Allah’ın Emir Ve Yasaklarına Uymak Günahların Silinmesine Sebeptir

İmanın şartlarını öğrenmek, İmanını Marifet derecesine çıkarmak, (Allahın sıfatlarını bilip) ona göre inanmak, imanını şüphe götürmez bir derecede kavi kılabilmek, Müslüman için büyük bir makamdır.

Abdest alıp namaz kılmak, namazı ta’dili erkân ile kılmak, namazda iken karşında Allahın olduğunu hatırlayabilmek için, namazı kılarken imkân dairesinde dünya meşgalelerinden kurtulabilmek gayretinde olmak,

namazı kazaya bırakmama gayreti ile yaşamak, imkânın elinde var ise namazını camide kılmak, namazı tek başına kılmaktan yirmi derece daha çok sevap kazanmış olur.   Bu saydıklarımı yapmak çok sevap olduğu gibi, günahların silinmesine de vesile olur.

Ramazan ayında oruç tutmak, Müslüman için mühim bir vazifedir Allah rızası için ekmek yememek su içmemek çok büyük sevaptır. Allah hadisi kudside  buyuruyor: “Sırf benim rızam için, aç kalıp yememek ve içmemek ile orucunu gerçekleştiren kimseye mukâfatını da Ben veririm.”, Oruç tutan kimse orucun sevabını noksansız almak için, yalnız midesini aç bırakmakla kalmayıp, ağzına da, olur olmaz kelimeleri almayıp, gıybet gibi günahlı konuşmalardan kendini uzak tutmakla orucunun hakkını vermiş olur.   

Parası olandan Allah ömründe bir defa Hac yapmayı emrediyor. Parası olan kimse başka dünyevi ihtiyaçlarını te’min etmek yolunda parasını harcayıp, Haccını ihmal ederse günaha girmiş olur. Her ne kadar Haccı erteleyebilirsin, fakar ömrün sonu belli değildir ya Azrail canını alırsa, Allah’ın emirlerinden beşten biri olan haccını yapmamış olursun. Hacca gidenler iki kısıma ayrılır 1- hazırlıklı gitmek. Yani Hacca gitmeden ibadet yapma gayreti ile yaşayan 2-  O gayret kendinde olmayıp Hacca gider, evinde kıldığı namazının sevabı Beytullahta yüz bine çıktığını bilmez. O sebepten orada namazları, tavafları, evradları, ve diğer ibadetlerini, yaparken, yalnız farz olanları yapmaya bakar, o sevaplardan biraz daha çok kazanayım kendine demeden haccını bitirir, evine döner.

Sonra aman ben madem Hacıyım Hacı ölmem lazım demeden eski alışkanlığı olan günahlı hayatla, lakayt hayatını devam eder. Ötekisi ise Madem bana halk Hacı diyor, o Haccı yaşayayım ve Hacı ölmeye gayret edeyim kendine diyerek dinini yaşar.

Zekât vermek farzı da var. Allahın bize lütfü ile verdiği malın yarısını istemiyor, verdiği malın yalınız % 2,5 onu da vermeyen kendine nasıl Müslümanım diyebilir. ve İnsana Zekât farz olması için 80,18 gram altının değeri kadar parası olması lazımdır,

Bunu da ilave edeyim Kur’an-ı Kerim, her ne kadar bu insan makînesinin bir kullanma kılavuzudur. Ama Kur’anı Kerimi okumak çok sevaptır. Her harf için en az 10 sevap yazılır. Onu okuyan kimse bilmeli ki Allah ile konuşuyor. Mümkün mertebe okuyan Kuranı Kerimin hakkını vermeli. Düzgün durmalı harflerin mahreclerini çıkarmalı, Mümkünse olursa kıbleye dönmeli ve saire. Bu sevaplı işler insanın günahlarını sildiğini öğrenmek için bir misal vereceğim:     

Bir adam sık sık Kur’an okurdu. Ancak O’ndan bir şey ezberlemezdi.
Bu adamın küçük oğlu babasına dedi ki;
-Babacığım Kur’an okuyorsun ama hiç ezberlemiyorsun, sana ne faydası var ki?
Baba oğluna dedi ki;
-Evladım, sana söyleyeceğim ancak önce şu hasır sepeti şu dereden su doldur getir.
Hasır sepet kömür taşımak için kullanılıyordu.
Oğul dedi ki;
-Baba, ama bu imkansız!
Baba;
-Sen dene bakalım ne oluyor.
Oğul bu söz üzerine hasır sepeti alıp dereye gitti ve su doldurup taşımaya başladı. Yol yarı olmadan bütün su akıp gitti. Oğul babaya dönüp dedi ki;
-Baba görüyorsun ki bu imkansız bir şey!
Baba;
-Olsun bir daha dene.
dedi.
Oğul bir daha denedi, bir daha derken beşinci seferde iyice yorulan oğlu bitkinliğini belirterek babasına;
-Baba sen de biliyorsunki bu imkansız neden tekrar ettiriyorsun? deyince baba dedi ki;
-Evladım sepette bir şey farketmedin mi? deyince oğlu anladı ve
-Evet babacığım, sepet tertemiz olmuş dedi. Baba;
-İşte böyle evlat, nasıl bu sepet kendinde bir şey tutamasa bile su ile tekrar tekrar temas edince tertemiz oldu, insan kalbi de dünya ve işlerinden kirlenir, Kur’an okumakla da ezberlemese bile kalbi suyun hasır sepeti temizlediği gibi tertemiz olur. Evladım Kur’an kalbin ve ruhun temizleyicisi, gıdası ve şifasıdır, sakın şeytanın bu ‘ezberlemeden ne faydası var’ oyununa gelmeyesin!
diyerek oğluna harika bir ders vermiş oldu. Rabbim Kur’ani okuyup anlamayı ve hakkıyla yaşamayı nasip etsin inşallah.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır