Çocuklarınıza Güzellikle Mi Söylüyor Sunuz? Yoksa Güzellikle Mi Dikte Ediyorsunuz?

Çocuk ailenin aynasıdır.”

Çoğu ebeveynden zaman zaman duyduğum ve hayretle dinlediğim orijinal bir cümle vardır. Anne-baba yakınındaki kimseye dert yanarken sık sık şu cümleyi kullanır. “Benim çocuğa güzellikle söyledim anlamadı.

Arkasından şöyle bir cümle de gelir çoğu zaman: “O yüzden böyle yaptım, ne yapayım

İlk bakışta çok masum ve makul gibi gelen bu cümlenin gerisini dinlediğinizde aslında anne-babanın çok da makul bir şey yapmadığını görürsünüz. Aslında burada söyleme tarzından ziyade içerik konusunda ebeveynler yanlışa düşüyorlar. İçtenlikle söylemek gerekirse bizim anneler ve babalar, çocuk eğitiminde sevgi ve şefkatin ne kadar önemli olduğunu öğrenmişler, uygulamak istedikleri baskıyı da güzellikle uygulamaya başlamışlar. Çocuğa normalde davrandıklarından çok daha yumuşak bir şekilde, çok daha şefkatli bir ses tonuyla kabul ettirmeye çalışmışlar bazı şeyleri. Çocuk kabul etmezse de, “Eee ne yapayım, güzellikle söyledim olmadı, ben de sert davranmak zorunda kaldım” durumuna gelmişler.

Mesela çocuğu gitmek istediği bir yere göndermemek için çocuğa mantıklı bir açıklama yapmadan veya çocuğun mantıklı açıklamasına karşı kendi mantıklı gerekçelerini ileri sürmeden, “yavrum lütfen bak, ben gitmeni istemiyorum tamam mı canım, babanın sözünü dinle” demişler güzellikle. Çocuk da gitmemesini gerektirecek bir neden bulamadığı için itiraz etmiş babasının baskısına, babası da “otur oturduğun yerde, gitmiyorsun işte, izin vermiyorum, güzellikle söyledim anlamadın, gitmiyorsun işte” demiş.

Ertesi gün de arkadaşına durumu anlatırken “güzellikle söyledim anlamadı ben de öyle davranmak zorunda kaldım” demiş.

Güzellikle söylemek kavramının içinde yumuşak ses tonu kullanmak, nazikçe davranmak yok mudur? Elbette vardır, ama güzellikle söylemek sadece yumuşak konuşmak değildir. Cümlemizin içinde çocuğun hoşuna gitmese de mantıklı ve güzel gerekçeler sunabilmektir. Cümlemizin manasının da güzel olmasıdır yani, sadece söylenişinin değil.

Evet, güzellikle söylemek, olmasını istediğimiz şeyleri çocuklarımıza bir gerekçe sunmadan sadece yumuşak ses tonuyla söylemek değildir. Bir şeyleri nazikçe ve ses çıkarttırmadan kabul ettirmeye çalışmak değildir. Böyle zannedersek, muhatabımızı kendimizden uzaklaştırmış oluruz. Normalde kullandığımızdan çok daha nazik bir ses tonuyla muhatabımızdan bir şeyler istediğimizde ne olur biliyor musunuz? Muhatabımız şöyle düşünür: Yine nazik ve yumuşak konuşmaya başladı bizimki, bakalım şimdi ne isteyecek?

Veya çocuk, annesi-babası hakkında şöyle düşünür: “Annem-babam yine başladı yumuşak yumuşak konuşmaya, canımı sıkacak bir şeyler söyleyecekler demek ki…

Doğru yapayım derken, yanlışın alasını yapmak bu olsa gerek. Güzellikle yaklaşayım derken çok daha çetrefilli sorunlara yol açmak ve muhatabın gözünden düşmek.

Çocuğa güzellikle yaklaşmak, özellikle kendi isteklerimizi kabul ettirmek için değil, her zaman yapmamız gereken bir şeydir. Çocuğa sadece belli durumlarda değil, her zaman yumuşak ses tonuyla ve nazikçe davranmamız gerekir. Ve güzellikle yaklaşmak demek, cümlelerimizin manasının da mantıklı ve olumlu, yani hikmetli olması demektir. Yani bir güzellik, bir fayda ifade etmesi demektir.

Uzm. Dr. Kenan Taştan / NurNet.Org / Çocuk Eğitiminde Şimdiki Aklım Olsaydı Kitabından Alıntıdır.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: