Bu Zamanda Müslümanlara En Çok Saldıran Açık Saçık Hanımlardır!

Müslümanların şeref ve şanı olan ırz ve namus, ve bu cevher elden gitmemek  için, ecdattan bu uğurda çoğu canını hiç acımadan verdiler.

Fakat ne yazık, iç ve dış düşmanların gizli ve aşikâr saldırıları neticesinde: Bu vatanda yaşayan halkın dedeleri, beş-altı asır İslamiyeti dünyanın dört yanına yaymaya çalıştıkları halde, hatta o dedeler o eşsiz şerefi korumaları için çoğu canını verip şehit oldukları halde, kendi torunları olan sokaktaki açık saçık kızların anne ve babaları, Allah o evlatları onlara sakat değil, kör değil, aptal değil sapa sağlam hediye ettiği halde, o anne babalar Allahın kanununa muhalif olarak, kızlarını Hıristiyan ve Katolik hanımlardan daha fazla soyarak yarı çıplak bir vaziyette meal esef  sokağa salıyorlar.

Halbuki bu tesettür kanuni: Basit bir adet değil ki: Müslümana farz olan  Allahın bir emridir. Allah Kur’an’ı Keriminde: “Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve Müslümanların hanımlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olanıdır.” (Ahzab 59)

Dinimizde, kadını kıyafeti, el,yüz, hariç bütün vücudunu örtme şartı var. Giyilen örtü saçları da içine alacak şekilde, hanım bütün vücudunu örtmesi lazım. El ve yüzün haricinde onu hangi elbise iyi kapatabiliyorsa, elbisenin adı ne olursa olsun kadın onu giyebilir. Yalınız hanımın giydiği elbise vücudun hatlarını belli etmeyecek şekilde geniş-bol olmalıdır ve başörtüsünü elbisenin yakası üzere salması lazımdır. Vücudun hatlarını-kalınlık sınırlarını belli eden dar elbiseyi giymesini dinimiz yasaklamıştır. Dar elbise giyen hanımlara dinimiz “giyinik çıplak” ve “cehennemlik” hanımlar olduğunu Peygamberimiz a.s. Hadisi şerifinde haber vermektedir. Elbisenin geniş olması derken: Hanımın dışarıda yabancı erkeklere karşı giydiği elbiseyi kast ediyoruz. İç elbiseler nazarı itibara alınmaz.

Günümüzde caddelerde, dar bir bluzla göğüslerini,  kalça ve bacaklarını, kollarının kalınlıkları belli eden elbise giyen hanımlar “giyinik çıplaklardır.” Bunu da ilave edelim: İslami elbisenin bir özelliği de ince ve şeffaf olmamasıdır. İslam hanımın teninin-etinin rengini gösteren kıyafetleri yasaklamıştır “Hicab” demek gizlenmek demektir. Peygamberimiz a.s. ince elbise giyen hz. Esmadan yüzüni çevirerek, ince elbise giymesini yasakladı. Ebu Davud Libas. 34. (4104)

İnce elbise hakkında, Peygamberimiz a.s. Sahabenin birine: “Hanımlarına söyle bu elbisenin altına bir astar koysun de bedenini vasfetmesin.”Ebu Davud Libas. 39. (4116) Evet anladınız, ince elbise ne demektir: “Hanımın teninin renginin belli olmamasıdır.” Bir başka rivayette: “Kadının kemiklerinin iriliğini göstermemek” tir.

Dışardan bakıldığında elbisenin içinde hanımın teni görülüyorsa? O elbise ister kalın ister ince olsun- böyle bir elbise ile setr-i avretin (edep yerlerin örtünmesi) hasıl olmayacağı belirtilmiştir. (Fıkhi risaleler, Dr. Faruk beşer Seha yay. S. 53)

Peygamberimiz a.s  bir Hadisi şerifinin manası “Kim ki başka dinde olan bir topluluğa benzerse o onlardandır” (Ebu Davud Libas 4) Yani Peygamberimiz a.s. başka din başka kültürden olan kadınlar gibi giyinen kadınların, onlara benzeyip onlardan olacağını açıkça beyan etmiştir. Bu itibarla: Müslüman kadının giydiği elbise kâfir kadınlarının giydikleri elbiselere benzememeli.

Bu konuya Abdullah Bin Amr’ın (Radiyallahu anh) rivayeti açıklık getirmektedir “Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) benim üzerimde dikkat çekici  altın renginde bir çeşit boya ile boyanmış iki elbise görünce şöyle dedi: Bunlar kâfirlerin elbiseleridir onları giyme!”

Bu ölçüleri verdikten sonra, biz düşünelim. Her zaman kâfirlerin giydikleri elbiseleri dinimiz Müslümanların giymesi,  yasaklamışken, bu günkü halimize bakarsak pek iç acısı olarak görüyoruz.

Şöyle bir düşünsek; halkı Müslüman olanların ülkesi olanın bir  şehrinin sokağında,açık kıyafetle bir Müslüman kızını, bir Alman kızı, bir İngiliz kızı veya bir Fransız kızının arasına koysan, acaba bunların arasında hangisi Müslüman kızı  olduğunu fark edebilecek misin?

Evet,her ne kadar hanımın yüzü saçından çok erkeğin şehvet duygularını uyandırır; amma hanımın evlenme ihtiyacı olduğu için Allah hanımın yüzünü örtmesini emretmemiş, saçını örtmesini emretmiş. Biz Allahın emri karşısında fikir yürütemiyoruz Onun emrine uymaya mecburuz. Faka her ne kadar hanımın yüzü erkeklerin şehevi duygularını saçlarından çok tahrik eder. Fakat hiçbir erkek hanımın yalınız saçına bakarak o hanımla evlenmemiştir. Her ne kadar hanımı güzelleştirmek için saçı da işe yarar ama o yetmez. Hanımın yüzü insanın şehvet duygularını tahrik ettiği için, beş-altı yüz sene uzun bir devre hükmeden  Osmanlı devletleri hanımları siyah peçe ile  yüzlerini örtmüştür. Hanım onsuz sokağa çıkamamıştır o hanımın rahat görmesi için peçe biraz ince imiştir, fakat dıştan erkek hanımın yüzünü görememiştir (Memleketimde annem devamlı onla gezdiği için ben iyi bilirim.)

 Abdülkadir Haktanır  

 www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: