Dördüncü meseleyi enfüsi okumak

DÖRDÜNCÜ MESELE kaç cephe ile okunmalı? Değişik pencerelerle, farklı bakışlarla bakmalı, yeniye bugüne dair anlam katmanları oluşturmalı değil mi? Dünya cephesinde değişen bir şey yok; isimler ve resimlerin dışında aynı şeyler, benzer hadiseler bugün de cereyan ediyor, yarın da edecek.

Her birimizin başına dünya genişliğinde ebedi bir dünyayı kazanmak veya kaybetmek davası açılmış. Dünya durdukça, biz yaşadıkça değişmeyecek gerçek, sabit bir hakikat bu. Onunla meşgul olmak bütün meşguliyetlerin üstünde, onu öncelemek bütün önceliklerin önünde, bu dava ile hemhal olmak bütün davalardan önemli.

Kalp dairesinden uzak bütün işler küçük, bütün meseleler in önemi az; ne kadar kuvvetli ve akıllı da olunsa bütün kuvvet ve akıl bu değişmez gerçeği değiştiremez; Ömür az, lüzumlu işlerse çoktur. Ebedi saadet; bu kısacık ömürde, deni dünyada kazanılacaktır.

Mahalli iman olan kalbi lüzumundan fazla meşgul eden bütün işler – dünya savaşı da olabilir, mahallede olup bitenler de – önem sırası sonlarda olan işlerdir. Dün radyoya kulağına dayayıp acaba ne olacak diye ibadetini ve ubudiyetini halel getirmek ne ise bugün benzer teknoloji aletleriyle iştigal, aynı neticeyi veriyorsa aynı şeydir. Radyo ile TV ile internet ve benzeriyle iman ve Kur’an hizmetinde kullanmak, ümmetin hidayeti, insanlığın kurtuluşu için çalışmak; kalemle Risale çoğaltma hadisesini yeşerterek sürdürmektir.

Dedikoduları dinlemek, söz düellosuna kulak kabartmak, zanlı konuşulan meclislerde bulunmak, mesai arkadaşının kusurlarıyla meşgul olmak, kimin hangi tarafta olduğunu araştırmak; dünya savaşını gidişatını takip etmekten ne farkı var? İkisi de asıl davadan ve dava vekilinden alıkoyuyor, ikisi de nazarları dağıtıp aklı ifsat, ruhları sersem ediyor. İki siyasetten biri afaka, diğeri enfüse bakıyor, netice ise değişmiyor; bol günahlar, boş hezeyanlar, boşa giden zaman ve enerji.

Nasıl ki zalimlerin satranç oyunlarına takip etmekle ister istemez birine taraftar olma zulmüne düşülür, öyle de nefsi kutuplaşma ve çatışmaları takip etmek de birine taraf olmakla sonuçlanır ki bu da bir nevi zarardır. Zan, gıybet, kolay yaftalama ve yargılama meclislerinden uzak durmak; en isabetlisi, diğerinde ise kimin isabet ettiği kimin zulmettiği belirsiz ve şüpheli. İster istemez zulme girme ihtimali yüksek.

Bu bağlamda “Dördüncü Mesele” içsel ve enfüsi okunmayı bekliyor. Her on beş günde bir okunması müellifince tavsiye olunan “İhlas Risale” gibi Dördüncü Mesele” de zaman zaman okunmayı bekleyen bir başka Risale. Bekleyen dertlerimizi dağıtmak, yığın olmuş kederlerimizi çözmek, önümüzü tıkayan elemleri delmek için ihtiyaç öncelikli okumak, okuduklarını içselleştirerek enfuse taşımak deva olan okuma olsa gerek.

Evet, Dördüncü Meseleyi enfüsi okuma ve müzakere etmek; acil okuma listesinin başında geliyor.

© 2010 karakalem.net, Hüseyin Eren

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: