Bir Selam Ver Ama Selam Olsun

Bir mekâna giriyoruz veya bir tanıdığa rastlıyoruz ve ilk kelamımız ne oluyor genelde? Muhtemelen su kelimeler dökülür dilimizden: “Selaaam, günaydın, hayırlı sabahlar, iyi günler, iyi akşamlar veya selam aleykum”. İşte en geç bundan sonra bir klasik selamlaşmanın getirdiği samimiyetsiz konuşma geçer tanıdıklarımızla: “Nasılsın? —İyiyim, sen nasılsın? Bende iyiyim!

İster iyi olun ister kötü, cevabımız hep aynı olmuyor mu? Belki de dertleşmeye ihtiyacımız var ama çoğunlukla klasikleşmiş bir selamlaşma ve konuşma yapıyoruz ki, bu samimiyeti ve güveni sarsıyor ve açık konuşamıyoruz. Bu konu her ne kadar önemli ise de başka bir bahis olduğundan girmeyip “selamlaşma” konusunu ele almak istiyorum.

Dinimizde selamlaşmanın hükmü

Selam vermek sünnet, selamı almak ise farzdır. Selam veren sünnet sevabı aldığı gibi, karşısındakine de farz işlettiği için onun kadar sevap alıyor. Selam veren kişinin unutmayacağı şey selam vermenin sünnet olması ve o kimseye duada bulunduğudur. Bu niyet ile verilen selam o kişiye sevap kazandırır. Sünnet olduğu unutulup, alışkanlık haline gelmişse ve şuursuzca selam verilirse, sevap olmaz. Yaşadığımız ahir zaman olması hasebiyle sünnetlere daha da sık sarılmamız gerekir. Hadisi Serifte Resulullah efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Ümmetimin fesada düştüğü bir zamanda, sünnetime sımsıkı sarılan şehit sevabı kazanır.” (Taberani)

Ayrıca unutmamak lazım ki, müslümanın müslüman üzerinde olan hakları vardır. Buharide geçen bir rivayette efendimiz, “müslümanın müslüman üzerindeki beş haktan biri de selam vermektir” dediğini unutmamalıyız.

Selam’ın anlamı nedir?

Selam, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol, müslüman olarak öl manalarına da gelir. Bu sebeple dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam verilmelidir! Bu husus müslümanlar arasındaki sevgiyi pekiştirmeye vesile olur.

Selamlaşmanın önemi

Selam vermek o kadar önemlidir ki, biriyle karşılaştığınızda veya telefonda konuşmak istediğinizde, kelam etmeden yani konuşmaya başlamadan önce selam vermek lazım gelir. Bunu bize Resulullah’ın şu hadisi şerifi bildiriyor: “Selam vermeden söze başlamayın. Selam vermeden konuşana cevap vermeyin.” (Hakim)

Mümin evine girdiğinde ev halkına selam vermeli. Eğer evde kimse yoksa “Esselamü aleynâ ve alâ ibadillahissalihin (Allah’ın selamı bizim ve Salih kulların üzerine olsun)” demelidir. Unutmamak lazım ki müslümanın evinde rahmet melekleri bulunur. Böylece hepsine selam vermiş oluruz. Bu durumun bize nice faydaları vardır ki şöyle: “Evine girerken selam veren, Allah’ın himayesinin garantisi altındadır.” (Ebu Davud)

Özet

Son olarak bir konuya daha değinelim. Selam’ı yaymak ve selamlaşmanın önemin sebeplerinden biri de “Selam “ Allah’ın (c.c.) güzel isimlerinden biri olduğudur. Kuranı Kerimin on iki yerinde Allahu Teâlâ mümine selam verdiğini tespit edebiliriz. Selam’ı yaymak Allah’ı razı eden bir amel olduğunu Peygamberimiz bize bildirmektedir. Daha önce belirttiğimiz gibi selamlaşmak müminler arasındaki muhabbeti arttırdığı gibi selam vermeyenler cimri olduğunu belirten bir sürü hadisi şerif vardır.

Günaydın, iyi günler, hayırlı sabahlar, iyi aksamlar gibi kelimelerin hiç biri, müminler arasındaki selamlaşma ameliyle denk değildir. Bu kelimelerin bir mahsuru yoksa bile, “Es selamu Aleykum” ve “Ve aleykum selam” demenin yerini almaz ve sünnet olan selamlaşmayla alakası yoktur.

Selam vermek ve yaymak niyetiyle, şuurlu bir şekilde bu amele devam etmeyi Allah (c.c.) bizlere nasip etsin. AMIN!

“Selam, Allah-ü Teala’nın isimlerinden bir isimdir ki, onu Allah (c.c.) selamlaşmak için yeryüzüne koymuştur; o halde aranızda selamı yayınız.” (İmam Ahmed)

Arif Ağırbaş

https://twitter.com/Arif_Agirbas

arif.agirbas@hotmail.de

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: