Besle Kargayı, Oysun Gözünü..

Ülkemizin durumu iyiye gitmiyordu, okullarımızda iman, edep ve marifet adına değerler eğitimi yoktu, çocuğunu okula gönderen bir yandan mutlu bir yandan mutsuzdu, belki çocuğu dünyevi açıdan bir başarı elde ede- bilecekti ama ahret açısından kayba uğradığı ortadaydı.

İlkokul öğretmenim Süleyman Kulbay ortaokula gönderilmemi istediği halde babam bana kıyamamıştı, çocuğum iyi yetişmez diye beni okul yerine medrese eğitimine gönderdi, günü geldi orta okulu da liseyi de hariçten alıp, üniversiteye daha donanımlı gittim ve FETÖ gibi örgütlerin tuzağına düşmedim.

Gariban vatandaşımız; evladım hem dünyasını hem ahretini mamur etsin diye bu tür örgütlere evladını vermek durumunda kaldı. O yıllarda okullarda, yurtlarda ne tür rezaletlerin yaşandığını bilen biliyor. Gel gör ki vatandaşımızın itimat ettiği bu örgüt kendi ülkesine ihanet etti.

FETÖ’nin Kürt sorununa barışçıl bakmaması ve Peygamberimizi yerine göre es geçmesi örgütü bu rezil istikamette bu sefil sonuca götürdü.

Hem vatandaşın, hem de devletin FETÖ’ye verdiği imkanlar dünyada emsali görülmemiş fırsatlardı. Yeminle söylüyorum FETÖ’nün bu kadar sinsi bir düşman olduğunu ne ben ne de bir başkası tahmin etmemişti.

Fakat şu kaset skandallarıyla örgüt gündeme gelince çok irkilmiştim çünkü İslam dini bir başkasının kapısını dinlemeyi dahi yasaklarken bu düzeyde insanların mahremlerine girmenin bu örgütüm ahlaksızlıkta sınır tanımadığının deliliydi.

O zaman “al o kaseti kafana çal” başlıklı bir yazı ile bu rezil hali eleştirmiştim.

FETÖ örgütü öyle sinsi bir tarzda çalışmıştı ki devletin tüm kurumlarına sirayet etmiş, adeta kontrolüne almıştı. Bunu ben sen anlamakta zorlanıyorduk ama Cumhurbaşkanımız ve arkadaşları, duyarlı araştırmacılar iyi biliyorlardı, ben de şüpheleniyordum, belki hükümetle ortak bir noktada barışırlar, birleşirler diye bir beklentim vardı, olsun dua ediyordum. Her ne kadar güçlü bir örgüt olsa da bu kadar nankör olacağına ihtimal vermemiştim. Hele askeriyeyi bu düzeyde ele aldığını hiç mi hiç bilmiyordum.

Besle kargayı oysun gözünü” atasözü bir daha tecelli etti maalesef!

Bundan 15 yıl önceydi bir yakınım asteğmen olarak kuzey ırakta askerliğini yaparken izne gelmişti, bana ciddi bir soru sordu “Eyüp abi ben askeriyede kalsam ve kendimi gizli tutma adına bazen namazlarımı kılmazsam dinen bir fetvası olur mu” ben de bunun dinen caiz olmadığını söyledim, anlaşılan onu da etkilemişlerdi, elhamdulillah teskeresini alıp sivil hayata döndü, hatta Ak partide vekil de oldu.

Benim bildiğim kadarıyla cumhurbaşkanımız ülke menfaatleri için bu örgütle uyum içinde olmaya çalıştı ama başarılı olmadı, en son cumhurbaşkanımızın istifasını isteyecek kadar küstahlaştılar ve “Kangren olan kol kesilir” ifadesini kahraman bir memleket evladı olan Recep Tayyip Erdoğan için kullanıldı.

Empati yapıyor da bu ne belalı bir örgütmüş aman Allah’ım, işte milletin menfaatine göre değil de dünyanın aklına hizmet eden örgütlerin hali budur. PKK dahi öyle hareket etmedi mi? Nerdeyse ülkemize barış huzur gelecekti Kandil çözüm sürecini beklentilerin tersine işletmedi mi?

Aklı dışarıdan beslenen bu örgütlerin hali budur. Her iki örgüte karşı da vatandaşlarımın uyanık olmaya davet ediyorum.

Allah Anadolu insanını bu tür belalı şer odaklarından korusun amin demeniz dileğiyle.

Eyüphan Kaya

NurNet.Org