Dünden bugünleri okumak

Tarihte yaşanan olayların bu güne yansıması.
Avrupa ve özellikle Kuzey Amerika kıtaları kısmen sakin ve müreffeh bir hayat sürerken, Afrika, Ortadoğu ve Asya’nın neresinde bir Müslüman ülke veya topluluk varsa oradan dumanlar yükseliyor. Nerede bir çatışma, savaş, katliam, göç, açlık, sefalet ve çeşit çeşit zulüm varsa orası Müslüman coğrafyası. Akan kan Müslüman, masumların kanı, yanan can, Müslüman canı. Kara toprağın bağrına gencecik Müslüman delikanlılar düşüyor hep.
Başta komşu Suriye, Gazze, Irak, Arakan, Doğu Türkistan, Dağlık Karabağ, Çeçenistan, Keşmir, Bangladeş, Mali, Etiyopya, Sudan, Somali, Libya, Yemen açlık, sefalet, çatışma, kan, ölüm ve gözyaşı. İslam Ümmetinin kanayan yaraları.
İslam coğrafyasında olanları iyi tahlil edebilmek için tarihi ve olayları doğru okumalıyız, oynanan oyunların farkına varabilmek için doğru analiz etmeliyiz, Ümmeti Muhammed’in bu hatalara tekrar tekrar düşmemesi için bunu iyi öğrenmeliyiz.
Cemel vakası; Bir tarafta Hazreti Ali(ra) diğer tarafta Hazreti Talha(ra), Hazreti Zübeyr(ra) ,Hazreti Aişe(ra) arasında olan muharebe.
Yıl 656 Hazreti Osman(ra)şahadeti karşısında adaleti mahzamı adaleti izafiyemi uygulanmalı?
Hazreti Osman (ra) ‘ı kim şehit etti kimler yaptı? Bunlara karşı nasıl muamele edilmeli?
Bu meselede karşıya karşıya gelenler aşer-i mübeşşereden yani sağlığında cennetle müjdelenmiş sahabeler.
Olayın faili İbni Sebe denen biri, tetikçi olarak tuttuğu Gafikiye adlı Yemenli bir Yahudi, amaçları Müslümanları birbirine kırdırmak, aynı günümüzde olduğu gibi. Halbuki fütuhat zamanı İslam’ın gelişme zamanı, tebliğ zamanı.
Bu durum birilerini rahatsız ediyor, çok iyi biliyorlar ki kaos ta tebliğ olmaz, tebliğ yapılamazsa da bu din inkişaf etmez.
İbni Sebe kukla halife arıyor ortalık toz duman, Hazreti Zübeyr(ra)’a ardından Hazreti Talha(ra)’a halifelik teklif ediyor. Her iki sahabe efendilerimizde bu teklifi kendilerine getirenleri kovarlar.
Hazreti Aliy(ra)’a giderler aynı şekilde Hazreti Ali (ra) de kovar. Hazreti Ali(ra) gitmekteki maksatları Hazreti Ali Haşimi idi Hazreti Osman(ra) ise Emevi, Hazreti Osman’ı Hazreti Ali öldürttü demek için çok kolay bir bahaneydi. 
Hazreti Ali(ra) teklifi kabul etmeyince İbni Sebe durmaz, Müslümanları toplar derhal içinizden halife seçin diyerek onları tehdit eder, halk Hazreti Ali(ra)’ye gelerek halife olmasını teklif ederler Hazreti Ali(ra) kabul etmek zorunda kalır.
Olaylar daha da hararetlenir, Hazreti Zübeyr(ra) ve Hazreti Talha (ra) Hazreti Osman’ın ölümünden kim sorumluysa hepsini kılıçtan geçirelim der, Hazret Ali(ra) ise “Olmaz, zamana yayalım kim suçlu ise tespit edelim onu cezalandıralım” demektedir.
Kabul edilmeyince Hazret Zübeyr(ra) ve Hazreti Talha(ra) Hazreti Aişe validemize giderler, hadise devlete karşı işlenmiştir derhal ordu toplamalıyız derler.
Ordunun toplanmasının istenmesi karşısında Hazreti Ali(ra) “Barışla halledelim, doğru yorumla hallederiz savaşmaya gerek yok” diyerek onlara bu fikrini kabul ettirir,” tamam” derler.
Sebe yine durmaz, aynı gece Hazreti Ali(ra)’in taraftarlarının çadırlarına ve Hazreti Aişe(ra) taraftarlarının çadırlarına saldırır ve birbirlerine saldırmış süsü verir, şehitler verilir ve savaş başlar.
Bu güne kadar gelir bu savaş.
Hazreti Ali (ra) Şeyheyn zamanındaki gibi yani Hazreti Ebu Bekir(ra) ve Hazreti Ömer(ra) zamanındaki gibi anarşiyi çıkaranların, mutlak suçlularının cezalandırılması anlamına gelen adaleti mahzayı esas tutmuştur.
Muarızlar; Zayıf kavimler İslam’a girdi adaleti mahza tatbik etmek zor uygulanması zor olduğu için nisbiye üzerinden gidelim bu da içtihat ehveni şerden gidelim dediler.
İçtihattan başlayan münazara siyasete girdi, sonra düşmanlık ve ardından savaş meydana geldi.
İçtihat eden isabet ederse iki sevap alır, isabet edemeyen de sevabını alır.
İçtihat yapana müçtehit denir bedenle yapana da mücahit denir.
Madem sırf Lillah için İslamiyet’in menfaati için içtihat yapılmış ama birisi isabet edememiş, elbette hem katil hem maktul ehli cennettir, ehli sevaptır. Böyle bakış olsaydı bu hadiseler bu güne kadar olan hadiseler dahi vuku bulmazdı, tarih böyle okunmalı idi.
Batı çıkarlarını, kendi düşünür, İslam dininin mezhepleri çok mu onun derdinde? Adamlar kendi dinleriyle böyle ilgili değiller.
Zaman kaybedildi bu günlere gelen nefret pompalandı.
Sahabelerin muharebesinden ileri geri konuşmayın, konuşursan vebal var kimseyi suçlama yapmayın, fesadı durduracaksan konuş. Masum insanların ölümüne sebep olabilirsin büyük günahtır.
Adaleti mahzada bir masumun hakkı bütün halk için dahi olsa feda edilmez, umumun selameti için feda edilmez başka yol ara, kendisi derse” Benim gitmemle ateş duracaksa ben gideyim” Böyle diyen kahramanlarda gördü bu topraklar. O zaman başka.
Adeleti izafiye Küllün selameti için ferdi feda eder, fakat adeleti mahzanın uygulanması mümkün ise adalati izafiye uygulanmaz.
Hazreti Ali(ra)adaleti mahza için kabili tatbiktir der ve bütün bu olayları ona göre bina etmek ister.
Sebeplerle bakarsak bu ateş kıyamete kadar gider biz Üstat Bediüzzaman nazarıyla bakmalıyız, ama lakin fakat yok.
Hazreti Ali(ra) zeki, iktidarlı yüksek liyakatına rağmen başarısız oldu neden muvaffak olmadı?
Hazreti Ali(ra) siyaset ve saltanattan ziyade daha mühim vazifelere layıktır, Hazreti Ali(ra)şahı velayet unvanına layıktır, saltanatta siyasette başarılı olsaydı bu makama eremeyecekti. Dünyada nice sultanlar geldi geçti ama Hazreti Ali(ra) Üstadı kül hükmüne geçti hatta saltanatı kıyamete kadar baki kaldı, şahı velayeti kıyamete kadar sürecek inşallah. Dünya saltanatıyla şahı velayet aynı anda olmuyor.

Çetin KILIÇ
Kaynak:
Zafer AKYÜZLÜ
Timeturk
Milli gazete

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: