlikte şunu yapalım” diyememiş. Bir duygusal bütünlük kuramamış baba gördüm, “Her şeyim çocuklar için” diyen adamın duygusal hiçbir şeyini çocuklarına vermediğini gördüm. Ve her şeyin böyle gideceğini zannediyorlardı.

Hayır, yaş ilerledi, duygular olgunlaştı, duygular gelişti, çocukla oturup bir 5 dakika oynamak zaman kaybı olarak değerlendirildi. Sonra aile içinde kopukluklar ve problemler başladı. İşte tüm bu durumları değerlendirdiğimiz zaman; “Anne-babaların bir numaralı işi aile bütünlüğünü oluşturmak olmalıdır.”

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: