Cennet Ve Cehennem Nerededir?

Cennet ve Cehennem nerede olduğunu açıklamadan önce lüzumu hakkında bir nebze söz etmek istiyorum. Elbette mü’minler hem cennet hem de cehenneme inanırlar. Ancak cennete inananlar ve isteyenler cennete girebilirler. İnanmayanlara da cehennem hazırdır. Kur’an’ı Kerim’de: “Cennet muttakilere,(Tevbe,72) Cehennem ise kâfirlere hazırlanmıştır.(Bakara,24)

Rabb’ine suçlu olarak gelen kimse için cehennem vardır. O orada ne ölür ne de yaşar.”(Tâhâ: 74)

O münkirler ölmez ki azapları son bulsun, rahat değildirler. Böyle bir hayatın içinde yaşayanlara elbette yaşıyor, denilemez. Çünkü ruh bedenle birlikte sürekli azap içindedir.

“Biz o kâfirlerin boyunlarına demir boyunduruklar takarız. Onlar ancak yapmış olduklarının cezasını çekerler.”(Sebe: 33)

İnsanı bunaltacak ne varsa hepsi cehennemde vardır. Birkaç örnek vermek gerekirse: İğrenç kokular, acı çığlıklar, eşek gibi anırmalar, demir topuzlar, kırbaçlar, halka ve zincirlerin eziyeti altında çeşit çeşit işkencelere maruz kalırlar.

“Bunlara benzer daha çeşit çeşit acılar da vardır.” (Sâd: 58)

“Öyleyse tadın azabı! Zâlimlerin yardımcısı yoktur.”(Fâtır: 37)

“Ey iman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim: 6)

Kur’an’ı Kerim’in daha birçok ayetlerinde cennet ve cehennemden söz eder. Cennet ve cehennemin olmaması zaten fıtri kanunlara da aykırıdır. Zalim zulüm edecek daha sonra geberdiğinde herhangi bir ceza ile cezalandırmayacak, olur mu? Cehennem mücazat, cennet ise mükâfat yeridir. Kâfirler için Yaşasın cehennem!..

Muhammedü’l- Emin olan efendimize, (a.s.m.) Miraç gecesinde cennet ve cehennem gösterilmiştir. (Buharî, Nikâh, 88) Ayrıca cennetin varlığı Hz. Âdem kıssasıyla da sabit olmakta, cehennemin halen mevcudiyeti de onunla kıyaslanmaktadır.(İslâm Ansiklopedisi,VII/185.)

İman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: “Bu daha önce de rızıklandığımızdır” derler. Bu onlara (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır. (Bakara,25)

Bediüzzaman’a göre Cehennemin yeri kesin bilinmemekle beraber, şöyle cevap vermiş:

“De ki: her şeyin bilgisi Allah katındadır.” Neml, 27/65

“Gaybı Allah’dan başka kimse bilmez.” Mülk, 67/26

Cehennemin yeri bazı rivayetlerde “yerin altı” denilmiştir. Yer küresi, yıllık hareketiyle ileride haşir meydanının etrafında bir daire çiziyor. Cehennem ikidir. Biri küçük cehennem, diğeri de büyük cehennemdir. Küçük cehennem büyük cehennemin çekirdeğidir. İleride küçük cehennem büyük cehenneme inkılab edecek ve büyük cehennemden bir menzil olacaktır.

Küçük cehennem yerin altında, yani merkezindedir. Çünkü kürenin altı merkezidir. Coğrafya âlimlerince bilinmektedir ki, her otuz üç metre kazıda bir derece sıcaklık artar. Yerin yarıçapı altı bin küsur kilometre olduğuna göre, merkeze kadar bu sıcaklık iki yüz bin dereceyi bulur. Bu ateş, dünya ateşinden iki yüz defa daha şiddetlidir. Küçük cehennem, büyük cehenneme ait birçok görevleri dünyada ve berzah âleminde yapmıştır. Âhiret âleminde ise yer küre, sakinlerini yıllık hareketiyle etrafında daire çizdiği haşir meydanına döker. Tabii ki içindeki küçük cehennemi de büyük cehenneme teslim eder.

Mu’tezilenin bazı imamları: “Cehennem sonradan yaratılacaktır.” demiş olsalar da onların bu sözleri yanlıştır. Cehennem yaratılmıştır. Fakat hâlihazırda tamamıyla inbisat ve sakinlerine tam münasip bir tarzda henüz inkişaf etmemiştir.

Kaldı ki gayb perdesinin içindeki ahiret âlemine ait menzilleri bu dünya gözümüzle görmek ve göstermek için ya kâinatı küçültüp iki vilayet şekline getirmeli, ya da gözümüzü büyütüp yıldızlar gibi gözlerimiz olmalıdır. İkisi de şu an mümkün olmadığına göre, öyleyse âhiret âlemine ait menzilleri de, bu dünya gözümüzle görmek mümkün olmayacaktır. Fakat bazı rivayetlerin işaretiyle ahiretteki cehennemin bu dünyamızla münasebeti vardır. Mesela, yazın şiddetli sıcaklığına “min feyhi cehennem” yani “cehennemin kaynamasındandır” denilmiştir. Mektubat

Rüstem Garzanlı

04.11.2014

www.NurNet.org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: