Allah On Geceye Yemin Ederken

On gece on latife mi?

Gece bir elbisedir, onu az bir kul giyer. Gecelerin sırrını yakalayıp gecelerin ellerinden tutana ehl-i gece denir ki; Allah için gayb ne ise ehl-i gece için de gece odur. Gayba aşina olmayan gayb âlemlerini nasıl bilmezse gafletin adı uykudan azade olmuş alınları, huşu ile yere koymayanlar da ehl-i gecenin halini bilemez.

Gece fecirlerin anneliğini yaparken gün gündüzlerin eteğine gecelerden dökülür. Allah on geceye yemin ederken o gecelerde kullarını daha çok zikir ve taate teşvik etmektedir. Hac gibi bir ihsanat-ı İlahiye vaktinden önce ihsan edilen on gecenin her biri ayrı bir kandilin ziyasını taşımaktadır.

On geceyi on latifenin seyr u sülûku olarak düşünüp bu gecelere on latifenin açılımının şifreleri takılmış olabileceğini düşünürdüm de düşünceme delil bulamazdım.  Abdülkadir Geylani’nin Fecr suresinin tefsiri düşünceme nokta-i istinat oldu.

Abdülkadir Geylani “On adet hissin karanlık gecesinin hakkı üzerine yemin olsun ki” diye yaptığı tefsirinde on geceyi on adet hissin karanlık vecihlerinin gitmesi olarak izah etmektedir.

Geylani’nin tefsirindeki on adet hislerdeki karanlıkların gitmesi karanlık gecelerin nurlu aydınlığı ile olmaktadır. Ondan önceki ayette de fecre yemin olması Geylani’ye göre sabah vaktinin parlayıp açıldığını göstermektedir ki; bu on gece Geylani’ye göre on hissin fecri olan gecelerdi. Çünkü gece karanlıktır tüm karanlıklar gecelerde nurlanır. Geceler manevi hayatımızın nurlu fecirleridir. Manevi hayatımız tövbelerle yunmuş, ibadetlerle aklanmış, zikir ve taatle nurlanmış gecelerde yeşerir.

Talip olmadan talep edilmeyeceğini, say etmeden karşılık görülmeyeceğini, kurban etmeden İbrahim olunmayacağını, teslim olmadan İsmail gibi bıçağa boyun eğilmeyeceğini, tevekkül etmeden Hacer olunmayacağını bu günlerde bizlere öğreten Rabbimiz bu öğretinin hayata dökülmesi içinde kullanılmış bir cüz-i iradeden sonra luft u İlahinin imdadını da öğreten bu geceler vesilesiyle manevi seyr u sülukun sırlarını aşikar etmektedir.

Efendimizin ilk haccını düşünecek olursak ilk yaptığı Kâbe’deki putları temizlemek olmuştur. Hac sırrının başlangıcı olan bu zaman diliminde kalp Kâbe’sine yerleştirip sevgiyle, hırsla, dünyevi ihtirasla muhkemleştirip gafletle unuttuğumuz putlarımızı bu gecelerin her birinde yer ile yeksan eyleme biz müminlerin on gece sırrı olmalıdır.

Ezelin tılsım göz aydınlığı olan nuru Muhammedi (s.a.v.) her peygamberin alnından Efendimize ulaşmak için alından alına çağıldayarak koşup gelirken Efendimizin alnında mecrasını bulmuştur. O nurun sırrı kıyamete kadar da paylaşım peygamberi Efendimizin ümmetinin alınlarında yansıyacak nuru Muhammedi (s.a.v.) hakikatini ilan edecektir. O nuru rüku ve sücutlarla alınlarda kandil kandil yakma sırrı bu gecelerin sırrı olsa gerektir.

Tarikatlarda kırk gün ile başlayan manevi terakki halini Rabbimiz on gecede cem eylemiş, velayet sırrını içeren bu on geceyi de on latifemize kandil eyleyip bu geceleri kötü hislerimizi karanlıklarına bırakmaya nurlu bir fecir eylemiştir.

Moralhaber.Net

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: