Buruk bir Yılbaşı ve Sinsi Tuzaklar

Bu önemli konuya başlamadan önce, özellikle şunu ifade etmek istiyorum:
 
Tüm İslam alemi kan ağlarken, zalimler Müslümanların, kadınların, çocukların ve hatta yardıma giden masumların üzerlerine bombalar yağdırırken, ülkemize yedi düvel ŞER güçler acımasızca saldırırlarken, bu sene yılbaşı programlarına meyledecek bir mü’min olacağını düşünemiyorum.

Öyle ya, Haçlı müttefikler; ülkemizi iç savaşa sürükleyerek yağmalamak için, legal ve illegal projelerle bütün itlerini üzerimize salmışken, böyle bir ortamda onların paskalyalarını ve noellerini, hangi mü’min gafilce taklit edebilir ki?…
 

Ne güzel söylemiş bir mütefekkir: “Yedi Hristiyan ortak olup kurban kesmedikçe, ben onlar gibi çam süsleyip yılbaşı kutlamam.”..İşte bu konuda, şuurlucadik duruş budur…
 
Arz edeceğim tespitler sıradan tespitler değil, ayet, Hadis ve sosyolojik olaylara dayalı tespitlerdir. Bir Müslüman ülkesi diye bilinen ülkemizdeki yılbaşı gecesindeki, gayri meşru olayları, israfları, kavgaları, gürültüleri, trafik kazalarını, hatta cinayetleri, bir nebze hatırlayarak lütfen düşününüz. 
 
Bir de bunlara, masumca kutlama zannettiğimiz, “gayri Müslimleri TAKLİT” günahlarını, diğer gayri meşru kutlamaları ekleyecek olursak, bu konunun ciddi bir şekilde ele alınması gereği, çok net olarak ortaya çıkar. Bu nedenlerle, bunca çok önemli konular varken, bugün bu konu üzerinde duracağız. Önce şu Allah kelamına bakınız:
 
“…Sizden kim onları dost edinirse, oda onlardandır…”(Maide: 5/51)“Sen onların dinlerine uymadıkça ne Yahudiler senden hoşnut olur, ne de Hıristiyanlar. …” (Bakara, 120. Ayet.)
 
Hadis-i Şerifler:
 
“Kim bir kavme(topluluğa)benzemeye çalışırsa o da, onlardandır.”(Ebu Davud, libas 4.)”Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir”(Tirmizi, istizan 7.) buyuruluyor.
 
Bakınız İmam Suyuti bu konuda ne diyor: “Gayr-ı Müslimlere benzemek ve onlarca kutsal sayılan gün ve vakitlerde onlar gibi hareket etmek, dinimizce bid’at(seyyi’e, yani mezmum, şer) kabul edilir.”
 
Peygamber Efendimiz SAV bir gün tırnaklarını sırasıyla keserken, bir Yahudi çocuğu onu görmüş ve: “Tırnaklarını aynı babam gibi kesiyorsun!” demişti. 
 
Bunun üzerine SAV, tırnaklarını karışık olarak kesmeye başladı. (Gazali, İhya-u Ulumiddin)
Anlaşılan o ki; en küçük bir adette bile böylesine titizlik gösterilmesi gerekirken, tamamen gayrimüslim adeti olan yılbaşı kutlamalarından sakınılması için, ne kadar çok titizlik gösterilmesi gerektiği çok net anlaşılıyor.
 
Dikkatinizi çekmiştir ki, kesinlikle haram olan fiillerden ve bu gecede yarışırcasına tüketilen içkiden ve kumardan hiç bahsetmedik. Çünkü muhatabımız, masum Müslüman kardeşlerimizdir. Fakat yine dekesinlikle haram olduğu halde, bazı saf Müslüman kardeşlerimizin ve sevdiklerimizin de düştükleri günahlardan birini daha hatırlatmadan geçemeyeceğim.
Yüce Dinimizin haram kıldığı “Milli piyango, toto, iddaa veya kumar gibi diğer şans oyunları” talihlilerine (!) genelde, “vayy be, döndü köşeyi” diye gıpta edilir.
 
Fakat; ehli takva kişiler veya din görevlileri ise bu şeytani tuzağa düşenlere çok acırlar ve bu haram gelir, hayra ve hasenata bile harcansa, cezalarının, Ahırette verileceğini haykırırlar. Oysa hırs ve cehaletleri yüzünden bu cürümü işleyenlerin birçoğunun cezalarını, ibret için daha dünyadaki sefaletleriyle çekmeye başladığını da görüyoruz. 
Mesela; Yıllarca deneyip de kazanamayan milyonlarca kişi, zaten kazanamamakla, boşu boşuna beklide bir serveti israf etmiş (haramda tüketmiş) oluyorlar. 
 
Ayrıca, harama bulaştığı için de kazancının bereketi kaçıyor. 
Bu tür olaylara çok rastladığım için, en büyük ikramiye çıkan talihlileri(!) inceleme ihtiyacı duydum ve ciddi bir araştırma yaptım. Ortaya çok İLGİNÇ bir netice çıktı:
 
Pek inancı olmayanların cezaları zaten ahirete bırakılıyor, bu herkesçemalum. 
Özellikle, az İmanı olup da bu cürmü işleyenlerin çoğunluğu ise başkalarına İBRET için daha dünyada, hatta kısa zamanda sefilleri oynamaya başlıyorlar. Ya aile huzuru tamamen bozluyor, ailesi dağılıyor. Ya da çok düşman kazanıyor veya ondan para koparamayanlar tarafından öldürülüyor. Bazıları da amansız bir hastalığa yakalanıyorlar veya acımasız sefalete dayanamayıp intihar ediyorlar… 
 
Bunlar kuru iddialar değil, günlük haberlerde de gördüğümüz olağan vakıalardır.
 
• Peki; bir Müslüman yeni yılı nasıl kutlamalıdır? 
 
Öncelikle bu günü veya bu geceyi; kendisini bu yaşa ulaştıran, sayılamayacak kadar çok nimetlerini bahşeden Yüce Rabbine,hamd ve şükürle geçirmelidir. Her akşam evine giderken kuruyemiş vs. alıyor olsa bile, Allah cc. rızası ve Rasulüllah SAVhoşnutluğu adına, bu akşam o adetini (onlara benzememek için) mutlaka ertelemelidir. Her akşam TV açıyor olsa bile, o akşam aynı niyetle TV’u kapalı tutmalıdır.

O akşam, kendisine yeni bir yılı bahşeden Yüce Rabbine karşı, şükür, hamd, zikir ve niyazlarda bulunmalıdır. Bu hassasiyetini, aile efradına, komşularına ve ulaşabildiği insanlara, “emr-i bilma’ruf ve nehy-i anilmünker niyetiyle”anlatmalıdır.

Eğer bu tebliğe de vakit bulamıyor ise en azından, bu yazıyı ve benzeri uyarıları FW ederek, birçok kimseye ulaşmasını sağlamalıdır. Bu vesileyle, hepinizin yeni yılınızı tebrik eder, ahir ömrümüzü bu ulvi duygularla değerlendirmemizi Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum…
 

NOT: Esasında; Müslüman kişinin yılbaşısı, Hicri aylardan Muharrem ayının ilk günüdür. Bu tavsiyeler o gecede de uygulanmalıdır.
A.Raif Öztürk – Risale Ajans

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: