Kategori arşivi: Haberler

ispanyolca Yeni Tercümeler

Risale-i Nur Külliyatının sesi gürleşiyor. 60’tan fazla lisana muhtelif eserleri tercüme edilmiş olan Risale-i Nur Külliyatının Ayet-ül Kübra, ihtiyarlar Risalesi ve Nur Aleminin Bir Anahtarı isimli eczaları İspanyolca olarak tercüme edilip Sözler Neşriyat bünyesinde Türkiye’de baskısı gerçekleştirildi.

 

 

 

ispanyolca Risaleler için tıklayınız

www.NurNet.org

Enes Kara’nın intiharında gerçek ortaya çıktı

Elazığ’da 21 yaşındaki Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara’nın intiharının perde arkası aylar sonra aralandı

Kaynak: Yeni Akit’in Haberi

 

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Enes Kara, kaldığı öğrenci evinde intihar etti. Kara’nın intihar etmeden önce kaydettiği videoda söyledikleri, ehl-i sünnet tarikat ve cemaat karşıtlarını harekete geçirdi. Üzücü bir olay neticesinde hayatını kaybeden Enes’i kullanmaktan çekinmeyen çevreler günlerce kara propaganda yürüttü.

Ateist arkadaşı intihara teşvik etti

Ancak aylar sonrasında, 21 yaşındaki Enes’in ölümünün perde arkasında bambaşka bir gerçeğin olduğu ortaya çıktı. Enes’in G.M.D. adlı arkadaşı ile ateizm konusunda defalarca konuştuğu ve intiharına giden süreçte kendisi de Tıp Fakültesi öğrencisi olan G.M.D.’nin Enes’i manevi olarak intihara hazırladığı ve intihara teşvik edici mesajlar gönderdiği tespit edildi.

İntihar gününe kadar Enes ile görüşmeye devam eden G.M.D.’nin Enes’in nerede, nasıl ve ne zaman intihar edeceğini dahi bildiği öğrenildi.

Ailesiyle görüşmesini engelledi

Derslerindeki zorlukla birlikte, inancını kaybederek hayatın anlamını yitiren, yaşamaya değer bulmayan Enes’in, içinde bulunduğu sıkıntılı süreci ailesine açmasını istemeyen şüpheli, “Hayatta anlatamazsın, hiç girme o işlere, evlatlıktan ret yersin, mümkün değil bana inan” şeklinde mesajlarla ailesinin önlem almasına engel olarak Enes’in iyice yalnızlaşmasına neden oldu.

Enes Kara’nın intihar videosunu haftalar öncesinden izlemiş!

Olayın devamında ortaya çıkan detaylar ise daha korkunç… Enes’in şüpheliye haftalar öncesinde intihar etmeden önce kaydettiği videoyu gönderdiği ve şüphelinin bunu izledikten hemen sonra Enes’in ailesine göndermek yerine, intihardan sonrasını kast ederek “Videoyu ailene atmamı istiyor musun?” şeklinde sorduğu ortaya çıktı.

Nerede ve ne zaman intihar edeceğini biliyordu

Enes’in nerede ve ne zaman intihar edeceğini de bilmesine rağmen emniyet ekiplerine haber vermeyerek intiharına dolaylı yolla yardım eden şüpheli ile Enes’in Whatsapp’taki konuşmasında, G.M.D.’nin intiharı normalleştirdiği ve masumlaştırdığı belirlendi:

Enes Kara: Yarın ne yapsam?… son günüm

G.M.D.: Son günüm derken… bu pazartesi mi?

Enes Kara: Hangi pazartesi sanıyon?

G.M.D.: Haftaya falan

Enes Kara: Geçen Pazar bu değil sonraki pazartesi demiştim

G.M.D.: Saat kaçta düşünüyorsun

Enes Kara: 10 falan

G.M.D.: Sabah akşam?

Enes Kara: Sabah

G.M.D.: Uyanık olacağım

Enes’in intihar edeceği tarihe yakın, şüpheli G.M.D. soğukkanlı bir şekilde “Nerede intihar edeceksin?” sorusunu sorarken, Enes’in de kendisine “Oturduğum apartmanın en üst katında” şeklinde cevap vererek intihar edeceği yerin fotoğrafını attığı hatta atlayacağı katı dahi işaretlediği öğrenildi.

İntiharından maddi menfaat elde ederek oyun hesabını aldı

Öte yandan şüpheli G.M.D.’nin piyasada alınıp satılabilen ve ciddi getirisi olan Enes Kara’ya ait oyun hesabını almak için canhıraş bir şekilde gayret gösterip “Hesabını ben isterim, dürüst olmak gerekirse” diyerek intihardan menfaat temin etmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Enes’i intihara adeta psikolojik olarak hazırlayıp, teşvik eden şüpheli ile Enes Kara’nın şu yazışması ise tüyler ürpertti:

Şüpheli: Son gününde ne yapıyosun

Enes: Storboy dinliyom

Şüpheli: Güzel bir yemek yeseydin

Enes: Çiğköfte yedim

Şüpheli: Adam olana çok bile
….
Şüpheli: Gitmeden önce yarın sesini duyayım

Enes: Tamam

Şüpheli: Korkuyor musun

Enes: Karmaşık ya korkuyorum heyecanlıyım biraz mutluyum. Merak da var

Tüm belgelere rağmen savcıdan takipsizlik kararı

İkili arasında geçen diyaloglarda şahsın intiharı normalleştirdiği hatta Enes Kara’yı intihara yönlendirdiği açık bir şekilde görülürken; dosyayı inceleyen savcı, şüpheli G.M.D. hakkında takipsizlik kararı verdi.

Dosyayı hazırlayan avukatlar Ömer Faruk Ceylan, Cengiz Yılmaz ve Mehmet Mustafa Özünver, Elazığ Sulh Ceza Mahkemesi’ne, “kovuşturmaya yer olmadığına dair” verilen karara itirazda bulundu.

Yeni Akit

Kaynak: RisaleHaber

www.NurNet.org

ESASAT-I NURİYE ESERİ NEDİR VE BASIM SÜRECİ NASIL OLMUŞTUR?

ESASAT-I NURİYE ESERİ NEDİR VE BASIM SÜRECİ NASIL OLMUŞTUR?
Esasat-ı Nuriye eserinin girişindeki Önsöz çok güzel izah ediyor. Çünkü o Önsöz, Rüştü Tafral Ağabey’in verdiği bilgiler doğrultusunda Mesut Zeybek Ağabey tarafından yazılmıştır.
Rüştü Tafral Ağabey defalarca Derslerde anlatmıştır ki, Zübeyir Gündüzalp Ağabey şöyle demiştir :
“Bu Hizmet Rehberi çok kısa, çok fazla hülasa. Bunu daha fazla genişletmelisiniz.”
Zübeyir Gündüzalp Ağabey, kendisi ile birlikte Süleymaniye medresesinde kalan ağabeylere bunu demiştir. Rüştü Tafral Ağabey de Zübeyir Gündüzalp Ağabey’in bu sözünü, daha Esasat-ı Nuriye eseri hazırlanmadan önce defalarca umumi cemaatin içinde söylemiştir.
Esasat-ı Nuriye eserinin Önsöz’ü şu şekildedir :
«ÖNSÖZ
Nur Mesleğinin Hizmet Prensiplerini ihtiva eden “ESASAT-I NURİYE” isimli bu kitab, başta Risale-i Nur Külliyatı üzerinde ihtisas kazanan ve tahkik usulüyle kırkbeş senedir toplama ve derlemeler yapan muhterem Rüşdü Tafral Ağabeyimiz ve İTTİHAD İLMÎ ARAŞTIRMA HEYETİ tarafından uzun bir araştırma ve inceleme neticesinde titizlikle hazırlanmıştır.
Bu eser, Risale-i Nur’un pek çok müteferrik yerlerinde bahsedilen, Risale-i Nur Mesleği ve İman Hizmeti ile alâkadar mevzuları bir araya getiren bir tasnif ve derlemedir.
Risale-i Nur’un bahisleri çeşitli mânâ vecihlerine sahib olduğundan, muayyen bir mânâ çerçevesinde tasnifata girmez. Hizmet hayatı boyunca ortaya çıkan ihtiyaçlar sebebiyle yapılan ve muayyen meselelere bakan lâhikalar ve derlemelerdeki bahisler, galip ve zâhir mânâsiyle muayyen bir meseleye ve mevzu’a bakarken, dolayısiyle daha pekçok meselelere de baktığını unutmamalıyız. Hatta Gençlik Rehberini ihtiyarlar; İhtiyarlar Risalesini gençler; Hastalar Risalesini sıhhatli musibetzedeler; Hanımlar Rehberini erkekler okuyacakları ve okudukları gibi, Haşir Risalesinden de iman-ı billah dersi alınır ve hakeza…
Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin vefatından sonra ortaya çıkan ihtiyaç sebebiyle 1962 yıllarında başta merhum ağabeyimiz Zübeyir Gündüzalp olmak üzere en yakın talebeleri tarafından hazırlanan Hizmet Rehberi, giderek genişleyen hizmet sahasında istikameti muhafaza için duyulan ihtiyaç sebebiyle, ilk basılan Hizmet Rehberi sonradan takriben 3-4 kat daha genişletilip neşredildi. Hatta Rüşdü Tafral Ağabeyin ifadesiyle merhum Zübeyir Ağabeyimiz sonraları bunu da az görüyordu.
Nitekim mezkûr Hizmet Rehberi’nin mukaddimesinde:
“Risale-i Nur’un dairesi; çok genişlemiş çok muhtelif efkâr ve mizaç sahipleri, bu hizmet safında yer almışlardır. Elbette bütün efkâr, kanaat, meslek ve meşrebler üstünde makam-ı sıddıkıyette yer tutmuş ve şahs-ı manevî-i Âl-i Beyt’in mümessili olarak hizmet-i Kur’aniyenin başına geçmiş Üstad Bediüzzaman’ın azamî ihlas, azamî sadakat ve azamî fedakârlık manasını ihtiva eden, gösteren ve işaret eden mesleğini nazara vermek lâzım gelmektedir” deniliyor.
Yani zamanla ortaya çıkan hadiselere, Risale-i Nurdaki o meselelere bakan istikameti göstermenin lüzumuna işaret ediliyor. Hizmetin selâmet ve istikametine bakan bu vazife aynı zamanda bütün Nurcular tarafından Risale-i Nur derslerinde yapılır ve yapılmaktadır.
Hizmet düsturlarını ihtiva eden böyle derlemelerle, te’vilsiz olmak şartiyle bizzat Risale-i Nur’un sarih bahislerinin ortaya konulması, Risale-i Nur’a teslimiyeti bulunanların, o meseleleri Risale-i Nur müvacehesinde kolaylıkla görmelerine yardımcı olur ve meslek hassasiyetine teşvik eder.
Nurların muhtevasından haberi olmayanlar için de, Risale-i Nur’un meslek yapısını bizzat kaynağından görmelerini sağlar.
İşte böylece, Risale-i Nur Külliyatındaki sarih ve mükerrer beyanların nazara verdiği Hizmet Düsturları ve Esasları, tahşidat ve tahkikat ile bir kere daha hizmet ehlinin ve müslüman münevverlerin dikkatine arz edilmiştir.
İTTİHAD YAYINCILIK olarak bizler, böyle müdakkik ve muhakkik ağabey ve kardeşlerimizi tebrik eder, Cenab-ı Hak’dan bütün Nur Talebelerinin Risale-i Nur’daki iman ve Kur’an hizmeti düsturları istikametinde, ihlas ve sadakat ile hizmetlerine devam etmelerini ve bütün ehl-i imanın uhuvvet ve ittifakını temenni ve niyaz ederiz.
İTTİHAD YAYINCILIK»
(Esasat-ı Nuriye, s. 5-6)
Esasat-ı Nuriye eserinin içindeki her bir konu daha önceleri, 1970’lerde kısa kısa Risale-i Nur’dan derlenmişti. Meselâ; Esasat-ı Nuriye içinde geçen “Vakf-ı Hayat Esası” bölümü var. (Esasat-ı Nuriye, s. 301) Risale-i Nur Talebelerinden bir kısmının mücerred kalıp, vakıflık yapması meselesi, Esasat-ı Nuriye basılmadan önce hazırlanan 300-400 derlemeden bir tanesidir.
Esasat-ı Nuriye eserinin içindeki her bir bölüm ile ilgili daha önce derlemeler hazırlanmıştı. 1975 yılından itibaren teksir makinesi ile o derlemeler Anadolu’ya neşrediliyordu. Hizmet esaslarını, Abdülkadir Badıllı Ağabey ilk olarak kitap şeklinde bastı. Envar Neşriyat tarafından “Siyaset – Şerh ve İzah” ismiyle kalın bir kitap olarak basıldı, medreselere yayıldı.
Esasat-ı Nuriye eserinin ise 1997 yılında dizgisi hazırlandı ve 1998 yılında baskısı oldu. O zamana kadar İttihad Yayıncılık bünyesinde 20 kadar meslek düsturları ile ilgili derleme bastırmıştık.
Risale-i Nur Derlemelerinin basıldığı ve yayıldığı dönemde Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin Talebeleri olan Ağabeyler itiraz etmediler, etseydiler bundan haberimiz olurdu.
Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin vekil, varis ve nâşir talebelerinin hiçbiri itiraz etmemiştir. Zaten Risale-i Nur’dan derlemelere niçin itiraz etsinler ki? Bu derlemeler konusunda zaten Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin emri var. Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin Talebelerinin derlemelere itiraz etmesi gibi bir konu mantıken imkansızdır. Üstâd Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nur derlemeleri hakkında şöyle demiştir :
«Evet Risale-i Nur size mükemmel bir me’haz olabilir. Ve ondan erkân-ı imaniyenin her birisine, meselâ Kur’an kelâmullah olduğuna ve i’cazî nüktelerine dair müteferrik risalelerdeki parçalar toplansa veya haşre dair ayrı ayrı bürhanlar cem’edilse ve hâkeza.. mükemmel bir izah ve bir haşiye ve bir şerh olabilir.» (Kastamonu Lâhikası, s. 56)
Yayınevimiz; Risale-i Nur eserlerini me’haz alarak, konulara göre derlemeler yapmıştır ve hizmetlerine de devam etmektedir.
Risale-i Nur’dan Derlemelerin çoğu, Risale-i Nur meslek düsturlarını nazara veriyordu. Bu derlemelerden, düstur ve esaslara uyan hiçkimse rahatsız olmaz. Ancak o düsturlara tezad hareket edenler rahatsız olabilirler (Yeni Asyacı, Fetocu, Mollacı güruhları gibi).
Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nden ve Vekil/Varis Ağabeylerin tarzına uygun olarak çalışmalara yayınevimiz devam etmektir.
Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin vekil ve varis talebesi olan Zübeyir Gündüzalp Ağabey bu konuyu çevresindekilere emretmiş. Bu konuya da Rüştü Tafralı Ağabey ve Abdülkadir Badıllı Ağabey sahip çıkmış. Bu Ağabeylerimizin sahip çıkması ile beraber Üstâd Bediüzzaman Hazretleri’nin nâşir talebelerinden M. Said Özdemir Ağabey de destek vermiştir. Said Özdemir Ağabey, “İttihad-ı İslâm” derlemesini de, kendisi basmıştır. Aynı zamanda Esasat-ı Nuriye eserine Takriz yazmıştır. Abdülkadir Badıllı Ağabey, Esasat-ı Nuriye eserine Takriz yazmıştır.
Said Özdemir Ağabey’in yazdığı Takriz şöyledir :
«BİR TAKRİZ
Risale-i Nur talebesi, Kur’an-ı Azimüşşan’ın hükümlerini hakkıyla yaşamayı ve Resul-u Zişan’ın Sünnet-i Seniyyesiyle amel etmeyi hayatının en büyük gaye ve maksadı olarak bilir.
Risale-i Nur’dan aldığı iman nurunun aşk ve şevkiyle marifet-i İlâhiye mertebelerinde terakki etmek ve Risale-i Nur’da serpilen Esasat-ı Kudsiye’ye ve Desâtir-i Nuriye’ye tam ittiba ile sırat-ı müstakimde evc-i kemâlata doğru tayaran edebilir.
Risale-i Nur’daki Esasat-ı Kudsiye, Kelam-ı İlâhiden nebean etmiş olup, Desâtir-i Nuriye’de Resul-u Ekrem’in meslek-i âliyesinden lemean etmiştir. Risale-i Nur’da serpilmiş olan Esasat-ı Kudsiye ve Desâtir-i Nuriye’nin, toplanıp bir araya getirilmesi ile efradını câmi olarak o hakikatlerin her köşesini açığa çıkarıp o esas ve düsturların daha iyi anlaşılmasına ve daha ciddi bir şekilde sarılıp ittibaına vesile olacaktır inşaallah.
Aksi takdirde o Esasat-ı Kudsiye’ye ve Desâtir-i Nuriye’ye ittiba olmazsa o Nur yolunda devam edemez. Nefis ve şeytanla mücadele edemez. Bir çok maddi, manevi felaket ve helaketlerle karşılaşır ve belki menzil-i maksuda da vasıl olamaz; mesuliyet-i maneviyeyi bedbaht ruhuna yüklenerek ebedi hayata göçer gider.
Fakat o Esasat-ı Kudsiye’ye ve Desâtir-i Maneviye’ye ittiba ettiği takdirde Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin buyurduğu gibi:
“Muhabbet-i İlâhiyenin ziyasını tazammun eden imanın nuruyla münevver olan İslâmiyetin terbiyesiyle tekemmül edip, insaniyet cihetinde, abdiyetin içinde bir sultansın; ve cüz’iyetin içinde bir küllîsin; küçüklüğün içinde bir âlemsin; ve hakaretin içinde öyle makamın büyük ve daire-i nezaretin geniş bir nâzırsın ki, diyebilirsin:
“Benim Rabb-i Rahîmim dünyayı bana bir hane yaptı. Ay ve güneşi o haneme bir lâmba; ve baharı, bir deste gül; ve yazı, bir sofra-i nimet; ve hayvanı bana hizmetkâr yaptı. Ve nebâtâtı o hanemin ziynetli levazımatı yapmıştır.”
Netice-i kelâm: Sen eğer nefis ve şeytanı dinlersen, esfel-i sâfilîne düşersin. Eğer hak ve Kur’ân’ı dinlersen, âlâ-yı illiyyîne çıkar, kâinatın bir güzel takvimi olursun.”
Cenab-ı Hak, bu kitabta dercedilen Kudsî Esaslara ve Nur’un düsturlarına ittibaı müyesser kılsın ve Üstadımızın yukarıda beyan buyurduğu kelâmına ve himmetine bizleri mazhar eylesin. Amin.
M. Said Özdemir
28 Mayıs 1998 Ankara»
(Esasat-ı Nuriye, s. 9)
Abdülkadir Badıllı Ağabey, Mustafa Sungur Ağabey ve Tahirî Mutlu Ağabey’den Risale-i Nur Neşriyatı konusunda noter tasdikli vekalet almıştır. Abdülkadir Badıllı Ağabey de kitabın giriş kısmına şu şekilde bir Takriz yazmıştır :
«TAKRİZ
Müdakkikâne ve mahirâne hazırlanmasıyla şu “Esasat-ı Nuriye” isimli kitab, Risale-i Nur’un müştâk okuyucularına, onun temel esas ve düstûrlarına suhûletle götüren ve yol gösteren delil ve rehber bir eserdir diyebilirim.
Kitabın mukaddemesinde de buna işâret edilmiştir. Yani bu kitab, Risale-i Nur’un hakikatlerinin müteferrik yerlerindeki temel düstur ve esaslarını çabuk bulup ulaşmak hususunda kolaylık sağlayan bir alettir.
Dolayısiyle eser, sadece kendisiyle iktifa edilmek suretiyle, müstakil ve yegâne bir kitab niyetiyle hazırlanmış değildir. Belki arzolunduğu vechile bir delil, bir kılavuz nitelik ve vazifesini görmesi ümidiyle çalışılmış ve vucûda getirilmiştir.
Binâenaleyh eser ilmî ve şer’i kaideler ışığında hazırlanmış olduğundan Risale-i Nur okuyucularına has, umum ehl-i imana ise âmm bir rehber-i eser vasfını taşımaktadır.
Her hakikat aşığının, her keşf-i esrâr meraklısının elinde kılavuz bir eser olarak bulunabilmesini tavsiye eder, emek verip hazırlayanlardan Cenâb-ı Hakkın razı olmasını niyaz ederim.
Abdülkadir Badıllı
11 Muharrem 1419 / 7 Mayıs 1998
Şanlıurfa»
(Esasat-ı Nuriye, s. 10)
Ahmed Aytimur Ağabey ile Mesut Zeybek Ağabey sürekli görüşürlerdi ve irtibat halindeydiler. Birlikte çalışıyorlardı. Ahmed Aytimur Ağabey’in izniyle “Rumuzat-ı Semaniye” eseri̇ ve ilk defa Latinize olarak “Asar-ı Bediyye” eseri̇ basılmıştır.
Maidetü’l-Kur’ân eseri̇nin basımı sürecinde Mesut Zeybek Ağabey dedi ki: “Ahmed Aytimur Ağabey ile istişare ettim. Maidetü’l-Kur’ân’ı neşretmeye karar verdik.”
Esasat-ı Nuriye eseri, 1998 yılında basıldı. Ve o günden bu güne kadar 4 defa baskı yapıldı. Binlerce basılmış bu eser, birçok Medreseye girdi ve Risale-i Nur Talebeleri tarafından okundu, takdir edildi.
Esasat-ı Nuriye eseri, 24 seneden beri istifade edilen ve itiraz edilmeyen bir eserdir. İtiraza medar bir yer yoktur. Risale-i Nur’un, Üstadımızın ders verdiği meslek düsturlarıdır ve genişletilmiş hizmet rehberidir.
İTTİHAD YAYINCILIK
www.NurNet.org

BİR İTTİHAD-I İSLÂM AŞIĞI

BİR İTTİHAD-I İSLÂM AŞIĞI:
MESUT ZEYBEK AĞABEY
(Refikası Zehra Zeybek Hanım ile ve Merhum Mesut Ağabey ile röportaj- A. Çelebi)
1-Mesut Zeybek Ağabey’in hayatından kısaca bahseder misiniz?
Mesut Bey ömrünü Risale-i Nur hizmetine adamış gecesi gündüzü hizmet olan, içi nur dışı nur bir zat-ı muhteremdi. Hayatında her yaptığını Risale-i Nur hizmetini düşünerek yapardı. Çocuklarla bile muhatap olurken onlara faydalı olmayı hedeflerdi. Çok şefkatliydi. Kimsenin derdine kayıtsız kalamazdı. Kendi deyişiyle “Ben diğergamım neme lazım diyemiyorum” derdi.
Gittiğimiz yerlerde mutlaka hizmetlerle meşgul olan abilerle, aileleriyle irtibat kurar onları ziyaret etmeden dönmezdi. Tanıştığı herkesin hayatında iz bırakan birisiydi.
Neşriyata çok önem verir sürekli Risale-i Nur okur oralardan tespitler yaparak internet sitesinde yayınlar, derleme kitaplar olarak basardı. Çok ileri görüşlüydü olayların sonuçlarını çok iyi tahmin ederdi. Doğru bildiği şeyin sonuna kadar arkasından giderdi. Risale-i Nur’a çok vakıftı. Hayatında bazı işlere teşebbüs etmiş hatta genç yaşta kendi işini kurmuş ama hizmetleri tanıyınca hepsinden vazgeçmiş.
Bu nedenle 16 yaşında Risale-i Nur’u tanımış ve o günden itibaren sürekli okumuş ve hizmetin çeşitli birimlerinde durmadan çalışmıştı. Gece yatmadan mutlaka okur, sabah kalkınca mutlaka okur seninle konuşurken bilgisayar başında işine devam ederdi. Bir çalışması bitince hemen diğerine başlar bilgisayarı öyle kapatırdı.
2- Mesut Zeybek Ağabey’in, Rüştü Tafralı Ağabeylerle tanışma süreci ve birlikte hizmet hayatları nasıldı?
Mesut Bey’in Rüştü abi ile tanışma hikayesini yine kendi ağzından dinleyelim:
(Bu arada kendisi Cağaloğlun’da küçük bir büro tutarak Bab-ı Ali’deki yaşamına devam etmeye başladı.)
Ben o devrede büromuzda uzun zamanlar boştum. Sürekli kitap okuyordum. Bir ara Sultanahmet kitap fuarından aldığım Abdülkadir Badıllı Ağabeyin “Bediüzzaman Hazretlerinin Mufassal Tarihçe-i Hayatı” kitabını okuyordum.
Merhum Zübeyr Ağabey’in son İstanbul hayatının anlatıldığı kısımları okurken bazı hakikatlere ulaştım. Zübeyr Ağabey’in gazetenin çıkışında 19 maddelik şartname hazırladığını yazıyordu ve bu maddelerin aslının İstanbul’da bir zatta olduğunu söylüyordu.
Sonra Hüseyin Demirel geldi ona sordum. Çünkü Hüseyin kardeş 15-20 yıla yakındır Yeni Asya gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yapmıştı. O dedi ki, “Evet ben de duydum fakat o belgeyi görmedim.” Ben hayret etmiştim. Sonra ta Zübeyr Abi zamanından beri gazetenin resmi yazı işleri müdürlüğü yapan abiye de sormuş ondan da aynı cevabı almış ve merakım büsbütün artmıştı.
Sonra Hüseyin dedi ki, benim eniştem Abdülkadir Usta’nın dersine gittiği Rüştü Tafral Abi var. Bu bahsedilen zat odur dedi. Biz de sen bir görüş ve görüşme izni al ziyaret edelim dedik.
Biz 1992 yılının Ramazanında bu zatı ziyaret ettik. Bütün sorularımızı sorduk. Meğer bu zat bizim bir devresini bilmediğimiz Zübeyr Abili hizmet hayatının en önde gelen şahsiyetlerindenmiş. Sanki bizi bekliyormuş gibi eski günleri canlı yaşarcasına anlatıyordu. Birinci gün sohbet bittiğinde saat gecenin 03.00 gösteriyordu neredeyse bir bardak su bile içmeden oruca niyetlenecektik.
Mesele büyük ölçüde vuzuha kavuşmuştu. Fakat daha çok eksik noktalar vardı. Sonra Üstadın bizim hiç tanımadığımız talebeleri vardı. Onlardan da dinleyeceklerimiz vardı. Farklı zamanlarda onları da dinledik. En mühimmi manevi hayat kaynağımız olan Risale-i Nur ne diyordu. Onda var olan fakat o zamana kadar görmediğimiz meselelerin sebepleri ve sonuçları ve çarelerini bulmalıydık. Hamdolsun bulduk da…
3- İttihad Yayıncılık’ın kuruluşu, hizmetleri ve kısaca tarihçesinden bahseder misiniz? Mesut Zeybek Ağabey, İttihad Yayıncılık’ı kurmaya nasıl karar verdi?
İttihad Yayıncılığın kuruluşuna gelirsek; (kendi ağzından) İşte ben o halette iken yani dünyadan bütün bağlarım kesik bir gün Cağaloğlu’nda dolaşırken eski bir arkadaşımın ajansına uğradığımda yandaki iş hanında kiralık büro olduğunu söylediler. Sonra merhum Hüseyin Demirel’e de bahsettim o da Marmara Üniversitesi matbaasında çalışıyordu.
Sonra baktım başka yapacak bir şeyim olmadığından o büroyu cüzi bir ücret karşılığı tuttum. Böylece yeni ufuklara yelken açtığımı çok sonraları anladım. Çünkü o zamanlar bunları düşünecek, planlayacak durumda değildim. Adeta ihtiyarsız sevk ediliyordum. Büronun adını Nur Talebelerinin ilk olarak dış dünyaya açıldıkları neşriyat vasıtası olan “İttihad” mecmuasının ismini verdik.
4-Kitapların mevzularının seçimi ve tab’ etme süreci nasıl işliyordu? Dönemin şartlarına göre mi konular belirleniyordu?
(Zehra Hanım:) Kitapların mevzuları gündeme göre seçiliyordu. Beraberinde, çalıştığı o gazeteden (Yeni Asya) ayrılma Rahmetli Hüseyin Demirel Ağabey vardı. O yazı işlerinden anlardı. Çok iyi hatırlarım ilk kitap olan heyecanla hazırladıkları “Kemalizm ve Deccaliyet” kitabını çoğu zaman akşamları bizim evde çalışarak tamamladılar. Beni anneme gönderirler onlar heyecanla saatlerce çalışırlardı. Kitabın çok ses getireceğini söylüyorlardı evet kitap çok ses getirdi birilerini rahatsız etmiş olmalı ki kitap toplatılma kararı alındı… Toplatıldı.
Daha sonraları Rüştü Tafral Ağabey ile derlemeler yapılmaya başlandı. Rüştü abi ömrünü Risale-i Nur hizmetine vakfetmiş bir Nur talebesi. Nurlardan Derleme Çalışmaları çok. Ve yapmaya da devam ediyor. Mesut Bey neşriyat hizmetinin ehemmiyetini çok iyi bildiğinden beraberce bu çalışmaları tek tek yayın hayatına geçirdiler.
5- Mesut Zeybek Ağabey’e suikastler yapıldı mı? Tehdit edildi mi? Kaç tane suikast yapıldı? Ne gibi olaylar yaşandı?
Bizim Cağaloğlu’ndaki büroya çok insan gelirdi. Her gruptan. Kimi iyi niyetiyle Mesut Bey’den istifade amacıyla kimi de kendi bildiğinden vazgeçmeden ama Mesut Bey’den de vazgeçemeden gelir giderlerdi. Tabi bunlardan başka kimler geldi Allahu Alem…
6- Mesut Zeybek Ağabey, A Haber’e nasıl davet edildi?
Mesut Bey Fetö’yü oldum olası tasvip etmezdi ve onlarla mücadele ederdi. Çoğu insanın onlara müsbet olarak baktığı bir dönemde dahi mücadelesini sürdürdü. Fetö Lideri’ni İzmir’den tanırdı ve o yüzden duyduğu şahit olduğu şeyler vardı. Bunları neşretmekten de geri durmazdı. Gerek internet sitesinde gerekse broşür olarak sürekli onların yaptıklarının Risale-i Nur hizmeti ile alakası olmadığını neşrederdi. Bu yüzden yayınlarımızı alanların bir kısmı almamaya bile başlamıştı.
İşte o olayların kızıştığı bir dönemde neşrettiği şeyleri tv de anlatması için aradılar. O medyadan kaçardı çünkü daha önce de bir iki teklif gelmişti. Ama bu meselede neredeyse hiç düşünmeden kabul etti. Programa birkaç saat kala aramışlardı hemen hazırlandı ve gitti.
7-Mesut Zeybek Ağabey, Rumuzat-ı Semaniye Risalesi’ni canını ortaya koyar derecede tab’ etmeye nasıl karar verdi? Tab’ sürecinde hangi Abiler ile istişare etti?
Rumuzat-ı Semaniye çok önemli bir eser. Ve içinde bulunduğumuz dönemin gereği olarak neşredilmesi gerekiyordu. Mesut Bey bir şeyin olması gerektiğine inanıyorsa onu mutlaka yapmak için çabalardı. O dönemde Ahmed Aytimur ve Rüştü Tafral Ağabeylerle istişare ederdi.
Bu kitapla ilgili ilginç bir hatıram var. Mesut Bey her basılan kitabı matbaadan geldiği gibi hemen bir tane çantasına koyar ve eve getirirdi. Büyük bir mutlulukla çantasından çıkarır ve bize takdim ederdi. Rumuzatta öyle oldu. Getirdi ve ’’Basmam gereken son kitabı da bastım’’ dedi. Bir irkildim ama anlam veremedim. Çünkü hiçbir zaman son demezdi. Hep yapacağı bir şeyler vardı. Meğer gerçekten bastığı son kitapmış…
Bu arada bir de çalışmaların tashihlerini yapan sürekli beraber hareket ettiği Recep Hocamızı da anmadan geçemeyeceğim. O da eserlerin tashihlerine çok yardımcı olurdu. Ve Rumuzat basıldığında Mesut Beyle aynı heyecanı yaşamıştı.
8-Mesut Zeybek Ağabey’in Envar ve Sözler Neşriyat ile diyalogları nasıldı?
Mesut Bey, Envar Neşriyat’a çok eser hazırladı. Çoğu çalışmaları onlarla beraber neşrettiler. Zaten biliyorsunuz Ahmed Aytimur Ağabey’in kurduğu bir yayınevi. Ve Ahmed Abi de Risale-i Nurları basmada Üstâd Hazretleri tarafından görevlendirilmiş biri. Araları çok iyi idi. Baba gibi severdi Ahmed Ağabeyi. Mesut Bey babasını çok küçük yaşta kaybetmiş hiç bilmiyordu. Ahmed Ağabey’de kendisine karşı o şefkati bulmuştu.
Sözler Yayınevi’ne daha sonra eser hazırlamaya başladı. Onlara da Osmanlıca Latince Külliyatı hazırlıyordu, hepsini tamamlamaya ömrü vefa etmedi.
9-Ayet ve Hadis Meali çalışmasını Envar Neşriyat’a yapmaya nasıl karar verdi?
Ayet ve Hadis meallerini hazırlarken şöyle demişti “Ben bu eseri hazırlarken külliyatı yeniden okuyorum.” O yüzden O’nun için her bir çalışma külliyatı yeniden baştan sona taramaktı. O yüzden bu eser de onun için en güzel çalışmalarından biriydi.
10-Mesut Zeybek Ağabey’in hususi hayatı nasıldı?
Mesut Bey insanlarla iyi iletişim kuran, her zaman anlatacak bir şeyleri olan, sohbeti tatlı, güler yüzlü, şefkatli, ileri görüşlü, hikmet sahibi birisiydi.
11-Bir eş ve baba olarak Mesut Zeybek Ağabey nasıl biriydi?
Mesut Bey çok iyi bir eş, çok fedakar bir baba oldu. Çok şefkatli çok güler yüzlüydü. Kendi işini kendi gören kimseye yük olmamaya çalışan zahmetsiz biriydi. Hayatının her aşamasında Risale-i Nur hizmeti vardı bu onun dışına da aksetmiş olmalı ki onu her gören hürmet gösterme ihtiyacı hissederdi adeta. Bence yeri herkes için dolmayacak çok farklı biriydi…
12- Envar Neşriyat için Yunanca tercüme dizgisi, Zülfikar, Asar-ı Bediiyye, Büyük Ansiklopedik Lügat, Fihrist Risalesi dizgilerini nasıl yaptı? Çalışma programı nasıldı? Hayatı boyunca yaptığı bu çalışmalardaki özveriyi neye borçluydu?
Mesut Bey çok çalışkan, azimli ve gayretli biriydi. Onun lügatında olmaz diye bir şey yoktu “Çaresi olan şeyde acze düşülmez” derdi sık sık. Bilmediğini mutlaka bilene sorar onu öğrenene kadar yılmazdı. Zaten hayatı buna şahit.
Yayın hayatına atıldığında gördünüz büroda bol bol kitap okur durumda iken en son geldiği nokta Cağaloğlu’nda Arapça, Osmanlıca bir dizgi yapılacaksa “Bunu en iyi Mesut Abi yapar’’ imajıydı. Yayın hayatında o noktaya gelmek için çok çabaladı. Ama bunu maddi gelir elde etmek için yapmadı. Çoğu eserleri başka yayınevine yaptığı piyasanın çok altında bir fiyatla yapardı. Gece gündüz hiç fark etmez geç saatlere kadar bilgisayarın başında eserleri yayına hazırlardı. Basılmadan önce defalarca tashih eder sonra basılırdı. Bu işleri yaparken çok büyük zevk alırdı. Sanki emek emek büyüyen bir çocuk gibi, kitap nihayet çıktığında büyük bir sürur yaşardı.
Gayesi İbrahim (as) gibi arkasından hayırla anılmaktı. Üstadımızın “Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde fani dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme” dediği gibi o da arkasında okundukça sevabına hissedar olacağı onlarca eser bıraktı. Biraz dikkatle baktığınızda kitabın tasarımından onun elinden çıktığını anlamanız mümkün…
13-Sözler Neşriyat için Hanımlar Rehberi Osmanlıca, Barla Lahikası Osmanlıca eserlerinin dizgisini yaptığını biliyoruz. Zor dönemlerde, sıkıntılı zamanlarda, teknolojik gelişmelerin günümüzdeki gibi olmadığında bile çok faalane neşriyat hizmetlerinde bulunmuş. Neşriyat hizmetine nasıl girdi?
Gerçekten teknik imkanlar çok sınırlı idi. İlk başlangıç zaten daktilo ile olmuştu sonra yavaş yavaş bilgisayara geçildi. Yani başka yerlerde bir iki kitap yazacak olanlara bile birçok imkanlar sunulurken Mesut Bey bunları çok zor elde etti.
Bazen derdi “Şu işi bitirelim oradan gelecek kazanç ile bilgisayarı biraz daha yükseltelim” diye. Böyle böyle diyorum ya bugün “Badıllı Ağabeyin İşârâtü’l-İ’caz Tefsiri , Mesnevî-i Nuriye Tercümesi, Asar-ı Bediyye, Zülfikar, Rumuzat-ı Semaniye, İslam Prensipleri Ansiklopedisi, Esasat-ı Nuriye, Ebu Suud Tefsiri” ve daha niceleri bugün hepsini yan yana koyduğunuzda bir kütüphane eden eserlerde imzası var Elhamdülillah.
Teknik konularda ise en büyük yardımcısı oğlumuz Abdullahdı. Yeni bir programın kullanılmasında dijital ortamda yayına hazırlanmasında o da elinden geleni babasına öğretiyordu. Bir de Ahmet Çelik kardeş çok özveri ile her zaman Mesut Ağabeyi’nin yanında olmuştur. Bir de gizli kahramanlar var bunaldıkça maddi olarak destek verenler, zaman zaman bilgisayarın yenilenmesinde, büronun kirasının ödenmesinde destek olanlar. İsmen söylemeyeceğim ama hayatımızda maddi manevi çok katkıları olan birkaç isim var. Her zaman dua ederek andığımız. Allah onlardan da ebeden razı olsun.
14-Ömer Çiçek Ağabey’in yayına hazırladığı Zübeyir Gündüzalp Ağabey’in “Üstadım Bediüzaman” kitabının tab’ını nasıl yaptı? Sadece Risale-i Nur derlemeleri ile sınırlı kalmayıp, hizmet için arşiv değeri taşıyan ağabeylerimizin de notlarını yayınlamasını nasıl değerlendirmek lazım?
O’nun hayatında hizmete katkı sağlayacak yaşanmış her şeyin önemi vardı. Hele bu Zübeyir Abi ile ilgili olursa daha bir önem arz eder. Çünkü Zübeyir Ağabey, Üstadımızın meslek ve meşrebini en iyi anlamış talebelerinden biri belki de birinci olma özelliğine sahiptir. O yüzden basmakta tereddüt etmemiştir.
15-Mesut Zeybek Ağabey’in hizmet hayatında, iyi ki yaptım dedikleri nelerdi? Mesut Zeybek Ağabey’in keşke yapmasaydım dedikleri var mıydı?
İçinde Risale-i Nur’un olduğu her şey O’nun için iyi ki’dir. Ve 16 yaşından itibaren hayatının hiçbir safhasında Risalenin olmadığı bir dönem yok. Tabi her dönemde birtakım sıkıntılar çekilmiş olsa bile ben pişmanlık ifadesi kullandığını hatırlamıyorum. Ama zor ve zahmetli de olsa bu hayatı yaşamış olmaktan memnundu. Bir zamanlar çok zoruna giden şeylerin sonra kendisi için hayır olduğunu bizzat yaşayarak tecrübe etmiş olduk.
16-Mesut Ağabey’in çalışma azmi nereden geliyordu?
Mesut Bey fıtrat olarak da yılmayan bir karaktere sahipti. Okumayı ve öğrenmeyi çok severdi. İlkokulu bitirip İzmir’e geldiğinde okul hayatına devam etmek istemiş ama imkanlar buna el vermemiş sahip çıkan da olmamış. Hatta kendinden 3-4 yaş büyük bir arkadaşını veli göstererek kendisini imam hatip ortaokuluna yazdırmış devam edememiş ve 2. Sınıfta bırakmak zorunda kalmış. Ama okuma aşkı hiç bitmemiş “Ne bulsam okurdum hatta gazete kağıtlarından yapılmış kese kağıtlarını bile…” derdi.
İşte 16 yaşına geldiğinde de Allah’ın lütfu karşısına Risale-i Nur çıkmış ve bütün okuma azmini oraya vermiş. Ve gerçekten birçok konuda fikir sorulacak bilgiye sahipti. Osmanlı Tarihi, Yakın Tarih, İlmihal ne sorarsanız cevabı vardı. Üstadımızın dediği gibi 15 hafta ciddi okuyan zamanın alimi olur diyor ya Mesut Bey işte öyleydi.
17- Okumalarında nelere ağırlık verirdi? Notları var mıydı? Not tutarak mı okurdu?
Sabah namazdan sonra ve gece yatmadan önce mutlaka Risale-i Nur okurdu. Çoğu zaman bu iki namazı beraber kılar tesbihatımızı yapar ve kitabı da beraber okurduk. Kendi takip ettiği külliyatının üzerine kırmızı ve yeşil rengi kullanarak satırları çizer gerekirse kısa notlar yazardı. Ben şimdi O’nun kitaplarından okumaya devam ediyorum ve o notlardan çok istifade ediyorum. Keşke ağzından çıkan her şeyi kaydetseymişim dediğim zamanlar da çok oluyor. Ama yaşarken ben yapamadım…
Ruhune El Fatiha
www.NurNet.org

SİNGAPUR HİZMETLERİ

SİNGAPUR HİZMETLERİ

           (YOZGAT)

SİNGAPUR’DA İSLAMİYET VE RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

🔸GENEL DURUM:

Singapur Güneydoğu Asya’nın (Asya Pasifik ülkelerinin) en müreffeh, en şirin bir ada ülkesidir. İçinde 40 kadar ada vardır. En meşhur adası “Sentosa” adasıdır.

Singapur, cumhuriyetle yönetilen parlamenter demokrasi sistemine dayanır.

Singapur Asya pasifik ülkelerinin 

-hem finans merkezi (yani Avrupa’nın İsviçre’si gibi)

-hem endüstriyel merkezi -hem ithalat, ihracat merkezidir.

-hem havalimanı aktarma merkezidir.

Singapur 2009-2019 yıllarında çok gelişmiş ve ekonomik açıdan çok zenginleşmiştir 2009 dan önce 3. dünya ülkesi iken 10 yılda Dünya’nın en güçlü ekonomi ve en güvenlikli ülkesi haline gelmiştir.

Singapur’un iki milli üniversitesi olan NUS ve NTU dünyanın ilk sıralarında yer almaktadır.

Singapur ada ülkesidir bir tarafi 42 km bir tarafı 23 km toplamda 622km2 yüz ölçümüne sahiptir.

Singapur 1819’a kadar Temasek Deniz Şehri ismiyle anılan Malezya’nın 14. eyaleti idi sonradan Aslan şehri anlamına gelen Singapur ismini almıştır.

Singapur nüfus olarak %75 Çin, %15 Malay, %10 Hint ve diğer milletlerden oluşur.

Nüfusu yaklaşık 6 milyondur.

Dil: Resmi dili İngilizcedir, bununla beraber Çince, Malayca, Hintçe de konuşuluyor.

Singapur iklim olarak, tropikal sıcak ve nemli bir iklime sahiptir. Mevsim olarak az yağışlı çok yağışı ifade ediliyor.

Ekvatora çok yakın ve kukuzeyindedir.

Singapur 9 Ağustos 1196’da bağımsız bir devlet olmuştur. 1971 yılında İngilizler ayrılmıştır.

Singapur’un para birimi, Singapur dolarıdır.

🔸 SİNGAPUR DA İSLAMİYET

Singapur da İslamiyet tabiin zamanında tüccarlar vasıtasıyla gelmiştir. Günümüzde hala Singapur’da tabiin zamanında gelenlerin kabirleri mevcuttur.

Singapur’da:

-Müslümanlar, % 16

– Budistler, % 35

-Hristiyan, %18

-Geriye kalanlar Ateist ve Hindular %31

Singapur’da (MUIS) diyanet işleri başkanlığı vazifesini yapıyor..

Singapur genelinde toplam 80  tane cami bulunmaktadır. En büyük Camisi Sultan Masjıd’dir. Ba’alwie Mosgue Singapore Masjıd 1952’de Al Attas ailesi tarafından yaptırılır. Caminin içi Osmanlı Türk eserleriyle doludur. İmam Hassan Habib Al Attas’dır, kendisi seyyiddir. Dedeleri Yemen’den gelmiştir. Sultan Abdülhamit 1900 yılların başında bu aileye 2 tane cariyesini gönderir. Birisi Johor sultanının kardeşiyle evlenir, diğeri de diğer akrabasıyla evlenir. Al Attas ailesi de bu soydan geliyor. Bu nedenle de bizler Türklerle akrabayız diyor.

Bu hocaya ilk Arapça Işarat’ül Î’caz kitabını bir abi vermiş, bizde 2013 yılında  Arapça külliyatın tamamını hediye ettik ve okuyorum diyor. Her ziyarete gidildiğinde Türkiye,den Bediüzzaman hazretlerinin talebeleri geldi diye karşılayıp ziyaretine gelenlerle tanıştırıyor.. Hüsnü Bayram abi ve Said Özdemir abilerle çok yakından ilgilendi hatta Said Özdemir abiyle 2 saat Arapça sohbet ettiler..

🔸SİNGAPUR DA RİSALE-İ NUR HİZMETLERİ…

-1951de Bayram Yüksel Abi Kore savaşı dönüşü Japonya’dan sonra gemiyle Singapur’a uğrayıp  Üstadımıza kaşkol eldiven vs. hediyelik eşya alıyor ve üstadımıza hediye ediyor..

-1960 Yıllarında Singapur’da Hint asıllı Muhammad Jaffar abinin (72 Yaşında) Alim olan dedesine Hindistan üzerinden risaleler getiriliyor. Urfa’dan da Kemalettin Ceviz abi Singapur’a geliyor ona İngilizce ders okutuyor. Dedesine cevşen de hediye edilir ki, Bediuzzaman’in özellikle Esma-i Hüsna’ya vurgusu ve Risalelerde Cenâb-ı Allah’ın esmasının izahati ve ehl-i sünnet itikadinca iman hakikatlerinin isbati pek parlak bir ilim olarak kabul edilerek, okunan dersler dedesi tarafindan ziyaret edilenlere daima anlatıyor. Jaffar Abi, bunun Menderes’in idam edildiği yılda olduğunu belirtiyor. Dedesinin Bediüzzaman ve Risale-i Nur’a olan sevgi ve saygısını Jaffar Abiyi de etkilediğinden kendisi daha sonradan Türkiye’ye gidip gelen bir tüccar arkadaşı vasıtasıyla Bayazit Sahaflardan İngilizce Risale-i Nur’u edindiğini belirtti.

-1996 Yılında Ali Uçar abi vefat etmeden önce Singapur’da Jaffar Abinin evinde kaldıklarını hatta o heyetten birisinin arasında Üstadımızın saç telinin de olduğu bir cevşeni  kendisine hediye ettiğini, kendisinin de teberrüken sakladığını ifade ettiler.

-1997 Yılında ihsan Kasım abi Singapur Ba’alwi camisinde Seyyid Hasan Al Attas hocayı ziyaret ettiğinde Hasan Hoca bana işaratül i’caz verdiler onu okuyorum diyor, ihsan Kasım abide bana dedi sen kalan kısmını verirsin demişti  bizde 2013 yılında ziyarete gittiğimizde Arapça külliyatın tamamını Hasan hocaya hediye ettik ve okuyorum diyor.

-2010 Yılında Singapur Stadyum da Mevlid Nebevi programında Filipinler den Muhammed Rıza kardeş Risale-Nurlardan ders okuyor…

-(2 Mart 2010)

Öncelikle geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde

Türkiye’den ağabeylerimiz Malezya’yı

ziyaret ettiler. Ankara, Aksaray, Nevşehir ve

Yozgat’tan ağabeylerin iştirak ettiği grup ile

Kuala Lumpur’da şevke medar bazı

ziyaretlerimiz ve programlarımız oldu.

Ağabeylerimizin Kuala Lumpur’a geldigi 28

Ocak 2010 perşembe akşamı derse iştirak edildi sonra Singapur’da Cafer abi bazı yerleri ziyaret ettiler…

-2010 yılında Johor’da doktora yapan Yılmaz kardeş ve Singapur Japon firmasında çalışan Mustafa nida kardeşler ayda bir ders başlattılar..

-2013 yılı Ramazan ayında kadir gecesi ilk Medresemiz açıldı Doktora talebeleri ve vakıf kardeşler 4 yıl  İngilizce ve Türkçe dersleri yapıldı elhamdülillah.

-2014 yılında Said Özdemir abi Singapur’a ziyarete geldi çok hizmetlere medar oldu Elhamdülillah..

-Singapur da basılan Çince Risaleler..

2018 de Çince tabiat Risalesi

2018 Ayetül Kübra Risalesi

2019 da Hastalar Risalesi Singapur’da basıldı elhamdülillah.

-Singapur da Medrese hizmetleri devamında 3 kişi Müslüman oldu:

-2013 Crıst Müslüman oldu adı Mesut oldu.

-Wietnamlı Tony  Müslüman oldu ismi Fatih oldu.

-Kane Müslüman oldu ismi Yusuf oldu.

-Singapur’da hizmet noktasından çok mümbit bir zemin var. Müslümanlar daha ciddi ve gayretli çünkü kendi maddi ve manevi imkanlarıyla vakıf dernek kurup Cami, okul kurslar açıp küfürle mücadele ederek gayret ediyorlar. Tanışılan insanlar samimi ve cana yakın. Rabbim tesirini halk etsin. Amin.

Ekseriyetle olduğu gibi hizmetlerimiz yerli yabancı akademisyen ve üniversite camiası üzerinden gidiyor. Doktora yapan kardeşler var. Dost olan üniversite hocaları, bazı ağabeylerin tanıdıkları, eski Diyanet başkanı vs. din adamları var. Singapur Müslümanlar Derneği elemanları var. İnşallah bu referanslı olanları zamanla ziyarete gidiyoruz çok hoş karşılıyorlar ve memnun oluyorlar. Kitapları, kurum ve kütüphanelerine gerektiğinde İngilizce ve Arapça külliyatlar hediye ediliyor…

🔸Singapur da korona döneminde hizmetler dersler olarak aksamadan artarak devam ediyor elhamdülillah..

-Her hafta erkekler İngilizce dersi 2 senedir devam ediyordu bir aydır Singapur’daki gençlerle birlikte devam ediyor Elhamdülillah..

-Hanımlar heyeti İngilizce dersi 1.5 seneye yakın katlanarak  şevkle devam ediyorlar..

– Ayda birde Türkçe dersler devam ediyor Elhamdülillah

– Bazı Abilerle birebir hususi dersler devam ediyor…

🔹Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şûra-yı hakikiyeyi yapmamasıdır.  Asya kıt’asının ve istikbalinin keşşafı ve miftahı, şûradır. Tarihçe-i Hayat – 100

🔹Ümidim var ki, istikbal semavatı zemin-i Asya, bâhemolur teslim yed-i beyza-i İslâma…

Zira yemin-i yümn-ü imandır, verir emn-ü eman ü emniyeti enama…     Şualar – 320

🔹İslâm’ın ve Asya’nın istikbali, uzaktan gayet parlak görünüyor. Çünki Asya’nın hâkim-i evvel ve âhiri olan İslâmiyetin galebesi için dört-beş mukavemet-sûz kuvvetler ittifak ve ittihad etmektedirler.  Muhakemat – 42

👍 İngilizce ve Çince Risale-i Nur site ve YouTube kanallarımız ve irtibat adresleri..

👍 Çince Risale-i Nur site ve YouTube kanallarımız:

▶️ https://mandarinnur.com/

▶️singaporenour.com

▶️wendaislam.com

▶️http://www.guangnur.com/

▶️https://www.youtube.com/channel/UC5b0xglmOlMvqW1NDVxXJkA?view_as=subscriber

▶️https://youtube.com/channel/UCUR3aO6m6PlsuM3dZO18HyA

▶️https://www.youtube.com/channel/UCV1zG0IPruTUfZMsoNBObnw

selam ve dua ile

www.NurNet.org