Allah beni beğeniyor mu?

İnsanların hepsinde kendini beğendirmek duygusu vardır. Bunun için güzel giyinirler, güzel konuşurlar, evlerini eşyalarını en mükemmel şekilde yaparlar. Beğenilmeyi çok isterler..

Hakikat-i ihlas, her türlü işimizi Allah için yapmaktır. Asma diyemez ki, bu üzümler benim. Tavuk diyemez ki, bu yumurtalar benim. İnsan diyemez ki, bu akıl benim. Zengin diyemez ki, bu mallar benim. Alim diyemez ki, bu ilimler benim. Müslüman “ben” kelimesini ortadan kaldıracak. Ben yok, ya biz diyecek yahut Allah diyecek.

Necip Fazıl, “Suç bende, aşılmaz duvar bendedir” diyor.

Bediüzzaman “Ben kendimi beğenmediğim gibi beni beğenenleri de beğenmiyorum.” diyor.

İnsanların hepsinde kendini beğendirmek duygusu vardır. Bunun için güzel giyinirler, güzel konuşurlar, evlerini eşyalarını en mükemmel şekilde yaparlar.

Neden? Kendilerini beğendirmek için.

Aslında Müslüman’ın şerefi, şahsi faziletinden olmalı. Fakat şimdi o gitti, Müslümanlar da faziletlerini eşyadan almaya başladılar. Bu hal israfı getirdi, Allah rızasını unutturdu.

Şöyle bir kıssa anlatırlar: Mahkeme-i Kübra’da Allah soracak, “Benim için ne yaptın ey kulum?” Kul diyecek ki:

Namaz kıldım.” “Dindar desinler diye namaz kıldın!”

Oruç tuttum.” “Zayıflamak için tuttun.”

Zekat verdim.” “Cömert desinler diye verdin.”

Kurban kestim” “Zengin desinler diye kestin!”

Desinler diye yapılan amellerin sevabı yok.

Mahşerde Mahkeme-i Kübra’da dünyada yaptığımız işlerin ne için yapıldığı sorulacak: Allah için ne yaptın?

Yirmi yaşımdayken İstanbul’a geldim. Arkadaşlar, çevrem beni beğensinler isterken, herkes bana kulp takıyordu. Çok üzülüyordum. Tabii genç bir insanım. “Böyle de hayat olmaz ki!” diyordum. Ben bir şey bulmalıyım. O prensiplere uymalıyım. İnsanlara önem vermemeliyim. O formülü buldum: İslamiyet!..

Ondan sonra kendimi sadece ve sadece Allah’a beğendirmeye çalıştım. Çok acayip bir durum oldu: Kendimi Allah’a beğendirmeye çalışınca insanlar da beni beğendi. Tabii bana gülenler olmuştur amma onlara da hiç önem vermedim.

İş hayatımda olsun, evlilik hayatımda olsun bir problem olduğunda ‘Acaba nasıl davranırsam Allah beni beğenir?‘ düşüncesiyle hareket etmeye çalıştım. Haklı da olsam, kabahati hep kendimden bildim. O zaman hem ben rahatladım hem çevremdekiler rahatladı. Beraber çalıştığım arkadaşlara, (bu kişilerin hepsi benden yaş olarak küçük) “Ne iş verirseniz yaparım, her türlü çalışmaya hazırım.” diyorum. Oğlum veya kızım bir işte fikirlerini söylerse, o fikre itiraz etmem, Allah’ın hoşuna gitmeyecek bir şey değilse, İslamiyet’e aykırı bir noktası yoksa tamam derim, söylediklerine razı olurum.

İnsanın insana üstünlüğü yoktur. İnsanları üstün kılan prensipleridir.

Üstat bunu şöyle özetliyor: “Allah için işleyiniz. Allah için çalışınız. Allah için görüşünüz. Onun rızası dairesinde hareket ediniz.”

İşte özet bu.

Allah beni beğeniyor mu?

Hz. Ömer buyurmuş ki: “Deseler ki bir kişi cennete gidecek, acaba o ben miyim diye ümitlenirim. Yine deseler ki bir kişi cehenneme gidecek, acaba o ben miyim diye korkuya kapılırım.”

Günahlarımıza tövbe edeceğiz, ibadetlerimize devam edeceğiz ancak ibadetlerimize değil, Allah’ın rahmetine güveneceğiz…

Hekimoğlu İSMAİL

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: