Alışveriş’ten Vazgeçmek!

Yıllar önce, İngiltere’de bulunduğum süre içerisinde, alınan bir malın belli bir müddet içerisinde hiç sebeb göstermeden iade edilebilmesi hakkı, o zamanlar Türkiye’de alışverişlerdeki durumla karşılaştırdığımda hayretimi mucip oluyordu.

O zamanlar Türkiye’de, bir malın bedeli ödendikten sonra o malın iadesinin kabul edilmemesi usulü çok az istisnaları ile çok yaygın olarak uygulanıyordu.

süpermarket rafları raf arasında adamAradan uzun yıllar geçtikten sonra, Türkiye’de de gelişmiş batı ülkelerindeki gibi tüketici haklarından bahsedilmeğe başlandı; tüketici haklarıyla ilgili kanun, yönetmelik çıktı; gazetelerde tüketici sayfalarında tüketici hakları konusunda vatandaşa yardımcı olunmağa çalışıldı, her ilçede Tüketici Hakem Heyetleri ve ayrıca adliye teşkilatında Tüketici Mahkemeleri kuruldu, bunlara müracaat esasları belirlendi, e-devlet şifresiyle internet üzerinden ve hiçbir harç ödemeden bu hak arama yollarına müracaat imkanı ihdas edildi.

Fakat buna rağmen, maalesef Türkiye’de tüketici haklarının verilmesi henüz gelişmiş batı ülkelerinin seviyesine gelememiştir. Değil kullanılmış olabilecek bir eşyayı iade etmek, bir mağazanın, içine belli bir miktar para yüklenmiş özel bir alışveriş kartını iade edebilmek bile mümkün olamamaktadır.

Halbuki bu mevzuda, İslâm’ın iman nurundan mahrum, çeşitli günahların batağındaki batı ülkelerinden örnek almağa hiç ihtiyacımız da yoktur. Sadece şu hadis bile bu mevzuda bize çok şey ifade etmektedir:

Hz.Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.s.) buyurdu ki; “Bir kimse, bir Müslüman’ın sattığı veya aldığı bir şeyi kendisine iade etmesine razı olursa, Allah-ü Teâlâ onun hatalarını affeder.” (Ebû Dâvûd)

Bu hadiste dikkat edilirse, alıcının iadeye razı olduğu veya satıcının iadeye razı olduğu ayrı ayrı alışverişlerin her iki nevinde de, alışveriş tamamlanmış olduğu halde karşı tarafın talebi üzerine iadeye razı olanı Allah’ın affedeceğinden bahsedilmektedir.

Satıcının usulüne göre yapılan iadeye razı olması, Türkiye’de halen yukarıda bahsedildiği şekilde tüketici haklarıyla ilgili düzenlemelerle bir mecburiyet haline getirilmiştir.

Nakledilen hadiste, başka bir alışverişte ise, alıcının iadeye razı olmasından da bahsedilmekte ve satıcının talebi halinde alıcı satın almış olduğu malı iadeye razı olursa, Allah-ü Teâlâ’nın onu da affedeceği bildirilmektedir. Bu iade hali, ülkemizde önceki gibi mevzuatla düzenlenmemiştir; fakat bilhassa köylerdeki alışverişlerde daha çok rastlanmaktadır.

Meselâ: En’âm adı verilen koyun, keçi, inek,.. vd gibi canlı hayvanları köyleri dolaşarak satın alan ve adına “Celep” de denilen canlı hayvan alıcılarına hayvanlarını satan bir köylü daha sonra onları sattığına pişman olup, o canlı hayvan alıcısını başka bir köyde bularak sattığı hayvanlarının iadesini bazen isteyebilmektedir.

Böyle bir durumda, aslında alış veriş bitmiş olduğu halde, alıcı satıcının iade talebini kabul ederse, yukarıdaki hadiste onunla ilgili olarak da; “Allah-ü Teâlâ onun hatalarını affeder.”denilmektedir.

Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeye ittibâından hissesi ziyade ola..

(Risale-i Nur Külliyâtı Onbirinci Lem’a Beşinci Nükte)

Prof. Dr. Mustafa Nutku

www.NurNet.Org