Dostlar Meclisi’nin  2016 iftarı

Mehmet Abidin Kartal

İnsanların hayatında, dostluğun ve arkadaşlığın çok büyük önemi vardır. Dostluklar, kişinin bütün hayatını olumlu veya olumsuz yönde etkiler. Dostluklar,  okul, iş, hastane, komşuluk gibi zorunlu beraberliklerde ya da kendi irademizle yaptığımız bir tercihle kurulur. Hangi sebep bir araya getirse de, karakterleri uyuşan kimseler arasında dostluk gerçekleşir ve kalıcı olur. Birbiriyle uyuşan iki kişi arasındaki münasebet, iyi niyet, sevgi, güven ve dayanışma sayesinde gelişir. Dostlukta erdem vardır, hoşgörü vardır, her türlü şartta insanı kuşatan ve kucaklayan bambaşka bir sıcaklık vardır. Dost en kritik zamanlarımızda bile yanımızda olan, karşılaştığımız zorlukları, acıları bizimle paylaşan ve her şeyden önemlisi, bize güvenen ve güven veren insandır

İnsanlar yaratılışları gereği birbirinin yardımına ve dayanışmasına muhtaç oldukları için neredeyse arkadaşsız bir kimse yoktur. Sosyal hayat yaşayan herkesin mutlaka bir çevresi, arkadaşları ve yakın dostları vardır. İyi günde herkes insanın yanındadır. Dost kötü günde belli olur. Acıları ve sevinçleriyle bize sunulmuş bu hayat, dostlarımız sayesinde bir anlam kazanacaktır. Çünkü paylaşılmayan sevinçlerin zamanla coşkusunu yitirip sıradanlaştığı; acılarınsa, bizi içinden çıkılmaz karanlıklara sürükleyerek tükettiği, bilinen bir gerçektir

‘Dostunu söyle, kim olduğunu söyleyeyim’. Bu atasözünü bilmeyenimiz yoktur. Gerçekten de arkadaşın insan üzerinde kendini pek hissettirmeyen ama çok derin etkileri vardır. “Kişi, dostunun dini ve ahlâkı üzeredir. Öyleyse herhangi biriniz dostluk edeceği kimseye baksın” buyuran Peygamberimiz (s,a.v.), arkadaş seçimine dikkatimizi çekiyor. Kişinin, dostunun dini üzere olmasından kasıt, dini yaşama durumudur. Gerçekten iyi bir dost iyiliğe, güzel işler yapmaya teşvik eder,  kötü arkadaş ise, arkadaşını günah işlemeye yöneltir. Dostluğun en güzelini, birbirini Allah için sevenler gösterir. Dostların dostlukları onları Yaratana götürmelidir. “Dost istersen Allah yeter. Evet, O dost ise her şey dosttur.”

Dostlar meclisindeki dostların yolları 1990’lı yıllarda İstanbul’da Nesil yayınlarında kesişti. Bu dostlar kurumun değişik birimlerinde maddi beklentileri aşarak, ihlasla iman ve Kur’an hizmetine destek verdiler. Kurum içinde Nesil Yardımlaşma ve Dayanışma derneği kurarak  sosyal dayanışma, yardımlaşma ve kaynaşmayı sağladılar. Kurumun yöneticileri yapılan  bu sosyal dayanışma ve paylaşmaya gıpta ettiler. Gün geldi bu dostlar, çalıştıkları kurumdan değişik sebeplerden dolayı ayrıldılar. Müteharriki bizzat olarak işlerine ve hizmetlerine devam ediyorlar. Bazıları aynı kurumda görevlerine devam ediyorlar. Bazıları emekli oldu. Emekli olan Haldun İmamoğlu ağabeyimiz Sivas’a yerleşti.

Dostlar meclisinin dostları zaman zaman bir araya gelerek dostluklarını pekiştirirler. Her yıl Ramazan ayında  bir iftarı muhakkak beraber yaparlar. Bu yılki iftar 18 Haziran  2016’da İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinin  Mimarsinan  beldesinde  Ovalı Konya mutfağı tesislerinde yapıldı. Murat Güleç kardeşimiz geçen yıl olduğu gibi meclisin bir üyesi olarak Almanya’dan bu iftar için geldi..19 haziran 2016 Pazar günü sabah saat  5’de Almanya’ya döndü.. Murat kardeşimiz hastası olmasına rağmen bu fedakarlıkta bulunmuştu. İnşallah hastası için dua edelim.

“Birimiz şarkta, birimiz garpta, birimiz cenupta, birimiz şimalde, birimiz ahirette, birimiz dünyada olsak, biz yine birbirimizle beraberiz. Kâinatın kuvveti toplansa bizi yüksek Üstâd Said Nursî’den ve Risale-i Nur’dan ve bizi bizden ayıramazlar. Zira biz Kur’ân’a hizmet ediyoruz ve edeceğiz. Ahiret hakikatine inandığımız için, mânevî olan bu sevgi ve tesanüdümüzü elbette hiçbir kuvvet sökemeyecektir. Çünkü bütün Müslümanlar saadet-i ebedîye makarrında toplanacaklardır.”

Bu haykırışın tezahürü olarak 19. Dostlar meclisi iftarını gerçek dost ve kardeşlerle yapmamızı lütf eden  Cenab-ı Allah’a hamdolsun, şükürler olsun. İlk Dostlar meclisi iftarına katıldığımda 33 yaşındaydım….

Meclisimizin birinci üyesi  Muhterem Mehmet Fırıncı abimiz  programının müsait olmamasından dolayı katılamadı. İftarda da telefonla arayarak nezaketle gelemeyeceğini de söyledi. Cenab-ı Allah’tan Fırıncı abimize sağlık, sıhhat ve hizmetinde muvaffakiyetler diliyoruz.

Bu yıl iftarımıza meclisimizin devam etmesinde büyük katkıları olan Haldun abide Sivas’a yeni taşındığı için katılamadı. Manen yanımızdaydı. Muhabbetimize telefonla katıldı.

Bu yılki iftar toplantımızda ve devamı sohbetlerimizde dostluklarımızı yad ederken İbrahim beyin, Bayram beyin, Murat beyin evlerinde baktıkları kedileri ile olan muhabbetlerini dinledik. İbrahim bey ben Ebu Hureyre mesleği yapıyorum diyordu.

Bir gün Abdurrahman b. Sahr adlı bir sahabe bir kediyi kucağına almış onu beslerken Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i görür. Kediyi beslediğinden dolayı utanır ve saklanmaya çalışır. Peygamber Efendimiz (s.a.v)de ona gülümseyerek Ebu Hureyre (kedilerin babası) der ve gider. O günden sonra Abdurrahman b. Sahr artık halktan kendisine Peygamber Efendimiz (s.a.v)in hitap ettiği gibi hitap edilmesini ister.

Bediüzzaman, kediler için “Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?” sorusunu soruyor ve cevabını yine kendisi veriyor. İşte 24. Söz’ün Birinci Dal’ında yer alan o satırlar:

Hatta bir gün kedilere baktım.

Yalnız yemeklerini yediler, oynadılar, yattılar. Hatırıma geldi: “Nasıl bu vazifesiz canavarcıklara mübarek denilir?” Sonra gece yatmak için uzandım. Baktım, o kedilerden birisi geldi, yastığıma dayandı, ağzını kulağıma getirdi, sarih bir surette “Yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyerek, güya hatırıma gelen itirazı ve tahkiri, taifesi namına reddedip yüzüme çarptı.

Dostlar meclisinde kayda değer ve inşallah ilerleyen zamanlarda uygulamaya koymayı düşündüğümüz manevi projeleri konuştuk. İnşallah zaman içinde kabul gören projelerimizi hayata geçirilmesi duasıyla sahura doğru bu yılkı Dostlar Meclisi iftar muhabbetimizi, önümüzdeki yıl inşallah toplantıdaki dostlarımızın bildiği sürpriz bir yerde yapmak niyetiyle dostlarla kucaklaşarak ayrıldık. İnsanın hiçbir menfaat gözetmeden kucaklaşabileceği dostlarının olması bu dünyada en büyük nimet olsa gerek…

Daha nice Dostlar Meclisi iftar programlarına…

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: