Cumanız Mübarek Olsun!

Allah’ım! Bana olan ihsanının güzelliği, nimetlerinin bolluğu, bağışlarının çokluğu karşısında ve benden esirgemediğin rahmetin, bana tamamladığın nimetin için sana hamdederim ve sen hamda lâyıksın.

Gerçekten de şükründen âciz olduğum nimetler vermişsin bana. Eğer senin bana yönelik ihsanın ve bol nimetlerin olmasaydı, (kendi çabamla) ne nasibimi elde edebilir, ne nefsimi ıslah etmeyi başarabilirdim.

Ne var ki, ben istemeden sen ihsanda bulundun; tüm işlerde bana yeterlilik verdin; tahammülü zor belâları benden uzaklaştırdın ve sakınılan kaderi başıma getirmedin. Allah’ım! Nice tahammülü zor belâları benden uzaklaştırdın; nice bol nimetlerle gözümü aydınlattın ve nice büyük iyilikler ettin bana.

Çaresiz kaldığımda çağrıma icabet ettin; ayağım sürçtüğünde hatamdan geçtin ve düşmanlardan hakkımı aldın.

Allah’ım! Senden bir şey istediğimde cimri bulmadım seni; sana yöneldiğimde bezgin görmedim seni. Tam tersine, seni; duamı işitici, istediklerimi verici olarak buldum. Her hâlimde ve her anımda nimetlerini bol buldum. O hâlde sen, benim yanımda övülmüş birisin; ihsanın da pek makbul, pek güzeldir. Canım, dilim ve aklım, hamdın hakkını ödeyecek, şükrün hakikatine ulaşacak, seni benden son derece razı edecek bir hamd ile sana hamdetmektedir. Şu hâlde, gazabından kurtar beni. Ey farklı farklı görüşler beni bitkin düşürdüğünde sığınacağım kale!

Ey hatamdan geçen (şefkatli Rabbim)! Eğer ayıplarımı örtmeseydin, rezil olurdum. Ey yardımıyla beni destekleyen! Eğer senin yardımın olmasaydı, yenik düşerdim. Ey yüceliği karşısında padişahların, boyunlarına zillet boyunduruğu koyduğu, galebesinden korktuğu kimse! Ey takva ehli ve ey güzel isimlerin sahibi! Senden, beni affetmeni ve beni bağışlamanı istiyorum. Zira ne suçsuzluğumu ispat edecek bir mazeretim; ne yardım alabileceğim bir gücüm; ne de kaçacak bir yerim var. Senden, hatalarımdan geçmeni, beni mahveden ve beni kuşatıp helâk eden günahlarımı bağışlamanı istiyorum.

Rabbim! O günahlardan tövbe ederek sana kaçtım. O hâlde, tövbemi kabul buyur. Onlardan sana sığınıyorum; sığınma talebimi kabul et. Senden yardım istiyorum; yardımsız bırakma beni. Rahmetini dileniyorum; esirgeme benden. İpine sarılmışım; başkasına teslim etme beni. Seni çağırıyorum; eli boş geri çevirme beni. Rabbim! Miskin, düşkün, korkan, ürken, yoksul ve çaresiz biri olarak seni çağırıyorum.

Allah’ım! Dostlarına vadettiğin şeylere doğru koşmadaki zaafımı, düşmanlarını korkuttuğun şeylerden kaçınmadaki güçsüzlüğümü, üzüntülerimin çokluğunu ve tutkularımın dürtüsünü sana şikâyet ediyorum.

Allah’ım! Batınımın kötülüğünden dolayı beni rüsva etmedin; günahlarımdan dolayı beni helâk etmedin. Sen beni çağırdığında ağır davrandığım hâlde, ben seni çağırdığımda hemen icabet ediyorsun. Dilediğim her ihtiyacımı senden isteyebiliyorum. Nerede olursam olayım, sırrımı sana açabiliyorum. Bu yüzden, senden başkasını çağırmam; senden başkasına ümit bağlamam.

Lebbeyke lebbeyk! (Davetine icabet ettim, emrindeyim!) Sana şikâyette bulunanı duyarsın; sana güvenerek seni vekil edene kucak açarsın; sana sarılanı kurtarırsın ve sana sığınanın üzüntüsünü giderirsin.

Allah’ım! Şu hâlde, şükrümün azlığından dolayı beni ahiret ve dünya hayrından mahrum etme ve bildiğin günahlarımı bağışla. Eğer azap edecek olursan, (bunu hak etmişim; çünkü) ben, kendine zulmeden, fırsatları kaçıran, ömrünü zayi eden, günahkâr, suçlu, ihmalkâr, tembel, nasibinden gaflet eden biriyim. Eğer bağışlayacak olursan, sen, acıyanların en merhametlisisin.

( İmam Zeynelabidin Hz.’nin Sahife-i Seccadiye Mecmuasından, Allah’a Yalvarıp Yakarma ve Boyun Eğme Hakkındaki Duası )

www.NurNet.Org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: