Allah’ın rahmet ayı ramazanı şerif kapımıza geldi

Müşerref olduğumuz ramazan ayı içerisinde bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi olduğu için, bu mübarek ayda Allah’ın rahmeti ile bu ay Ümmeti Muhammede a.s.m hayırlar getirmesi için vesile olmasını Allah’tan dua ve niyaz ederiz.  Bu vesile ile cümlenizin mübarek ramazanı şerifinizi ve cuma gününüzü tebrik ve tes’id ederim…

Muhterem kardeşlerim! Bu mübarek aya girerken, yapıp ne yapıp önceden yapmış olduğumuz hata ve günahlarımız için ciddi bir pişmanlık hissedip, bu mübarek ramazan ayını fırsat bilip, kalbi deruni hislerimizle Cenabı Haktan onların affını temenni etmeliyiz. Bundan sonra tenezzül edip o hataları yapmayacağımızı Allah’a söz verirsek gaffar olan Allah’tan bağışlanmamızı umut ederiz.

Bugün bu koruna virüs salgını ile, bütün insanlık ölümle karşı karşıya, herkes tedirgin. Bu salgından insanlığın kurtulması için dua edeceğiz. Bizler bu hastalığın, müslümanlardan bir an önce def’u ref olması için, Allah’a karşı el kaldırıp, bu hastalığın yok olmasını dua ve niyaz edeceğiz.

Saygı değer: toprağı şehit kanıyla yoğrulan bir beldede yaşayan; şehitlerin, evliyaların, asfiyaların, etkiyaların torunları, benim vatandaşlarım!
Yeter artık, vakti geldi uyanalım! yeter artık. Bu korona virüs vatandaşların çoğunu uyandıramadı, neden?

Düşünün! Göz ile görülmeyen bir virüs, bir kuvvet emretmeden meydana gelebilir mi? Bu virüs hiçbir kuvvetten emir almadan, bütün dünyayı; yani koskoca küremizi, kendisi nasıl istila eder? Onu yöneten yok mu? Nasıl oluyor ki profesör olmuş bey efendiler, yazarlar çizerler, vatandaşlarımızın çoğunun, yanlış hal ve tavırlarından hiç bahsetmezler. Onların çoğunun Allah’a karşı geldiklerini görmezlikten gelip onlardan bahsetmezler. Çıkarlar Medyada konuşurken, bu virüs hakkında ifadeleri ile gerçeği ifade etmeden fikir beyan ediyorlar. Onlar görmüyorlar mı ki: Bu bübarek vatanda yaşayanlardan yarısından fazlasının Allah’ın kanunlarına ters hareket ettiklerinden onlar niye bahsetmiyorlar? Halbuki virüs gibi musibetleri biz hal ve hareketimizle hak etmiyormuyuz?

Çok üzücüdür profesör olmuş bu efendiler: Konuşmalarında Allah’ı hiç anmadan, korona virüse çare arıyorlar. Okudukları ilimlerden tabii ki bahsedecekler. Virüsün defetme ve tedavi çarelerini arayıp virüsten kurtulmak için fikir beyan edecekler. Fakat Allah’ın gönderdiği kanunları halka inkâr ettirmek, halktan bazısı inkâr ediyor, bazısı inanmış görünse de, o kanunları yaşamıyor. Bunları desteklemek, pek yanlış. Halbuki bu virüs meselesini her şeyi yoktan yaratıp ve her şey Onun Kudret elinde olan Allah’a vermeyip, bu ve bunun gibi işleri tesadüfe nasıl havale edebiliyorlar.

Cahiller şöyle dursun bu profesör olmuş efendiler niye hiç düşünmüyorlar ki: Bu insanların çoğu; insan makinesinin kullanma kılavuzu olan Kur’an-ı Kerimden habersiz yaşıyorlar. Tek hücreden yaratılan insanları kim yarattı? Vücudumuzun tuğlaları olan hücrelerden, tek hücreye bir bakalım: Allah tarafından depolanan vücudumuzun tek hücresinde ne var? 1 milyon protein. 8 bin amino asit, 5 element, 40 bin atom, 25 bin RNA molekül ve 25 bin DNA moleküllerinden bu hücre meydana gelmiş. Bu insan o gibi hücreden olmuş.

Tıp ilmi diyor: yalınız DNA ve RNA moleküllerin insanın vücudunda yaptıklarını yazabilsek 1 milyon sahifeden fazla yazı olabilir. Bu işleri biz yapmadık, annemiz yapmadı, babamız da yapmadı. Bu işler kendi kendine rastgele olmaz. Bu işleri yalnız ve yalnız: Uzaktan kumanda ile her şeyi yoktan var eden Allah yapmıştır. Bütün insanlar tek hücreden yaratılır; ama hiç bir insan diğerine benzemiyor. Bu da çok enterasan.

Bir hücreden yaratılan bu insan. Öldükten sonra çürüyen kemiklerden, yeniden insan olur diyene olmaz diyorsun öyle mi? Biz maddi tedbirimizi de alacağız, devletin emirlerine kesinlikle uyacağız. Sokağa çıkma kanunu uyacağız. Maske tak dendi mi, hemen takacağız. Tedbiri alacağız. Ölüm takdirimiz virüste ise? Öleceğiz. Virüsten ölürken imanımız sağlam idiyse şehid mertebesini kazanıp Allah’ın izniyle cennete gideceğiz inşaAllah.

Çünkü bu virüsü gönderen Allahtır. Tabii ki onun ilacını da O yaratıp bize göndermiştir. Bunun hakkında tahsil edenlerin fikirlerinden istifade edeceyiz.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır