Çözüm Sürecine Bakış

İstanbul Düşünce Okulu tarafından gerçekleştirilen etkinlikte Cafer Solgun’un “Genel olarak Kürt sorunu nedir? ve Çözüm sürecinin temel dinamikleri nelerdir?” üzerine yaptığı değerlendirmelerin ardından söz alan Bekir Berat Özipek “Çözüm süreciyle ilgili kamuoyunda sıkça sorulan sorular”ın cevaplarını verdi. Sonrasında soru-cevap kısmı gerçekleştirildi ve etkinlik sona erdi.

Konuşmacılar çözüm sürecinden umutlu olduklarını ve bunun sadece Kürt halkını kapsamaması gerektiğini Türkiye’de yaşayan diğer etnik grupların da haklarının iade edilmesi gerektiğini belirttiler.

Kürt sorunu 1924’te ortaya çıktı

Kürt sorununun tarihi gelişimi hakkında bilgi veren Cafer Solgun, Kürt sorununun devletin resmi ideolojisinin Türkiye’ye giydirmek istediği ideoloji kalıplarının üretmiş olduğunu ayrıca Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren, yani 1924’te, ortaya çıktığını,  bunun sebebini de “Ne zaman ki bu ülkede yaşayan Kürtler’in, Kürt değil de Türk olduklarına devlet karar verdi; bu sorun o zaman ortaya çıktı.” cümlesiyle savundu.

Kürt sorunu sadece Kürt sorunu değildir!

Solgun ayrıca konuyla ilgili olarak; “Kürt sorununu çözmek aynı zamanda devletin resmi ideolojisinin tarihin derin çöplüklerine gitmesi ve mahkum olması anlamına gelir. Bu anlamda Kürt sorunu sadece Kürt sorunu, sadece bir halkın inkârından ibaret değildir. Kürt sorununu demokratik barışçıl bir şekilde çözdüğünüz zaman Kürt sorununa yol açan mantaliteyi de mahkum etmeniz gerekir.” sözlerine yer verdi.

Toplumları birarada tutan şey “zor” değildir

Kendisine sıkça sorulan sorular üzerinden konuşmasını sürdüren Bekir Berat Özipek ise “Kürtler yarın ayrı bir devlet ister mi? Yani bu sürecin sonu ayrı bir devlete gider mi?” sorusuna cevaben “Toplumları birarada tutan şey zor değildir. Mesela bu sürecin sonunda PKK’yı ezdiniz, Kandil’i ele geçirdiniz Kandil’e onyedi tane bayrak diktiniz diyelim, Allah korusun yarın-öbür gün bir işgal ya da Kurtuluş Savaşı, İstiklal Harbi gibi bir dönem yaşandığında o insanları birarada tutacak mısınız? Eğer öyle bir dönem yaşandığında o insanlar birarada kalırlarsa zaten siz milletsiniz demektir. İnsanları birarada tutan silah değildir, hiçbir ordu birarada yaşamak istemeyen insanları birarada tutamaz. Hiçbir sınır da birarada yaşama iradesini gösterenleri birbirinden sahiden ayıramaz. O yüzden de çözüm sürecinin, demokratikleşmenin, serbestleşmenin “onlar alıp başını gidecek” şeklinde yorumlanması yanlış. Eğer gideceklerse bu sebepten dolayı gitmeyecekler.” şeklinde cevap verdi.

Çalışmanın tamamına ait ses kaydı deşifresini PDF formatında http://istanbul.dusunceokulu.org/yayinlar/cozum-sureci-bakis-etkinlik-raporu.html adresinden ücretsiz olarak indirerek yararlanabilirsiniz.

İstanbul Düşünce Okulu’nu takip etmek için www.dusunceokulu.org adresini ziyaret edebilir ve
fb.com/IstanbulDusunceOkulu
twitter.com/dusunceokulu
vimeo.com/dusunce
adreslerinden takip edebilirsiniz.

İstanbul Düşünce Okulu