Bu Zaman ve Risale-i Nur

Allah’ın varlığı üzerindeki tartışma, insan düşüncesinin eksenini oluşturmaktadır, ortaya konan iddialar göstermektedir ki bu tartışmalar azalmayacaktır. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, İslâm medeniyetinin içinde bulunduğu duruma Kur’ânî bir bakış açısıyla, çözümler getirmiş, İslam coğrafyasında hakim olan, ezberciliğe dayalı geleneksel İslâmî eğitimin yaklaşımına yeni arayış getirmiştir.

Yazmış olduğu Risale-i Nur Külliyatında Çağdaş Müslamanın ihtiyaç duyduğu tefekküri manayı işlemiştir. Risale-i Nurlar Kur’ânî bilgi hazinesini derinlemesine kavrama imkanı veriyor. Bilim ve teknolojinin, materyalist dünya görüşünün revaçta olduğu bir çağda ancak böyle bir kaynak bu zamanın ihtiyacına cevap verebilir.

Kur’ânın ortadan kaldırmak istendiği bir dönemde Risale-i Nur’ların önemi ve gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmış, verdiği mesajların bilimsel ve fikri olarak doğruluğunun delili bu ereslerin tesir sahasının Türkiye ile sınırlı değil, tüm dünyaya yayılmış olmasıdır. Kur’ân ile Risale-i Nur arasındaki münasebet ayla güneş arasındaki münasebete benzetilmiştir. Onun amacı Kur’ânın icâzını beyan etmektir. Risale-i Nur, Türkçe bilenlerin ve şimdi artık Türkçe bilmeyen Müslümanların da Kur’ân’ın mesajından derin dersler çıkarması için bir çeşit sondaj vazifesi görmüştür. Akılların allak bullak edildiği bu zamanda, Risale-i Nur, Müslümanların İslâm’a sadakatını tesis etmiştir. Bilhassa Ülkemizde bu eserlere yakın duranlar Türk kimliğini ve Müslümanlığını hiç bir zaman yitirmemişlerdir.

Muhaliflerin tazzikleri göz önünde bulundurulunca Risale-i Nurların gücü ve tesiri daha iyi idrak edilmektedir. Modern çağ Risale-i Nur suz olamaz. Bediüzzaman Said Nursî’nin amacı Kur’ân’ın sönmez ve söndürülmez bir nur olduğunu göstermektir. İslâmiyetin bir din ve dünya görüşü olduğu geleneksel yöntemlerle ne anlaşılabiliyor ne de açıklanabiliyordu. Bediüzzaman Said Nursî, İslâmla bilim arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Tabiat, insan ve yaratıcı arasındaki bu ilişkinin ortaya konuş biçimi Risale-i Nurlara teveccühü arttırdı.

Kur’ân ve Hadis bilgisine dayanarak İslâm düşüncesinde akıl ve vahiy arasındaki karşılıklı ilişkiyi göstererek meteryalizmin İslâm inancını tehdit ettiği çağımızda Müslüman nesillerinin susuzluğunu giderdi. Bediüzzaman Said Nursî zamanının çok ötesinde biridir. Bundan dolayı o, olup bitene seyirci kalmayarak ileride, İslâm’ın ortadan kalktığı bir dönemin gelmemesi için, Kur’âna hizmet çerçevesinde, mesaisini Kur’ân üzerinde yoğunlaştırarak, Risale-i Nur gibi bir eser ortaya koydu.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Müslümanlar ve diğer insanlar tarafından keşfedilmeyi bekleyen, eşi benzeri çok az bulunan bir elmastır. Bundan dolayı Risale-i Nurlar üzerinde çok daha fazla çalışmaya ve tefekkür etmeye ihtiyaç vardır. Risale-i Nurlar, Kur’ân’ın mânâ okyanusundan damlalar hükmündedir. “Eğer yeryüzündeki bütün ağaçlar kâlem olsa, deniz de mürekkep olsa, hatta buna yedi deniz daha eklense de Allah ‘ın kelâmı yazılmakla tükenmez. Şüphesiz ki, Allah yegâne galiptir, hükmünde hikmete sahiptir.”

Çetin Kılıç

Kaynak
Lokmân, 31/27
Risale-i Nur Külliyatı
Sorularla risale