Allahın Varlığının Alametlerinden Bir Kaçı

30 Gram ağırlığında olan dilimizin aldığı lezzetlerin sonunun sınırını koymanın imkanı yoktur. Bu tatlıdır, bu tuzludur, bu acı, bu mayhoş. Hatta mideye hoş olmayıp, vücudu rahatsız eden yiyeceği, ağza koyarsan hemen ağzından atar ve yüzüne tükürür.

İnsanın ihtiyaçlarından en çoğu havadır. İnsan en çok yarım dakikada nefes almalı, yemek yerken burnumuz olmasa idi nefes nasıl alırdık? İlim adamlarına göre burnumuz nefes alma bakımından ele alırsak burun ağızdan daha hassas bir azadır. Aldığı nefesi öyle bir filtreden geçiriyormuş ki akılları hayrette bırakıyor. Baş ağrımız için ilginç çözüm. Burnumuzun neden iki deliği var? Nefes alırken her iki deliği kullanırız. Sağ tarafı sıcak sol tarafı soğuğu alırmış. Eğer başınız ağrıyorsa? Burnun sağ deliğini kapatın beş dakika sol delikten nefes alın. Eğer kendinizi yorgun hissediyorsanız, o zaman sol deliğini kapatın, sağ delikten nefes alın, zihninizi açın. Bunlara inanmıyor olabilirsiniz, deneyin farkı görün, tasdik edeceksiniz. Bu çok eski bir doğu kültüründen alınmıştır. Bunu başkalarının de okumasına sebep olun.

Başınızı sağa sola çevirmek için boynuna menteşeler takılmış. Hatta gözlerini de o yana bu yana çevirmek için, başını çevirmek icap etmiyor gözlere takılan menteşelerden faydalanıyoruz. Bir tıp Profesörüne sordum, insan vücudunda herhangi bir şey fazla veya noksan buldunuz mu? Evet diyor, bulduk diyor. İnsanın bir bacağında iki damar fazla bulduk. Peki neye yarıyor o damarlar? Bana cevaben Prof Efendi diyor. Ne zaman kalbi ameliyat yapıyoruz o damarları alıp oraya koyuyoruz. Ayaklarımız yirmi-otuz santim olmayıp, bacağımızın aşağı taraftaki ince kısmı ile yere bassa idik halımız ne olurdu?

Evet kardeşler! Bu vücut yapımızın neresine bakarsak Allah’u Ekber demeye mecbur kalıyoruz. Hiç bir yerinde fazla veya noksanlık göremiyoruz.

Beynimizde aklımız olduğundan ötürü, beyin vücut azalarımızın en kıymetlisi olmuş oluyor ve Allah onu insanın ayağı altına koymamış, fakat insanın en üst yerinde koymuş ve ona her hangi darbenin neticesinde zarar görmemek için Allah onun üstünü sert ve kalın bir kemikle örtmüş.

Erkeğin bıyığı sakalı uzuyor fakat hanımların uzamıyor, neden? Çünkü hanım kendini beyine sevdirmesi için kendi beyine süslenmesi için hanıma serbesttir. Hatta sizden soruyorum? Eğer hanıma anne olma duyguları verilmese idi, yani dünyaya evlat getirmeye yarayan duygular, erkek ve hanıma verilmese idi? O iki cins mahluk biri diğerinin mesuliyetini üzerine alırlar mıydı? Hatta ve hatta, onların şehevi duygularını tatmin etme isteğine biri diğerinde cevabı sevindirici olmasa idi ve o duyguların ikincisi olan evlat sahibi olma ümidi olmasa idi? Onların birleşme isteği olur mu idi ? Asla ve kat’a olamazdı değilmi?! Hatta bu duyguları tatmin etmekle Allah tarafından onlar için peşin ücret olmuş oluyor. Bunlara bu ücret verilmese idi? Bunlar hayatlarında evliliğin mesuliyetlerini alırlar mıydı? Cevap kat’iyyen almazlardı. Bu saydıklarım duyguları biz insanlara Allah’ımız vermese idi, neslin çoğalması olur muydu.

Evet, Allahın Kuvvet ve Kudretini her yerde herkes kalp gözü ile göremediği için bunları saydık. Belki bazı kimse bu kelimeleri kullandığımız için bizi ayıplayabilirler. Fakat dinimizde, dini meselelerin açıklanması ayıp değildir. Her mahlukun ihtiyacına göre ona rızık vermiş. “Ata et, ite ot vermemiş.” Belki 1.3000 çeşit mahlukun ihtiyaçlarına noksansız cevap vermiş Allah’ımız. Suda yaşanır mı? Yaşanmaz, fakat balık yaşıyor. Acaba orada balık ne yiyor sorusuna cevap. Balık bir milyon yumurta yumurtluyor, onlardan bir azı balık oluyor ötekiler balıkların rızkı oluyor.
Allah insanın ön dişlerini arkadan, arka dişlerini önden koysa idi halımız ne olurdu? Hatta ağzımıza otuz iki diş değil de komple üst çenemiz bir diş, alt çenemiz de komple bir diş olsa idi halımız ne olurdu onlardan birinde ağrı olsa tamamını çekmek icap ederdi. Ya her azamız, duygumuz birer mucize olduğunu görüyorsunuz değil mi?

Serçe kuşu ağırlığının 5-6 mislini günde yiyormuş. Biz eşrefi mahluk olduğumuz halde, dünyada Afrika gibi yerlerde insanların bir çoğu karnını doyuramıyor. Ormanlarda can veren yaban mahluklardan ötürü orman kokmaması için, bazı yaban mahluklara onlar rızık oluyor ve ormanı pislikten temizliyorlar. Böylece Allahın Kuddüs ismi tezahür ediyor. Tabiatçıların ağızlarına tokat olması için, siz söyleyin: saydığım bu hakikatlerin hangisi tesadüfen, rastgele, düşünmeden mantıksız olabilir görmeyen, işitmeyen bir varlık tarafından bunlar yapabilir mi? Her şey birer mucize varlık olan, yukarıda saydığım bunları meydana getiren Kudretin, 99 isim kendinde Allahın sıfatlarını mevcut olan O Hakimi Zül’celaldır. Evet hiç kimse inkar ademez ki: Allahu Azimüşşan bunları meydana getirmiştir.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır