Ebu Talha El Ensari (R.A.) Kimdir?

Medine’de doğdu.  Esas adı Zeyd olup, “Ebû Talha” künyesi ile meşhûr olmuştur. Babası Sehl, annesi de Ebâde binti Mâlik’tir. Hanımı, Hazreti Enes bin Mâlik’in annesi Ümmü Süleym binti Milhân’dır. Hazreti Ebû Talha, Peygamberimizin İslâmiyeti tebliğ etmeye başladığı sırada kabilesinin reîsi bulunuyordu.

Eşinden dul kalan Ümmü Süleym, kendisi ile evlenmek isteyen Ebû Talha’ya ( radıyallahü anh ): “Benim de seninle evlenmek arzum yok değil! Senin bu arzunu red etmek istemezdim. Fakat ben, İslâmiyeti kabûl edip müslüman oldum. Sen ise, henüz müşriksin. Dînime göre, müslüman bir kadının, kâfir olan bir erkek ile evlenmesi caiz olmayıp, yasaktır. Eğer müslüman olursan, seninle evlenirim ve müslümanlığından başka bir şey de istemem.” dedi. Ebû Talha da, Onun bu talebini kabûl edip, müslüman oldu ve onunla evlendi. Hazreti Ümmü Süleym’den Abdullah ve Ebû Ümeyr adında iki oğlu olmuştur.

Başka bir rivâyette de, Hazreti Ebû Talha’nın, İslâmiyeti kabûl edişi Hazreti Mus’ab, Medine halkına İslâmiyeti anlatırken, bir gün Ebû Talha ( radıyallahü anh ) ile görüşüp, Onu da bu dîne girmeye davet etmişti. Hazreti Ebû Talha İslâmiyeti kabûl etti.

Resûlullahın çok sevdikleri i Eshâbından oldu. Eshâb-ı kiramın meşhûr okçularındandır.

Ebu Talha dışarıda iken, oğlu hastalanarak öldü. Karısı onun öldüğünü görünce, evin kenarında bir yer hazırladı ve üzerini örttü. Evdekilere;

“Siz Ebu Talha geldiğinde durumu anlatıncaya kadar kendisine bir şey anlatmayın.” Dedi. Ebu Talha eve gelince;

Çocuk nasıl oldu?” diye sordu. “gayet sakin” dedi.

Ümmü Süleym radıyallahu anha ona, mükellef bir sofra hazırladı, yedi içti. Ondan sonra güzelce süslenip püslenerek, Ebu Talha’ya güzel göründü. Ebu Talha yedikten, içtikten ve hanımıyla cinsel temasta bulunduktan sonra; hanımı ona;

Birisi sana bir şey emanet verirse, sonra onu senden almak istese onu vermemek gibi bir hakkın var mıdır?” dedi.

 O da; “hayır” dedi.

Sabret, karşılığını Allah’tan bekle, Allah da sana emanet olarak verdiği oğlun Ebu Umeyr’i şimdi aldı.”

Hazreti Ebû Talha, malı mülkü, çoluk ve çocuklarıyla birlikte hayatını Resûlullah’a hizmetle geçirmiştir Bedir’de ve diğer bütün muharebelerde Resûlullah’tan hiç ayrılmamıştı. Uhud harbinde çok büyük fedâkârlıkları görülmüştür.” Ben ölmedikçe size bir şey olmaz” diyerek Resûlullah’ı kendi nefsine tercih ederdi.

Peygamber efendimiz, “Asker içinde Ebû Talha’nın sesi, yüz kişiden hayırlıdır” buyurdu.

Ebu Talha radıyallahu anh, güçlü, gür sesli, orta boylu, esmer tenli idi.

Hendek harbinde Bir ara müslümanlardan bazıları merkep eti yemek için ateş yakmışlar, bu etleri pişirmeye başlamışlardı. Müslümanların bu halinden haberdâr olan Resûlullah efendimiz, Hazreti Ebû Talha’yı gönderip, ehli eşek etini yemenin haram edildiğini bildirmesini istedi. Askerlerin karargâhına varan Ebû Talha ( radıyallahü anh ), hepsine bu emri tebliğ etmiş, ocakların üstünde pişen tenceredeki etler hemen dökülmüştü.

Huneyn harbinde ise çok büyük fedâkârlıklar göstermiş  yalnız kendisi yirmi müşrik (puta tapan) askerini öldürmüştür.

Resûlullah efendimizin 92 hadîs-i şerîf bildirmiştir.

Sadece çocuklarına yedirecek yemeği varken misafirine ikram edip kendileri geceyi aç geçirince Resulullah efendimiz.Ebu Talha’ya

Dün gece misafirinize olan davranışınız sebebiyle Allah Teala hazretleri taaccüp etti ve şu ayeti kerime nazil oldu mealen:.. ve kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, onları kendi nefislerine tercih ederler” buyurmuştur

Resûl-i Ekrem ( aleyhisselâm ) vefât ettiği zaman, kabr-i şeriflerini, Medine halkının âdetine uygun olarak kazmak şerefine de nail olmuştur.

Hazreti Ebû Talha, Hazreti Ebû Bekr-i Sıddîk ve Hazreti Ömer’ül-Farûk’un halifelik zamanlarında yapılan harplerin de çoğuna katılmıştır.

Resûlullah’ın âhirete irtihalinden sonra  Hazreti Ebû Talha da, ayrılık üzüntüsü sebebiyle Şam’a gitti. Hazreti Ömer’in şehîd edilmesine yakın Medine’ye döndü

Hazreti Ebû Talha, Hazreti Osman ve Hazreti Ali zamanlarında meydana çıkan karışıklıklara, fitnelere karışmamış, Medine’de bir köşeye çekilerek ibâdetle meşgûl olmuştur.

 70 yaşında (Tevbe) sûresini okurken 41.: “Ey mü’minler gerek hafif (süvari) gerek ağırlıklı (piyade) olarak seferber olun ve mallarınızla canlarınızla Allah yolunda muharebe edin! Eğer bilirseniz, bu sizin için pek hayırlıdır” âyet-i kerîmesi gelince,

 Çabuk beni harp için techîz ediniz ve yolculuk için lâzım olacak şeyleri hazırlayınız. Harbe gideyim!” dedi. bir deniz harbi için hazırlanan orduya katıldı, fakat gemiye bindikten ve denize açıldıktan bir müddet sonra 655 senesinde vefât etmiştir. Vefâtından sonra yedi gün kara parçası bulunamadığı için defn edilememiş, bu kadar uzun süre dışarıda kalmasına rağmen sanki hayatta imiş gibi mübârek cesedinin bozulmadığı görülmüştür. Gemi sahile yanaşınca karada bir yere defnedilmiştir. Vefât târihi ve yeri hakkındaki rivâyetler değişiktir. Medine’de iken vefât ettiği, cenâze namazını Hazreti Osman’ın kıldırdığı da bildirilmektedir.

Hazreti Ebû Talha’nın, Resûlullah’ın vefâtından sonra tam 40 yıl oruç tuttuğunu Hazreti Enes bin Mâlik rivâyet etmektedir.

Hazreti Ebû Talha, Medine’deki Sahâbîlerin en zenginlerindendi  Kur’ân-ı kerîmden Âl-i İmrân 92., “Sevdiğiniz mallarınızdan infak etmedikçe, hayra nail olamazsınız” âyet-i kerîmesi nâzil oldu. Bu âyet-i kerîmeyi işiten Hazreti Ebû Talha, hemen Resûlullah’a (aleyhisselâm) başvurarak, mallarının hepsini kendisine bağışlayıp istediği gibi kullanmasını teklif etti. Resûlullah efendimiz de bu malları akrabasına dağıtmasını isteyince emir buyurduğu şekilde, bütün mallarını akrabalarına sadaka olarak dağıttı. Bundan önce de, birçok defa mallarının hepsini Resûlullah’a bağışlamıştır.

Rabbimiz bizleri onların ruhaniyetinden istifade ettirip şefaatlerine nail eylesin. Amin.

                                                                             Çetin KILIÇ /Lüleburgaz

www.NurNet.Org

Kaynaklar:

1)Kütüb-i sitte

2)Ehli sünnet büyükleri

3)Kuran ve hadis