Derslerden feyz almak için, neye dikkat etmeli?

                        Hulusi ağabeyden.

          1- Okumak veya dinlemek için abdestli olmalıyız.

         2- Niye: “Ya Rabbi Kur’anın hakikatlı tefsiri olup bu asra ve bu zaman’a göre tam manevi şifa vesilesi olan şu eserlerdeki sırr-ı İ’caz-ı  Kur’ȃnı anlamaya ve anladığımı başka din kardeşlerime anlatacak hale  gelmeye beni lȗtfunla muvaffak buyur”. diye dua etmek.

         3- Okumaya başlamadan evvel bir salavat-ı Şerife ve kısa bir hadisi şerif okuyup sevgili Peygamberimizin a.s.m. ruhaniyetinden yardım istemek.

         4- Merhum Üstȃda şȃhsiyet-i ma’nevȋyeyi temsil etmesi sebebiyle duȃ etmek.

         5- Cemaat halinde okunacaksa? Biri okurken benliği atıp bir vücȗd haline gelerek o camȃȃtı bir tek ferd gibi görüp anlamak.

         6- Uyku galebe etmişken veya fazla yemek ve içmekten gelen mide şişkinliği ve vücutta uyuşukluk duymayacak halde bulunmak.

         7- Okuyan zȃt cemȃȃtin içinde okuması düzgün ve te’sirli olmak.

         8- Bir cümleyi okuyunca, kelimelerin delalet ettiği ma’naları lȗgatden de faydalanarak tekrarlayıp anlamaya çalışmak. yani, anlamadan geçmemek.

         9- Eserlerin başka yerinde o mevzȗa dȃir yazıları da okumak.

         10- Okuma sonunda salavat-ı Şerife ve Fȃtiha okumak ve şevk ve anlayışımızın artmasına, birlik beraberliğin ve ihlȃsın devȃm ve bekȃsına duȃda bulunmak.

                            Sırrın mazhariyeti nasıl elde edilir?

          Benden işȃrat-ül İ’caz Tefsirindeki bir tȃbir münȃsebeti ile sırra nasıl mazhȃr olunduğunu soruyorsun.

         Cevȃb: Risale-i Nȗru, ihlas ve dikkatle mütȃlaa etmekle bu hakikate herkes hȃlince nail olur. Binaen aleyh. Yirmi dördüncü Sözü dikkatle çok mütȃlaa et. Zaten Kȃfirleri tavsif eden o ayet, Müminler için mȗcib-i endişe olamaz. Korkmayınız. sizin gözünüz, kulağınız, aklınız, kalbiniz iman ile nurlanmıştır. Ve Nȗrları günden güne artırmaktadır. Size soruyorum? Şiddetle esen bir rüzgarın ağaç dallarından çıkardığı sesler gafillerin dinledikleri gibi, manasız bir gürültü mü? Yoksa Hȗ Hȗ Hȗ mu? Bir vapurun makina dairesinden gelen ürkürtücü gümbürtü mü? Yoksa Ya Hak Ya Kȃdir…mi? Baharda ki arzın bir nevi dirilişi, suların çağlaması, kuşların cıvıltıları, kuzuların melemeleri çok Esmȃ-ı İlahiyenin gözle görülmesi ve kulakla işitilmesi değil midir? Bu sesler, 24 dünci Sözdeki sarih bir sȗrette (Ya Rȃhim,Ya Rȃhim Ya Rȃhim) diyen kendilerin ki gibi değildir. Fakat eşyȃya kendileri hesabına değil, Halikları, Sȃni’leri  hesȃbına bakılınca bir lokomatiften Allah Allah sesi nasıl duyulmaz. Fakat maddeye dikkat edilirse korkunç bir gürültü ma’nȃsı verilir. İşte Risale-i Nȗr şakirtlerinin her şeyden, o şeyin kendisine mahsȗs dili ile söylediği tesbihatı duymayı öğrenir. Sȗre-i Kaf’ta (Helmin mehis) Âyet-i Kerimesini okuyan  Ebabil denilen kuşların bu ȃyeti sȃrȃhate yakın  bir tarzda ötüşlerin söylemeleri, yȃni Allah insana ilmi ile şah damarından daha yakın ve insanın hareketlerini, hatta kalbinden geçirdiği şeyleri bildiği için, hayır ve şer amellerini yazmaya iki melek me’mȗr ve müekkel ettiğini ve bu sebeple ma’siyetten kaçmalarını bu kuşlara tesbih ve zikir ettirerek gaflette ki insanları uyandırmak istiyor. Yine bu mübarek kuşların (Hel min mezid) Sȗre-i Kaf: 30. de dedikleri de rivayet olunuyor; (Hel min mehis) Sȗre-i Kaf:36) “Kurtuluş varmı?” “Daha varmı?” Cehennem, Ayetin başında.

         Peygamberimiz a.s.m. den bir sabah Kur’anı Kerimi okurken işiten dokuz cinni “Biz kelam-ı beşere benzemeyen din ve dünyanın salȃh ve sevabına hidayet eder bir Kur’an işittik onunla iman edip bundan böyle Rabbimize bir şirk etmeyiz.” dediklerini vahiy suretiyle ümmetine tebliğ etmesi emir etmesi emir olunuyor. Mektubun başına yazdığımız: (Ve in min şey’in illa yusebbihu bihamdihi.) Âyeti Kerimesi her şeyin zȃkir eden olduğunu beyan etmektedir. Şimdilik bu kadar yeter. Tafsilat için Risale-i Nura mürȃcaat edilsin. Alakadarlara ve size selȃm ve duȃlar ederim. Hayır dualarınızı beklerim.

                               Kur’an hattı ile yazı öğrenmek

         Kur’an hattı ile yazı öğrenmek elbette çok faydalı ve sevaplıdır. Fakat hȃli a’lem mütedavil! Hatta ve hatta bu mübȃrek eserlerin yazılmasını, zaruri kılmakta ve bu zaruret gün geçtikçe artmaktadır. hȃssaten yüksek tahsil gençliği buna muhtaçtır. Kardeşim, müşkülat ne kadar çok olursa olsun, ma’nevȋ hizmete devȃm etmeğe biz mecbȗruz .

                                      Niyetler Halis Olacak

         Kardeşim istediğimiz şey ihlas Risalesinde açıklanmıştır. Dikkatle okumak anlamaya kȃfi gelir. başka izaha  ihtiyaç bırakmaz. Yalnız şu kadar deriz ki: Niyetler hȃlis olacak. Bir vücȗd hȃline gelecek. Yani, bu cemȃȃtin ȃzȃsı manevi bir vücȗdun ȃzalȃrı hükmüne geçecek. Fȃȃl bir fabrikanın çeşitli çarkları, ȃletleri gibi olacaklar. Ma’lȗmdur ki bir fabrikanın çalışmasında tek bir ȃlet eksik olsa veya tek bir çark arızalansa, o fabrika işlemez hale gelir. Bunun gibi ayni gȃye ve maksatla bir hizmet etrafında toplananlar sırr-ı ihlası elde ederlerse, onlar bir tek şȃhs-ı ma’nevi hȃline gelirler. Berȃber işler, beraber istiğfar, beraber ibȃdet  ederler. O şahs-ı ma’nevinin kazancı her ferdin defter-i hasenesine tam olarak geçer. Bu kısım dersleri sık sık ve dikkatl mütȃlaa ederseniz. Manaları  inkişaf ederler. Tecrübemiz böyledir. Bazı gafiller şu veya bu bahane ile dersleri terkederler. O zavallılar bilmeyerek şerlere, fesatlara alet olmaları ihtimal dahilinde. Bu derslere hiç ayrılmadan devam ederlerse, böylece rıza-i İlahi dahilinde hayatlarını devam ettirebilirler.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: