Anneler Babaları “Silik” Yaparsa!

Bir gün nişanlısından ayrılmış bir arkadaşıma ayrılma nedenini sorduğumda:

“Hocam, nişanlım ile başlarda gayet güzel anlaşıyorduk. Bazen, “Evlendiğimizde evde benim dediklerim olacak!” derdi. Ben de bunu şaka olarak algılar ve güler geçerdim. Ne zaman düğün hazırlıklarına başladık, o zaman bu düşüncesinin ciddi olduğunu anladım. İkimizin karar vermesi gereken konularda benim fikrimi sormaya ihtiyaç hissetmezdi. Sebebini sorduğumda, ‘Ben ikimiz adına da karar veriyorum ya!’ derdi. Tepki verince de; ‘Sözümün üzerine söz söylenmesinden hoşlanmam biliyorsun…”’derdi. Bu yüzden, anlaşamadık ayrıldık.”

Kızın anne ile babasının ilişkilerini sordum. Kızın annesinin otoriter olduğunu ve babasının fazla sözünün geçmediğini söyledi.

Başka bir ifadeyle babasının evde “pasif” olduğunu söyledi. “Anlayacağınız, atalarımızın deyimiyle; “Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur!” , “Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan (tüyünden) huy kapar.”  dedi.

Baba Deyince…

Sözlükte baba, “Çocuğu olan erkek” anlamına gelse de gerçek anlamda baba; önce kendini geliştiren, sonra da gelişim dönemlerine ve çocuk psikolojisine uygun olarak en güzel şekilde evladını eğiten kişi demektir.

Günümüzde bütün kavramların içeriği değiştiği gibi anne ve baba kavramlarının da içreği değişti. Anne deyince, sevgi, şefkat ve fedakârlık akla gelmesi gerekirken, günümüzde çocukların sadece temel ve okul ihtiyaçlarını karşılayan bir anne profili karşımıza çıkmaktadır.

Baba deyince de güven, otoriter, duygularını ve sevgisini kolay kolay dışa vurmayan biri olarak çağrışım yaparken; günümüzde çocuklarıyla beraber olmak isteyen fakat iş yoğunluğundan (!) dolayı onlarla bir araya gelemeyen ve otoritesini yitirmiş bir baba profili karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde ihtiyaçların çoğalması ve mevcut iş hayatı şartları babaları evinden ve ailesinden çalmaktadır. Fakat ailenin ve özellikle çocukların evde babaya ihtiyaçlarının olduğu çok açıktır. Çünkü çocukların kişilik ve kimlik gelişiminde anne kadar babaya da ihtiyaç vardır.

Zira kişilik gelişiminde babanın etkisi çok büyüktür. Çocuklar, özellikle erkek çocukları; güven, cesaret, aidiyet, cinsel kimlik gelişimi gibi birçok değeri babalarından öğrenmektedirler. Babayla yeterli zaman geçiren çocuklar, daha sağlıklı bir kişilik geliştireceklerdir.

Anneler Babaları “Silik” Yaparsa!

“Silik Baba” problemi; evde sözü geçmeyen ve anne modelinin baskın olduğu ailedeki babasızlıktır.

Silik baba, çocuklarına karşı ağırlığı olmayan ve kendini hissettirmeyen babadır.

Başka bir ifadeyle silik babalık; babanın bedenen evde olup annenin evde hâkimiyetinden dolayı çocuklar üzerinde söz sahibi olamamasıdır

Aile içindeki kararlarda annenin babaya söz hakkı vermediği, baba söz söylemeye çalıştığı zaman da babanın aşağılandığı, değersizleştirildiği, kusurlarının sürekli gündeme getirildiği bir ortamda yetişen çocuklar, babanın mağduriyetinden dolayı babayı yüceltmek bir yana tam tersi onu değersizleştirir. Bunun sonucunda çocuğun “Lider Baba” modeli bozulmakta, bu yüzden özellikle erkek çocuklarda kişilik bozulmalarına neden olmaktadır.

Babanın vefatıyla ya da boşanma sonunda oluşan baba boşluğunu, model olma açısından, büyükbaba, dayı, amca bir şekilde doldururken, “Silik Baba”nın boşluğunu kimse dolduramamaktadır.

Dirayet sahibi ve ağırlığı olan bir babanın yanında büyüyen çocuklar, başta temel güven duygularını geliştirecektir. Ağırlığı olmayan “Silik Baba”nın yanında büyüyen çocuklar, bundan mahrum kalacaklarından temel güven duyguları gelişmeyecek, bunun yerine pasif bir kişilik geliştireceklerdir

Annenin otoriter olduğu babanın fazla söz sahibi olmadığı aile ortamlarında büyüyen çocuklar, özellikle de erkek çocuklar için bu büyük sıkıntı olacaktır. Erkek çocukların kendisini model alabileceği babanın ağırlığının olmaması kişilik gelişimi kadar cinsel kimlik gelişimini de olumsuz etkileyecektir.

Erkek çocuklar, babaların davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenmeye çalışırlar. Babanın evdeki kuralları ve uygulayışı, problemlere yaklaşımı ve çözümü, eş ve çocuklarına yaklaşımı kişilik gelişimi için önemlidir. Çocukluk yıllarında babalarıyla yeterli özdeşim kuramayan çocuklar, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde olumsuz etkilenmektedirler.

Bunun yanında erkek çocuklar için baba, cinsel kimliğin ve rollerinin gelişimi üzerindeki etkisinden dolayı da önemlidir. Erkek çocukların cinsiyet rollerine ait özellikleri, babanın çocuğa uygun ve sağlıklı model olmasıyla gelişebilmektedir. 

Babanın çocuğuyla kurduğu yakın ve sıcak iletişim, çocuğun özdeşim kurmasını kolaylaştırmakta ve çocuğun kendi cinsiyet rolünü geliştirmesine yardımcı olmaktadır. Uygun model bulamadıkları zaman ise cinsel kimlik gelişimleri olumsuz etkilenebilmektedir.

Kız çocuklarının da hayatlarında tanıdıkları ilk erkek, babaları olacağı için kişiliğinin gelişmesinde baba, önemli bir yere sahiptir. Babalarıyla sağlıklı iletişim kurabilen kız çocukları, güven geliştirme konusunda daha şanslıdırlar. Erkekleri daha iyi tanıma fırsatını elde etmiş olurlar. Bu da çocuklara, iletişim kurma ve problemleri çözme gibi becerileri kazanmasının yanı sıra evlilik hayatında da faydası olacaktır.

Yine kız çocukları; babaların kişiliğinde karşı cinsi tanıma ve anlamada, kendine güven geliştirme de önemli bir figür olmaktadır. Kız çocukları babayla iletişimiyle erkekleri daha iyi tanıma adına farkındalığı sağlayacaktır.

“Silik Baba”nın yanında büyüyen kız çocukları da babalarıyla sağlıklı bir iletişim kuramayacaklarından kişilik gelişimleri olumsuz etkilenecektir. Sağlıklı bir baba modeli oluşturamayan kız çocukları, evlilik hayatlarında da sıkıntılar yaşayacaklardır.

Kız çocukları evlendiklerinde, annelerinin babalarına davrandığı şekilde, eşlerine davranacaklardır. Bu da ister istemez istenmeyen sonuçlar doğuracaktır. Aynı sıkıntı erkek çocuklar için de geçerlidir. Onlar da evlilik hayatlarında silik olacak ya da evliliklerinin sağlıklı yürümemesine neden olacaktır. Yine onlar da çocuklarına uygun model olamayacaklardır.

Annenin otoriter babanın silik olduğu bir ailede büyüyen bir kız, evlendiği zaman kocasıyla ilişkilerinde,  “Evde benim sözüm geçecek, benim dediğim olacak!” tarzında bir yol izleyecektir. Bu kız çocuğu evlendiğinde kocasından devamlı itaat bekleyecek hatta bu beklentisinin normal olduğunu düşünecektir.

Sonuç Olarak sürekli annenin sözü geçtiği; babanın kararlarda hiç söz sahibi olmadığı ortamlarda büyüyen kız çocukları, kendine itaat edecek erkekleri tercih ederken; erkek çocukları da sığınma duygusuna bağlı olarak yaşça kendinden büyük kızları tercih edecektirler.

Selam ve dua ile….

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: