Bediüzzaman İstismarı

Vakti ile anlaşılamayan şahsiyetlerin şimdilerde kıymete binmesi dikkat çeker oldu.

Menfaatlerin çok ön plâna çıkartılarak tanınmış şahsiyetlerin kullanımı hızla çoğaldı. Bu durum samimiyet makamında sorgulamayı gerektirir hal aldı. Çağlara ışık olan büyüklerin doğru anlaşılması ve istismar edilmemesi için hak severleri vazifeye davet ediyoruz.

Hayata sokulmayan bir Bediüzzaman anlayışı kadar, her şeye alet edilen bir Bediüzzaman yaklaşımı yanlıştır. Bediüzzaman’ın dilinin iyi bilinmesi gerektiği kadar toplumun katmanlarının dilinin de iyi anlaşılarak takdimi lazımdır. Anlayamamak kadar anlatamamak da eksikliktir. Sorumluluğu; anlaşılmayanda değil, takdimde ve anlayamayanda aramak doğru davranıştır.

Dil ve harf devrimi Bediüzzaman’ın anlaşılıp kabullenilmesine mâni olamadı. Laikliği ifsatları namına kullananların bütün hilelerine rağmen hâlâ insanlar Risale okuyor ve yaşıyorlar. Ama onların yapamadığı zararı takipçilerin eliyle yaptırılması kabul edilir değildir ve sinsice bir tuzaktır.

Hayatını Hakk’a ve ilme feda eden Bediüzzaman’ın, her türlü menfaat için kullanımı Hakk’a ve ilme büyük ihanettir. O, değil dünyasını, ahiretini dahi iman hizmeti için feda ederken burada birilerinin Bediüzzaman’ı çıkarı için kullanması doğrusu çok acıdır.

Bediüzzaman’ın maksadını anlayamamak kadar, maksadını kendi menfaati istikametinde yorumlamak, istismarın bir başka acı tablosudur. Bu yanlışlığa karşılık önceleri tashih niyetiyle ortaya çıkıp sonra kasıtlı/kasıtsız başkaların hizmetine kullanılmak ise tekrarlanan bir başka ibret tablosudur.

Samimi davranışlarla cemaatte tanındıktan ve taban edindikten sonra gizli hedefi istikametinde insanları ve hadiseleri yönlendirerek hem cemaatin başına işler açarak ve hem de ehl-i imanın yanılmasını netice veren ve verecek yaklaşımlarla yapılan Bediüzzaman istismarı çok dikkat çekicidir.

Onun eserlerini okuyup, fikirlerini yaşayanların toplum içerisinde mihenk taşı görevi gördüğünü bilen birileri onlardan ve potansiyel çevresinden istifade etmek için yapılan sözde Bediüzzaman muhabbeti doğrusu çok yaralayıcı olmaktadır.

Kimileri de açıktan Bediüzzaman düşmanlığı yaparak bir yere selam göndererek, bir yere yaranmak peşindedir. Onlar da bir taşla iki kuş vurmaktadırlar belki de üç. Düşmanlık, yardım aldıklarına selam ve kamuoyunda onu sıradanlaştırmak.

Bediüzzaman isminin ve nüfuzunun kullanımı çok dikkat isterken sorumluluğu da beraberinde getirmektedir. Kişi niyeti ile beraber davranışının sorumluluğunu taşır. Niyetini Rabbi ve kendi bilirken izleyenleri ise davranış ve ifadelerine göre hareket eder.

Nur Talebesi; Risale-i Nur’u, hiçbir menfaat ve maksada âlet etmeden sadece Allah rızası için Kur’ân ve iman hizmetinde müşavere ile devam edecektir.

Allah, herkesin niyetini pekâlâ biliyor. Zaten kişinin başına gelenler niyetine göredir. Onlar ve vesileleri ne yaparlarsa yapsınlar maksatlarının aksiyle tokat yiyecekler. Kader hakîmdir.

Allah, nurunu tamamlamak ve tamamen parlatmak istiyor; kâfirler hoşlanmasalar da.

Mehmet Çetin

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: