Başbakan Isparta ve Bediüzzaman

Sayın Başbakanımız Isparta’daydı. Öğleden sonra hükümet meydanında onu bekledim. Bir kurşun dökmesi istiklal Marşı bir kenara itilmiş, eskimiş , okunmaz hale gelmiş, onun yanında Mehmet Akif Çeşmesi yürekler acısı durumda mermerleri eskimiş, bakımsızlıktan o güzelim sanat eseri köhneleşmiş, ülkede kültür ihtilalı yapan irade yıllardır onu bakımsızlıktan mezbeleye çevirmiş,daha önceki dönemde bir vali yardımcısına onun içler acısı  durumunu söyledim beyefendi onu yaptırmayı karihası kaldırmadı, ne yapalım din milliyet ve kültür dengesini kuramayan Müslümanlık. Bu dengeyi kuramamak cumhurbaşkanı öldürmeye giden dindarlığın üstünde bir kağıt kaporta durduğu adamlar. Diyarbakır’da Yahya Kemalı anmayı kendine yediremeyen rektör şimdi kendine yedirsin, gördüklerini. Kimlik krizi hepimizin ihmalidir, kimsin nesin hangi ülkedesin hangi tarihi şartlarla buralara geldim, sen kimlerin canı kanı hesabına kazanılmış bir hürriyeti  tepe tepe kullanıyorsun.Tarihi, sanatsal, dini, milli, sanat ve estetik dilimini bilmeyen insanlar ne garip değil mi ?

Başbakan toplumsal bir evet seferberliği için ısparta’daydı. Siyasi tarihten, siyasilerden bu memleketin artık eski demokrasi telakkileriyle gidemeyeceğini anlattı. Başbakanların, bakanların adi bir suçlu gibi  idam sehpalarında heba olmaması için bu milli irade evet mitinginde hassasiyetlerini dile getirdi. Isparta’nın medarı iftiharı Süleyman Demireli andı, o garibanda altı defa gitmiş gelmiş, demokrasi üstü zevatın ihtiraslarından çok çekmişti. Bediüzzaman kur’an‘ların meydanlarda yakıldığı ezanların sustuğu bir dönemde eserleri ile dinin istiklalini ilan etti. Dinin hürriyetini korudu. Her şey rağmen o ceberut devirde Barla’da dünyanın en büyük tevhid ve edebiyat metinlerinin yazdı, bugün dünyaya okutturuyor.

Ak Parti il başkanı Bediüzzaman’ı andı, öyle ya Dostoyevski rus edebiyatının medarı iftiharı bütün dünyada okunuyor, onu ilk defa tanıyan bir büyük yazar, “nişanlımla tanıştığım günden daha mutluydum “ diyor. Ayet ül Kübra Karamazof Kardeşlerden binlerce defa insanlığın ve evreni anlamandıramayan materyalist dünyada tevhidin bayrağıdır. Hugo Fransız edebiyatının medarı iftiharı , Dickens İngiliz edebiyatının iftihar kültü, ıspata Bediüzzaman’ı anmak ve yüceltmek için mecbur çünkü onun mekanı yıllırca sürgünde yaşadağı Barla ısparta’da. Ama ısparta’da benim bulunduğum edebiyat bölümünde bu büyük mütefekkir, Türk toplumunun ve islam dünyasının medarı iftiharı hakaretlere maruz kalıyor ben de bundan hissemi alıyorum. Sayın Başbakan “o büyük insan gördüğü zulümlere rağmen milletine devletine ihanet etmedi,  bir menfi tavır ve söz söylemedi. Otuz yıl zulüm gören bir insan çatısı  altında yaşadığı devlete ihanet etmedi, devleti güçlendiren ve devletlerin mayası olan dini pekiştirdi, ve devleti ayakta tuttu. Roma‘yı Kuran Römüs ve Romülüs bir din icad ettiler çünkü saçma da olsa bir olimpos dağı tanrıların mekanı idi ama ihtiyaçtı, “Beşerin böyle dalaletleri var putunu kendi yapar kendi tapar” Ama suyu arayan ördek yavrusu gibi insan illa bir şeye tapacak çünkü onun fizyolojisi ve psikolojisi bir Tanrıyı arıyor, sen reelini veremezsen o irreelini alır onu tapar.

Sayın Başbakan Bediüzzaman’a olan bu toplumun ve ısparta’nın vefa borcunu ödedi, onun mekanının cennet olmasını dua ile istedi, binlerce sağol varol. Kulağınıza küpe olsun sadece fikir ve tefekkür adamı olan Bediüzzamanl’ı değersizleştiren adamlar. Isparta  ve üniversitesi Londra, Sen Petersburg, Paris, Dublin ‘den neden geri kalır neden Bediüzzaman’ı anmaz, çünkü onu  anlama basireti olmayan insanlar var. Dünya kimseye kalmaz bugünler gelir geçer yarın  neden yapmadık diye elinizi dizinine vurursunuz, ibicioğlu Bediüzzaman’ı anmamakta direndi ama tokadını yedi, o nankörlüğü yemez. Hem de  ne  var ki orta yerde eceli ile ölmüş mezarı bile kendine çok görülmüş bir adamı bu üniversitede anmamak.

Bediüzzaman evinin önüneki cadde yürekler acısı, bir yağmur yağınca geçilmez oralardan. Sayın Belediye başkanı sen Bediüzzaman şehrindesin ona göre, o Türklerin ve Kürtlerin  medarı iftiharı bir adam, sadece Türklerin iftihar ettiği insan olmak bir şey getirmez, çünkü artık bu bir realite Bediüzzaman yüz  yıldır Türk ve Kürtlerin  arasındaki en sağlam ittihad ve istinad köprüsüdür. Diyarbakır Bediüzzaman’ı anlamadı ne hale geldi üniversitesi ve zevatı. Anlamayanlar devam etsin, ama “sen sabret zaman sabretmez“ diyor bir Arap atasözü , Süleyman Nazif işgal İstanbul’unda söylemiş bu sözü.

Bediüzzaman’ı andığı için onu sevenleri mutlu etti Başbakanımız sağolsun var olsun.

Himmet Uç

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: