Darü’l- Hikmet İle Darü’l Kudret’in İzahı Nedir?

Dünya “darü’l-hikmettir.” Âhiret ise “darü’l-kudrettir.” Yani, dünyaya hikmet hâkimdir. ahirete de Kudret hâkimdir.

Bediüzzaman Hazretleri bu konu ile alakalı şöyle buyurur:

“Evet dünya dâr-ül hikmet ve âhiret dâr-ül kudret olduğundan; dünyada Hakîm, Mürettib, Müdebbir, Mürebbi gibi çok isimlerin iktizasıyla, dünyada icad-ı eşya bir derece tedricî ve zaman ile olması; hikmet-i Rabbaniyenin muktezasıyla olmuş. Âhirette ise, hikmetten ziyade kudret ve rahmetin tezahürleri için maddeye ve müddete ve zamana ve beklemeye ihtiyaç bırakmadan birden eşya inşa ediliyor.”  (Şualar, İkinci Şua)

Cenab-i Allah (cc)  arz ve semavatı altı devrede yaratmıştır. Dünyada görülen bütün varlılar zamanla ve tedricen meydana geliyor, hatta dünyanın hareketine bakılırsa, yirmi beş senelik bir mesafeyi bir sene zarfında alıyor. Bu zaman içerisinde, güneşin her doğup batması ile gece, gündüz ve mevsimler ortaya çıkıyor. Her bir mevsim belirli gün sayısı ile tedricen meydana çıkıyor.

Mesela bitki ve nebatın neşvü nema olduğu ilkbahar mevsimi, bir ihya mevsimidir. Ardında yaz, sonbahar ve kışın gelmesi tamamen birer hikmet üzeredir.

Ana rahminde bir su damlasıyla oluşan ve birkaç evreden sonra, dokuz ay gibi bir müddetten sonra bebek olarak doğan insan, bebek, çocuk, gençlik ve ihtiyarlık gibi tedricen bir zaman yolculuğunu geçirir.

Keza, bir tohumun toprağa atılması, bir müddet sonra yeşermesi, fidan olması, çöğür olması, ağaç olması, meyve vermesi gibi; insanın meydana gelmesi gibi ayrı ayrı safhaları ve dönemleri geçirmesi tamamen hikmetle olur. Oysa Cenab-i Allah isteseydi her şeyi ani olarak yaratabilirdi. Çünkü,  istediği şeyi bir “ol emriyle” oluverir. Adatı birer sebepler üzerinde bina eder. Örneğin:  Toprak, su hava, güneş vs. sebepler ile tohumu ihya eder.   Yoksa kudret sahibi olan Allah, birden de eşyayı yaratabilirdi. Dolayısıyla Dünya darü’l hikmet olduğu için yarattığı şeyi tedrici ve sebeplere dayandırarak yaratır.

Şayet dünya aniden içindeki varlıklarla birlikte yaratılmış olsaydı, o zaman Cenab-i Allah’ın kudreti hâkim olacaktı. Hayat ile imtihan hep birlikte ve ani olacaktı. İnsan kısa bir zaman içinde bütün hikmetleri görüp, ani olarak ahiret âlemine devir edilecekti.

İlâhî irade ve kudretle yaratılan “sebepler” âleminden, “müsebbepler,” yani neticeler çıkıyor. Dolayısıyla İnsan, her şeyi Allah’tan geldiğini bilmenin imtihanını vermektedir.

Görüldüğü üzere dünyada eşyanın yaratılışı, genelde sebeplere bağlanmıştır. Dünya bir nevi inşa hükmündedir. Dünyanın ilk yaratılışı bile ani olmamıştır. Altı gün tabir edilen altı zaman zarfında inşa edilmiştir. Her ne kadar Cenab-ı Allah’ın, dünyada da kudret eli hâkim olsa da, genel de dünyaya hikmet eli hâkimdir; Ahiret’te ki icraatlar ise ani olduğu için kudret hâkimdir.

Rüstem Garzanlı/Diyarbekir

28.12.2013

www.NurNet.org