Çocukların Gözünden Peygamber Efendimiz (S.A.V)

Sonpeygamber.info Web Portalı’nın 21-22 Nisan 2012 tarihlerinde gerçekleştirdiği “Türkiye’de Çocuklara Yönelik Siyer Çalışmaları” temalı Siyer Atölyesi 2012 organizasyonu, akademik toplantılar için alışılmadık nitelikte bir oturuma sahne oldu. Konuşmacı masasında bu kez araştırmacı, akademisyen ve yazarlar değil, çocuklar oturuyordu.

9-12 yaş aralığındaki katılımcılar Esra Ceceli başkanlığında gerçekleştirilen “Çocukların Gözünden Hz. Peygamber” başlıklı oturumda, Ceceli’nin sorularını yanıtlayarak zihinlerindeki Hz. Muhammed (sav)’i anlattılar.

Çocuk katılımcıların söyledikleri kimi zaman yaşlarına göre fazlasıyla derinlikliydi. Kimi zaman da bir yetişkinin aklına gelmeyecek kadar basit ama bir o kadar da çözüm odaklı fikirler sundular.

İşte katılımcılarımızın, Esra Ceceli’nin sorularına verdikleri yanıtlar:

Daha da küçükken Peygamber Efendimiz’i nasıl biri olarak hayal ediyordunuz?

– Muhteşem bir insan olarak…

– Süper kahraman gibi kaslı, güçlü, çok iyi dövüş yapan biri.

– Beyaz sakalı olan biri.

– Tombul yanaklı, beyaz tenli, siyah gözlü…

Peygamber Efendimiz’in sizi en çok etkileyen üç özelliği nedir?

– Cömert, efendi ve muhteşem olması.

– Kur’ân’ı sevmesi ve tombul olduğu için tatlı olması.

– Dürüstlüğü, iyi ahlaklı olması, Kur’ân ve namaz sevgisi.

– Sakinliği, alçakgönüllülüğü ve dürüstlüğü.

– Dürüst, ahlaklı ve edepli olması.

– Güzel ahlaklı, iyi bir insan olması ve namaz kılması.

– Sabırlı, kararlı olması ve bütün gücüyle İslam’ı yayması.

– Sabırlı, hoşgörülü olması ve kimseye karşı kin beslememesi.

Peygamber Efendimiz’le karşılaşsanız O’na ne sormak isterdiniz?

– Bu kadar muhteşem olabilmeyi nasıl başardığını sorardım.

– Cebrail’in nasıl göründüğünü sorardım.

– Bir şey sormazdım, sadece dokunurdum O’na.

– Çocukken nasıl birisi olduğunu, ne yapmayı sevdiğini sorardım.

– Hayatı boyunca iyilikten vazgeçmeyerek Kur’ân-ı Kerîm-ı anlatırken karşılaştığı zorluklara nasıl sabrettiğini sorardım.

– Her canlıya karşı nasıl bu kadar şefkatli olabildiğini sormak isterdim.

– Bana hakkını helal edip etmeyeceğini sorardım.

– Akrabalarını öldüren insanlara karşı nasıl iyilik yapabildiğini sorardım.

Peygamber Efendimiz’den, anne-babanıza ve öğretmeninize ne demesini isterdiniz?

– Peygamberimiz’in onlara, bana hiç kızmamalarını söylemesini isterdim.

– “Çok iyi bir çocuk yetiştidiğiniz için sizi tebrik ediyorum” demesini isterdim.

– “Çocuğunuz çok zeki ve akıllı” demesini isterdim.

– Anne-babama, “sen çocuğuna Kur’ân’ı, İslam’ı öğrettin, sana hakkımı helal ediyorum” demesini; öğretmenime de “insanlara bilgi verdiğin için Allah senden razı olsun” demesini isterdim.

– “Siz çocuklarınıza dinini, güzel ahlakı, Kur’an-ı Kerîm’i öğrettiniz. Şimdi cennette kendinize bir yer ayırın” demesini isterdim.

Sizden daha küçük bir çocuğa, Peygamber Efendimiz’i nasıl anlatırdınız?

– Önce kitaplardan okuyup kendim öğrenirim, unuttuklarımı hatırlarım, sonra öğrendiklerimi oyun haline getirerek anlatırım. Ama 5 dakika anlatırım, 15 dakika teneffüs veririm. Anlatmam bittiğinde de öğrettiklerimi onun bana anlatmasını isterim.

– Çocukları çok sevdiğini, Hz. Enes’le Peygamberimiz arasında geçen olayları anlatarak öğretirim.

– Önce Peygamberimiz’in hayatını sesli olarak okurum, kardeşim dinler. Sonra da O’nun dua eden çocukları çok sevdiğini söylerim.

– “Peygamber Efendimiz çok iyi birisidir” derim ve O’nun hakkında öğrendiklerini kendisinin de yapmasını [uygulamasını] söylerim.

– Peygamber Efendimiz’i örnek almasını, O’nun gibi dürüst, hoşgörülü ve konuksever olmasını söylerim.

– O’nun güzel ahlaklı olduğunu, her zaman dua ettiğini, iyilikten hiç kaçınmadığını anlatırım.

Diyelim ki Peygamber Efendimiz’i hiç tanımıyoruz. O’nun hakkında hiçbir şey bilmesek nasıl bir durum olurdu sizce?

– Ben hiç tanımasam önce adını öğrenir sonra Google’dan araştırırdım.

– Kendimi kötü hissederdim. Üzülürdüm. Bilmeyenlere de anlatmak isterim; gelsinler, anlatayım.

– Peygamberimiz’i bilmesek dünyada iyilikler olmazdı.

– O’nu bilmesek hayatın anlamı kalmazdı. Örnek olan birisi olmadan hayatı düzgün yaşayamazdık.

– Nasıl bir dine inanacağımı şaşırırdım.

– Kur’ân’dan İslamiyet’i öğrenirdim, peygamberlerin isimlerini öğrenir sonra tek tek onları araştırırdım.

– O’nu bilmesek çok acayip bir hayat olurdu. İnsanlar hiçbir şey bilmezdi.

Kaynak: sonpeygamber.info

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: