Kategori arşivi: Şiirler

Âhirzaman Kardeşlerime!

Ey Din-i Mübin’e Candan Bağlı Kardeşler!

Gönlümüzde sızlar ümmet acısı,
Ne azalır ne de biter ağrısı.
Yazı güzü, kışı baharı mı kaldı,
Gönlümüz Hakk’ta, gözümüz yolda kaldı.

Âhirzaman dediler de dediler.
Bu günü yarına ertelediler.
Halbuki Rabbimiz her an görüyor.
Kulluk edene bol bol veriyor.

Acz içinde kalbi çıksın niyazım.
Dostları ısıtsın varsa ayazım.
Gözlerde aksın yaş, kalplerde hüzün.
Ümmetin derdiyle sararsın yüzün.

Tuluattır kardeş, nasıl geldiyse,
Hakkı söylemeye kim yol bulduysa,
Baş göz üstüne geldi sayarız,
Hem dünya hem ahiret kardeş sayarız.

Her tarafı sarsa da türlü illet.
Mü’min kardeşime gelmesin zillet.
Hiç bitmesin çilem, bitmesin acım.
Ar eyler mekanı örtünen bacım.

Erkek kardeşim sâniyen sen de,
Âhir demden aldın nasip sen de,
Günah, nisyan, masiva sende,
İzhar et hayanı her zaman sen de!

Unutma İslâm’ın nurdan genci.
Her duruşunda olmalı vakar.
Sabırla iç içe göster direnci.
Ehl-i aşk olan elbette yakar.

Yolumuz Nebiler, Resûller yolu.
Hakka can veren şehitler yolu.
Bu dava ebedî ermişler yolu.
Durma bu yolda ilerle kardeş.

Hanım isen sen de ol; Aişe, Asiye, Fatma.
Erkek ise ne bekler ki; Ali, Osman ve Talha.
Bu yolda cefasız kimse var sanma!
Bu yol hak uğruna gidenlerindir.

Kur’ân oku, konuş Rabbin ile.
Namaz ile görüş Rabbin ile.
Zikir ile buluş Rabbin ile.
Hak uğruna ne yapalım kardeşim?

Sünnete ittiba Hak Resûl yolu.
Kitaba temessük Hak Resûl yolu.
İmana hizmettir Hak Resûl yolu.
Bu yol Nebiler, Resûller yolu.

Nurları oku ki, feyizler gelsin.
Nurları anla ki, sirayet etsin.
Nurları yaşa ki, kendine gelesin.
Okuyunca Nurları, Üstâd’ı gördüm.

Tesbihat, cevşen, evrad u ezkar.
Hakikat yolunda var mı yağmur, kar?
Bize yol gösteren Hak Resûl var ya!
O Resûl’e can feda etmeye geldik.

İstiğfar ile gir tevbeye,
Salavat ile rabtol Nebiye,
Allah zikri, Kelime-i Tevhid ile,
Hak uğrunda ferah bulmaya geldik.

Dışımız halk ile içimiz Hak,
Uğruna gittiğimiz yoldur hak,
Bu dava var iken aranır mı hak?
Hakkı hakikati görmüyor musun?

Allah’a abd ol ki, hür olasın,
Resûl’e ümmet ol ki, necat bulasın,
Kur’ân’a tabi ol, halas olasın,
Kurtuluş İslâm’da, unutma kardeş!

İlmin var ise, Bel’am’ı düşün.
Makamın var ise, Nemrut’u düşün.
Mevkin var ise, Fir’avun’u düşün.
Malını yiyebildi mi ki Karun?

Ya Bilal olasın, ‘Ya Hakk’ diyesin.
Ya Sümeyye olup, Hak uğruna gidesin,
Ya uğruna can ve mal veresin,
Hakkı unutup, gafil olma kardeş!

Ya Ebu Bekir olup İslâm’a güç katarsın,
Yahut Ebu Cehil olup nâra ateş atarsın.
Ya Ömer olup hakkı haykırırsın,
Ya Ebu Leheb gibi hakka sağır kalırsın.

Ya Osman ol edebi göster,
Ya Ali ol ilimi göster,
Ya hak, hakikat yolunu göster,
Yahut da burada bekleme kardeş!

Değil miydi Nida-i Nebi;
Ya hayır söyle yahut susmalı.
Şer yolu olur ise diller susmalı.
Hakkı hakikati söyle be kardeş!

Ya Rab!
El açtık kapına geldik,
Dünyayı gördük ukbaya geldik,
Şerri gördük hayra geldik,
Seni bulduk sana geldik.

Affeyle, mağfiret eyle Ya Rab!
Bulduk Ya Rab hakikat bu tarafın yolundan,
Ayırma bizi kendi yolundan.

Abdulkadir Çelebioğlu

Yürüyün yiğitler

Yürüyün yiğitler; erlik vaktidir şimdi,
Zaferler bizimledir, gerçekler bilindi.
Tahkiki iman, elmas kılıncımızdır,
Ellerde Kur’an doğruluk bürhanımızdır.

Umutlarımız dalga dalga yayılıyor
Muştulu haberler âfâka dağılıyor
Bahçemizde neş’e, çiçekler açtı renk renk
Bülbüller öter, alemde tatlı bir ahenk.

Kudsî adımlar hissederiz yolumuzda
Tarifsiz şevk doğar, canlanan ruhumuzda
Gözler; çakmak çakmak, karanlıkları deler
Gönül bir hoş olmuş, vuslat hasreti çeker

Kutsal cihadımız, her türlü küfürledir
HAKK’a koşarız, Yüce Allah bizimledir
Gün ışıkları…. karanlık aydınlanıyor
Karanlık ruhlular dehşete kapılıyor

Özümüz nur, sözümüz nur, yolumuz nurdur…
Muhabbet fedaisiyiz; gönlümüz pür nur
Par par parlıyor gönüller Hak ateşiyle
Mest olmuş yiğitler sonsuzluk bestesiyle

Nice zaferlere koşarız heyecanla
Damarlarımızda coşan taptaze kanla
Ey şanlı mazi ! Ey zulmetlerde kalmış hal!
Devran dönüyor, bizimdir nurlu istikbâl…

BÜLBÜL GÜLÜ BEKLER
Her güzellik, safha safha…
Doğumlar da… ölümler de..
Herşey sabırla… sebatla…
Zaferler de… düğünlerde…
Her güzellik perde perde…
İnişlerde… çıkışlarda…
Bahar gelir nazlı nazlı…
Gül açar nazlı niyazlı…
Bülbül, gülşenini bekler,
Gözü yaşlı, gönlü yaslı…

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Leyle-i Kadir (Şiir)

Ne zaman Resul girdi kırk yaşına

Gidiyordu Nur Dağının başına

 

Dalıyor ibadet ve tefekküre

Allah’ın hamdına ve de zikire

 

Leyle-i Kadir’de bir şey oluyor

Semalarda Cebrail görünüyor

 

İner Cebrail Melek Nur Dağına

Edep ile Hira Mağarasına

 

“Oku” emrini getirir Resule

O an Kur’an başlamıştır nüzule

 

Bin aydan daha hayırlı bu gece

Yaşayalım geceyi hece hece

 

Gece tanyeri ağarıncaya dek

Tüm melekler yeryüzüne inecek

 

Bu gece çok mübarek bir gecedir

Bütün gecelerden daha yücedir

 

Mübarek olan kutsal bu gecede

Çok dua edip bol yapmalı secde

 

Kur’an okuyup istiğfar etmeli

Geceyi zikir ile geçirmeli

 

Bu gecede Allah bol rahmet verir

İstenen şey rahmet ve mağfirettir

 

Geçmişinin hesabını yapmalı

Günahlardan tövbede bulunmalı

 

Ya Rab! Geceyi bize nasip eyle!

Sana muti olan birer kul eyle!

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

Oruçla Şükretmek (Şiir)

Oruç fedakârlıktır, sahurdur başlangıcı

Sahura kalkmayanın günü olur sıkıcı

 

Oruçlarımız şükür, saati ise iftar

Ne kadar şükür etsen, ne fazlaysa sana kâr

 

İftar zamanındaki dualar kabul olur

Oruçlu Müslümanlar birer Salih kul olur

 

Camilerdeki coşku, zamanıysa teravih

Huşu ile kılınan teravih olur sahih

 

Ramazanda oruçlu, sıhhat buluyor elbet

Beratını alarak kurtulur ilelebet

 

Ramazan ayı hayır ve hasenat ayıdır

Bu ayda çok sadaka ve fitre zamanıdır

 

Oruç bir paylaşımdır kuruluyor sofralar

Sevaba sevap katmak istiyor Müslümanlar

 

Ramazanda Kur’anla buluşuyor mü’minler

Hatim ve mukabele okuyor ins ve cinler

 

Oruç inceleme ve tefekkür zamanıdır

Rabbine hamd-u sena ve şükretme ayıdır

  

Orucun güzelliği, saymakla bitirilmez

Kazanılan sevaba, hesapla erişilmez

 

Oruç tutan kişiler mutlu ve bahtiyardır

Kim hakkını verirse ona mükâfat vardır

 

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

Hak ettiğimiz belalar

Hak ettiğimiz cezayı, Sen verme bize!
İsyandan kurtulmak için, dayandık Size,
Ağır cezalarla olmayalım, yüz yüze,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Zamanın fitnesi, fazlasıyla şedittir,
Cezayı hak etmeyenlerden, bunu ittir,
İsyankar olmayanlarda, vebayı bitir,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Sana karşı isyankârlar, fazla çoğaldı,
Onların bir çoğu, yasak yerlere daldı.
Üzücüdür, itaatkârlar çok azaldı.
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Bu Müslüman ülkede, İsyanlar çoğaldı,
Gafillerin bir çoğu, haramlara daldı,
Allaha itaat edenler, çok azaldı,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Sokaklar, namazsız ve oruçsuzla doldu,
Müttekiler diyorlar, bizlere ne oldu?
Çoğu, vebalar gelir korkusundan soldu,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Gençler,Ecnebiye benzemeye koşarlar,
Hanımlar, durmadan soyunmaya coşarlar,
Müslüman görünürlerden, çoğu saparlar,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Bu hak etmekler bizen, ne zaman gidecek,
Acaba bu istihkak, ne zaman bitecek,
Çok korkuyoruz ki, gökten taşlar düşecek,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Rabbim! Hak edilen cezayı, verme bize,
Bize yardım et, ak yüzle gelelim Size,
Gidilecek başka yer yok, biz geldik Size,
Bu isyanlardan bizleri, Sen kurtar Ya Rab.

Abdülkadir Haktanır