Ehl-i iman için ölüm rahmet kapısıdır

İnsanlığın muzdarip olduğu  coronavirüs hastalığına  ben de pek yakında yakalandım. Coronavirüse karşı genelde yaşlılar ve kronik hastası olanlar mukavemet gösteremedikleri  bilinmektedir.

Benim de  yaşımın ilerlediği ve  kronik hastası oldoğum için daha fazla ölümü tahattur etmeye başladım. Gerçi kainatı tefekkür etme ve ilâhî sanatları müşahede etmek için ölüme pek iştiyakım olmadıysa da  vade gelince istek ve iştiyaka bakmaz…

Ruhumda sıkıntı, bedenimde ki  halsizlik vücudumun direncini iyice düşürdüğü bir vaziyette iken bir  gece öldüğümü rüyamda gördüm.

Rüya ile amel edilmez, fakat fayda mülâhaza ettiğim için anlatmaktan bir beis görmüyorum. Şöyle ki:

Köyümüzün  mezarlığında yıllar önce kemdime bir yer belirlemiştim.  Belirlediğim yerde mezarcı mezarımı kazmış, ben de mezara girdim, mezar  üstüme birden ve ani olarak kapandı, mezarın içi sarı aydınlığa dönüştü, bir an-ı  seyale zarfında  kendimi  mezarda uzanmış gördüm….

Elim, kolum ve vücudum hareketsiz, paranın ve torpilin işlenmediği, pişmanlığın, ağlamanın, acındırmanın kabul görmediği; dost ve ahbablarımdan ayrı kaldığım kabrin içindeyim. İbret almak için bu kadarı ile kifayet edelim.

Bundan sonra Risâle-i Nur penceresinden ölümün hakikatine bakalım.

Ölüm korkusu firak (ayrılık) korkusudur. Yani ülfet ve ünsiyet ettiği bu dünya hayatından ayrılmak, ölümün en acı ve en acıtıcı tarafıdır. İnsanların ölümden korkması da bu yüzdendir.

Hem ehlullahın bir kısmının ölümden korkmaları, ölümün dehşetinden değildir. Belki daha fazla hayır kazanacağım diye, vazife-i hayatın idamesinden kazanacakları hayrat içindir.”

“Evet, ehl-i iman için ölüm rahmet kapısıdır, ehl-i dalâlet için zulümat-ı ebediye kuyusudur.”1,

Ölümü daha dehşetli hale getiren ikinci husus ise, ölümü ebedi bir yok oluş olarak düşünmektir. Yani dünya hayatına sıkı sıkı bağlanmış bir kafir için ölüm, dünyadan ebedi olarak kopmak anlamı taşıdığı için, ölümden dehşetli korkar.

Ama ahirete iman etmiş bir mü’min için, ölüm sadece bir mekân değiştirme aracıdır. Dolayısı ile mü’min ölümden kafir kadar korkmaz, kafir kadar dehşete düşmez. Dünyadan daha güzel bir aleme giden bir adam, neden dünyadan ayrıldığına üzülsün ki.

İman ölümün en dehşetli tarafı olan ebedi firakı, yani sonsuz ayrılığı ebedi kavuşmaya dönüştürüyor. Dolayısı ile mü’minde ölüm korkusu sadece hesap verme korkusudur.

“Saniyen: Ölüm, sureten göründüğü gibi dehşetli değil. Çok risalelerde gayet kat’î, şeksiz, şüphesiz bir surette, Kur’ân-ı Hakîmin verdiği nurla ispat etmişiz ki, ehl-i iman için ölüm, vazife-i hayat külfetinden bir terhistir. Hem dünya meydanındaki imtihanda, talim ve talimat olan ubudiyetten bir paydostur. Hem öteki âleme gitmiş yüzde doksan dokuz ahbap ve akrabasına kavuşmak için bir vesiledir.”2,

Bu vesileyle yakında vefat eden ağabey ve kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler, ruhları şad olsun.Amin

23. 09.2021
Rüstem Garzanlı

Dipnotlar:
1- Lem’alar, 25.Lem’a,9.Deva
2-Sözler,32.Söz,3.Mevkıf

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: