Kategori arşivi: Güncel Haber

Hür Adam Filmi en çok izlenen film olmalı!

Yeni Şafak yazarı Ali Murat Güven, Bediüzzaman’ın hayatını anlatan Hür Adam filmini yazdı…

Ali Murat Güven’in yazısı

Zâlimler için, yaşasın cehennemin o güzelim alevleri!

Genç aktör Mürşit Ağa Bağ’ın, İstiklâl Mahkemeleri tarafından “çok sağlam gerekçelerle” (!) asılmış din adamları ve dindarların cansız bedenlerinin sallandığı darağaçları önünde durup onlara hüzünle baktığı, ardından da sağ yumruğunu havaya kaldırarak “Yaşasın zâlimler için cehennem!” diye haykırıp yoluna devam ettiği o tüyler ürpertici sahneyi sinemaseverlerle ilk kez paylaşmak, geçen ay düzenlediğimiz “Beyaz Sinema’nın 40 Yılı” festivalinde bana nasip oldu ne mutlu ki…

“Hür Adam” filminin yapımcı ve yönetmeni sevgili Mehmet Tanrısever’in festivalimize konuşmacı olarak katılırken dinleyicilere jest olarak yanında getirdiği, kurgu masasından yeni çıkmış fragmanların kaydını Galatasaray-Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nin projeksiyon odasından perdeye yansıtırken, bütün hayatımın anlamı ve özeti kabul ettiğim o ünlü bedduayı duyduğum an, “Allah’ım, sana şükürler olsun ki sonunda böyle bir günü de gördüm!” diye mırıldandım gözlerim dolarak…

“Bediüzzaman’ın örnek hayatı, kudretli şahsiyeti ve bu ülkedeki pek çok toplumsal sorun karşısında ilaç mahiyetindeki fikriyâtı sinemada mutlaka işlenmeli… Fırsat buldukça ilhamlarını onun hayat felsefesinden alan gösterişli dramatik filmler yapmalıyız; yanı sıra yine ona adanmış festivaller, belgesel ve kısa film yarışmaları düzenlemeliyiz” diye diye bu sütunlarda yıllarca kendimi yırttıktan sonra, Üstad’ın aziz hatırasının beyazperdeye öyle-böyle değil, en az 4-5 milyon dolarlık bir projeyle, gümbür gümbür gelişine tanıklık eden ayrıcalıklı bir kuşağa mensubum artık…

“Hür Adam” projesi, koşullar uygun olup da bundan bir yıl kadar önce gündeme gelebilseydi, Türk sinema tarihi boyunca içinde Bediüzzaman’a dair kişisel canlandırma ve fikrî değinmelerin yer aldığı ilk uzun metrajlı film unvanını elde edecekti. Gerçi işin “canlandırma” boyutu itibarıyla bu unvanı şimdiden kazanmış durumda; ancak yönetmen Mahsun Kırmızıgül’ün “New York’ta Beş Minare”sinde usta aktör Halûk Bilginer’in müthiş bir performansla oynadığı Bitlisli Hacı Gümüş karakterinin ağzından dökülen Bediüzzaman tespitleri ve Hacı’nın da bizzat şanlı hemşehrisinin yolundan ilerleyen bir gönül adamı şeklinde tasvir edilişinin ardından, “Hür Adam”, meselenin “değinme” boyutunda bu önceliği artık Kırmızıgül’ün yapıtına kaptırmış bulunuyor.

Öyle ya da böyle, vefâtından tamı tamına 60 yıl sonra, ardarda iki Türk yönetmenin bu büyük İslâm bilgesini beyazperdede anlattıkları hikâyelere taşıması, dahası taşımakla da kalmayıp bu millete verdiği hizmetler nedeniyle ona kendi meşreplerince saygılarını sunması, bırakın anılan filmlerin sinemasal niteliklerini, ideolojik yaklaşım olarak bile başlıbaşına birer “devrim”dir. Nitekim, söz konusu cesur çıkışların kültür ve sanat tarihimiz içindeki devrimci anlamı ilerleyen yıllarda çok daha serinkanlı yaklaşımlarla değerlendirilip yerli yerine oturtulacaktır.

Ülkemizde faaliyet gösteren en büyük Amerikan dağıtım şirketlerinden biri olan UIP’nin (United Pictures International) medya ilişkileri direktörü, aynı zamanda da yetkin bir sinema yazarı/habercisi olan değerli dostumuz Hakan Sonok, e-kolay haber sitesinin sinema bölümündeki köşesinde aylardan bu yana “Hür Adam”ın hem gişe başarısı, hem de politik içeriği itibarıyla gerçek bir sinema olayına dönüşeceğini yazıp duruyor. Böyle bir filmin yapılıyor oluşunu ta proje aşamasından itibaren samimiyetle destekleyen Sonok, bizim mahalleyle uzaktan yakından ilişkisi bulunmayan sosyal demokrat görüşlü bir meslektaşımız olarak, şimdiye kadar konuya ilişkin geniş kapsamlı beş makalesiyle Tanrısever’in çabasına sahip çıktı.

Sonok’un “Hür Adam”a yönelik bu ilgisinin ardında, UIP gibi bir dünya devinde uzun yıllardır stratejik bir görevde bulunmasının ve sektörde neyin “yenilikçi” neyin “mevcudun devamı” olduğunu önceden sezebilmesinin de büyük etkisi var elbette… Olaylara komplekssiz bir biçimde, “sektörel profesyonellik” dahilinde yaklaşmasını bilenler için son derece heyecan verici bir proje bu; hem ticarî açıdan, hem de ardarda bir sürü fasa fiso Türk filminin gösterime girdiği bir dönemde nihayet kitlesel tartışma yaratacak potansiyelde bir gösteri olması açısından heyecan verici… Bundan dolayıdır ki bir başka büyük film yapım-dağıtım şirketimiz, Özen Film’in yetkilileri de iki ay kadar önce kaba kurgusu üzerinden izledikleri “Hür Adam”ın Türkiye dağıtımına derhal talip oldular. Özen’in tecrübeli ekibi bu filmi 700 kopyayla dağıtmak üzere Tanrısever’le el sıkışıtı.

20 Ekim Çarşamba günü “Beyaz Sinema’nın 40 yılı” festivali kapsamında konuşmacı olarak ağırladığım Tanrısever’e, “Bu noktadan sonra, sinema yazarları ve sinemaseverler olarak bizlerden ne istiyorsunuz hocam?” diye sorduğumda, “Allah’a şükür, elimdeki sermaye yetti ve bu filmi en yüksek standartlarda tamamlamayı başardım. Çekimlerde dünyanın en iyi kameralarından birini kullandık, bini aşkın oyuncu ve figüran görev yaptı, müzikleri Prag Senfoni Orkestrası tarafından çalındı, ses miksajı ve özel görsel efektleri Londra’da yapıldı. Bütün bu yapım sürecinde hiç kimseden tek kuruş para istemedim, şimdi de istemiyorum. Fakat, geride bıraktığım bir yılın sonunda gerçekten çok yoruldum. O yüzden bana yalnızca dua edin, dualarınızda sevginizi gönderin, bu benim için yeterlidir” demişti.

Yazının Orjinal Metni : Yeni Şafak

Hür Adam Filminin Fragmanı

Senaryosu Mehmet Tanrısever, Mehmet Uyar ve Ahmet Çetin’e ait olan ve Mehmet Tanrısever’in yönettiği Said Nursi’nin hayatını ele alan “Hür Adam” filminin  çekimleri ve montajı tamamlandı ve filmin fragmanı gösterime girdi.

Henüz daha çekimleri esnasında merak ve tartışma uyandıran filmin fragmanında en dikkat çeken kısımlarından biride Said Nursi ile Mustafa Kemal’in diyalogları ve Said Nursi’nin Türk-Kürt kardeşliği hakkındaki “bin yıldır İslama hizmet etmiş  bu milletin torunlarına kılıç çekmek haramdır” sözleri.

Filmin fragmanına bakıldığında Said Nursi’nin rüyasından tutunda üzerinden savaş uçaklarının uçurulmasına kadar tüm nüanslara yer verilmiş.

7 Ocak 2011’de vizyona girecek olan filmin fragmanı Cuma gününden itibaren sinemalarda da gösterime sunulacak.

Zilhicce’nin On Günü; Leyali-i Aşere’nin Önemi

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ


LEYALE-İ AŞERENİZİ ( ZİLHİCCENİN İLK 10 GÜNÜ ) VE GELECEK KURBAN BAYRAMINIZI TEBRİK EDERİZ…
CENABI HAK BU BAYRAMIN SÜRÜRUNU HAKİKİ VE GENİŞ VE UMUMİ SÜRÜRA MUKADDİME VE VESİLE EYLESİN.

LEYALE-İ AŞERE İLE ALAKALI BAZI KONULARI SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTEDİK….

Aziz, sebatkar, fedakar, sıddık kardeşlerim,
… Gelecek bayramınızı tebrik ederim. وَالْفَجْرِ * وَ لَيَالٍ عَشْرٍ kasem-i Kur’aniyle fevkalade kıymetleri tahakkuk eden o mübarek gecelerde ve seherlerde mübarek kardeşlerimin mübarek duaları hem bana, hem ehl-i imana çok bereketli ve nurlu olmasını rahmet-i Rahman’dan niyaz ederim. Said Nursî

Aziz, Sıddık Kardeşlerimiz,

… Leyâle-i aşerenizi ve gelen îdinizi , ruh-u canımızla tebrik ve o çok mübarek gecelerdeki a’mal-i salihanızın ve dualarınızın makbuliyetini Rahmet-i İlahiye’den niyaz ediyoruz.

Bu on gece Kur’an-ı Azimüşşan’ın وَالْفَجْرِ * وَ لَيَالٍ عَشْرٍ kasemi ile, onlara verdiği ehemmiyete binaen o geceler Leyle-i Kadir ve Beraat ve Mi’rac nev’inde büyük kıymetleri var. Çünkü: Hac sırrıyla bütün Alem-i İslam namına her taraftan gelen binler hacıların bütün kâinatla alakadarane bir tarzdaki makbul hasenatlarına ve ümmet-i Muhammed’e (A.S.M.) hakkında ettikleri dualarına o gecelerde amâl-i sâliha ile meşgul olan mü’minler hissedâr oluyorlar. İnşaallah Nur şâkirdleri o büyük kazanca mazhardırlar. Hatta diyebiliriz ki; uykuları da ibadet sayılır. Elbette böyle ağır şerait içinde gayet ciddiyet ve tam gayret ile ulûmun en yüksek derecesindeki îmân ve Kur’an hakikatlarının dersinde en mükemmel talebelik vazifesini yapan Nurcular, bu leyâle-i aşerede uykuda dahi Nurlarına tam mazhardırlar.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Umumunuza birer birer selam ve selamet ve dâreynde saadetlerinize dua eden kardeşiniz.

Said Nursî

BU GECELERİN EHEMMİYETİNE DAİR HADİSLER

Kamerî ayların onikincisi olan Zilhicce ayı, İslâm’ın beş esasından olan hac ibadetinin yerine getirildiği aydır. Bu mübarek ayın 1’inden 10’una kadar olan zaman dilimi “leyali-i aşere”, yani on mübarek gecedir. 10’uncu gün ise Kurban Bayramının ilk günüdür.

Peygamber Efendimiz (sav) bugünlerin önemini şöyle ifade ediyor:

  • “Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu bir senelik oruca,her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine denktir.” (Tirmizi: Savm, 52; İbn Mace: Sıyam, 39)
  • Allah indinde Zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha kıymetlisi yoktur.Bugünlerde tesbihi (sübhanallah), tahmidi (elhamdülillah), tehlili (lâilâheillâllah) ve tekbiri (Allahu ekber ) çok söyleyin!”(Abd b. Humeyd,Müsned, 1/257)
  • Günlerden hiçbiri yoktur ki onlarda yapılan bir iş Zilhicce’nin ilk on gününde yapılan işten daha faziletli ve yüce, Allah’a daha sevimli olsun…”(Tirmizi,Savm:52; Darimî, Savm: 52)

Peygamber Efendimizin zevcesi Hafsa (r.anha) diyor ki:

  • “Resulullah (sav) dört şeyi terk etmezdi: Aşure günü orucu, Zilhicce’nin on günü orucu, her ay üç gün orucu ve sabahın iki rekât sünneti.”

Bu on gün içinde Arefe gününün yeri ise bambaşkadır.

Bu güne mahsus Hadis-i Şerifler

  • “ Arefe günü tutulan oruç, geçmiş bir senenin ve gelecek senenin günahlarına keffaret olur.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 457)
  • Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman, Arefe günü kardeşi Hz. Aişe’nin (r.a.) huzuruna girdi. Hz. Aişe oruçlu olduğu için hararetten dolayı üzerine su dökülüyordu. Abdurrahman ona:“Orucunu boz” dedi. Hz. Aişe:

“Resulullahın (s.a.v.), ‘Arefe günü oruç tutmak, kendisinden önceki senenin günahlarına keffaret olur’ dediğini işittiğim halde iftar mı edeyim?” dedi. (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 458)

  • “Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir.” (Tergîb ve Terhîb Trc, 2. 460)
  • Arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okunmasi hususunda Bediüzzaman şöyle diyor; Aziz, mübarek kardeşlerim, Bizim memlekette eskide arefe gününde bin İhlâs-ı Şerif okurduk. Ben, şimdi bir gün evvel beş yüz ve arefede dahi beş yüz okuyabilirim. Kendine güvenen, birden okuyabilir.

Hizmet Takviminde Tanıdık Bir Fotoğraf

Bu sene hizmet takviminde tanıdık bir fotoğraf var. Aslında tanıdıktan maksat bizim çektiğimiz bir fotoğraf.

Edirne Selimiye Camisi fotoğrafı. HDR tekniği kullanılarak çekilmiş fotoğrafımız aslında aynı anda farklı pozlarda ayarlanmış 3 değişik fotoğrafın birleşimden oluşuyor. Amiyane tabiri ile normal, ışık ayarı arttırılmış ve azaltılmış çekimlerin birleşimi oluyor.

Teknik kısmını bırakalımda bu sene alacağınız takvimleri seçerek alın demekten başka bir kelime kullanmak istemiyorum.

İşte orijinal fotomuz ve Takvimin görünümü.

Hür Adam Yönetmeni “Sanat Kafede”

Sunuculuğunu Sinemalife dergisinin yayın editörü Köksal Aras’ın, yapımcılığını ise Ahmet Baha Öztürk’ün yaptığı Samanyolu Haber TV’nin kültür – sanat içerikli yeni programı Sanat Kafe’nin konuğu; Minyeli Abdullah, Sürgün filmleriyle dikkatleri toplayan, son filminde Said Nursi’nin hayatını anlattığı Hür Adam’ı çeken yönetmen Mehmet Tanrısever…

İşte o program: