Ergen çocuğa karşı ailesi ve öğretmenleri neye dikkat etmelidir?

Komşumun ortaokula giden oğlu okulda öğretmeni tarafından dövülmüş ve çocuk  bu şiddetin tesiri ile eve gidememiş, hırsını yenememiş. Ailesinden uzak kalmak için bir yakınının yanına giderken kaybolmuş, parası bitmiş ve en son noktada eve geldiğinde korkudan evin çatı katında saklanmış. Böylesi durumlarda ne yapılmalı?

Bir öğretmen çocuğu döverek aslında nelere yol açmış… Özellikle öğretmen arkadaşlara ya da velilere sesleniyorum; Allah rızası için gitsinler öğretmenlerle konuşsunlar… Ergenliğin ilk döneminde olan bir çocuğu dövmek, çocuğa vurmak, onu küçük düşürmek çok kötü durumlarla neticelenebilir ve anne-baba farkına bile varamaz. Çünkü çocuk ergenlik döneminde çok onurludur. Onuru kırıldığı sırada nereye gittiğini bilmeden, hangi otobüse bindiğini fark etmeden, önüne kimin çıkacağını düşünmeden şaşkına dönmüş halde bir yerlere savrulur.

Ergenlik döneminde genç kızların veya genç delikanlıların karşısında öğretmenlik vazifesi ile duran kişilerin oldukça dikkatli olması gerekir. Ergen çocuk veya ergenliğe girecek çocuk gururludur. Burnundan kıl aldırmaz. Onunla ilgili biraz aşağılayıcı, hafife alıcı, dalga geçici bir şey söylemiş olsanız gururunu zedelemiş olursunuz. Örneğin;

”Kavak gibi boyun olduğu halde aklın bir türlü bu işlere ermiyor.” deseniz… O sırada siz de dahil olmak üzere tüm sınıf gülse; çocuğun o sivilceli yüzü birden bire kızarmaya başlar ve çocuğun içinde büyük bir deprem olur. Siz çok basit bir şey söylediğinizi düşünebilirsiniz ve biraz sonra öğretmenler odasında çayınızı, kahvenizi yudumlarken aklınıza dahi gelmeyecek.

”Kavak gibi boyun olduğu halde aklın bir türlü bu işlere ermiyor.” demekle çocuğun fiziğiyle dalga geçmiş ve hafife almış oldunuz. İşte bu çocuk artık sizin derslerinizde muhtemelen ya ezik bir vaziyette ya da size karşı şiddetli bir vaziyette olacaktır. Çünkü ergen çocuk gururludur; eğer o gurura dokunacak ufacık bir şey söyleseniz dahi, duyuları çok hassas olduğundan farklı manalar üretebilir.

Bir kız çocuğuna seslenmiş olsanız ve sivilcelerine dikkat çekerek;

”Yüzüne galiba pudra sürdün sen, sivilcelerin de alttan baya kendini göstermiş.” deseniz… Boyunun kısalığına, saçlarını tarama biçimine ya da yeni yeni terleyen bıyıklarına vurgu yapsanız;

”Bıyıkların da maşallah baya güzelmiş.” deseniz ergen çocuğa… Arkadaşları içerisinde söyleyeceğiniz tüm bu sözler çocuğun içerisinde büyük bir öfkeye, büyük bir depreme yol açar. Dolayısıyla ergen bir çocuğa öğretmenlik yapan kişinin ergenin fiziksel özellikleri, kıyafeti, konuşması gibi gururuna dokunacak olan noktaları asla dillendirmemeli.

Ufacık dokunmayı ya da sözel olarak bir şey söylemeyi bırakın, bir de arkadaşları içerisinde döven bir öğretmen muhtemelen o çocuklarla arasındaki bağı koparır… Sonra nasıl becereceksin o öğretmenliği? O sınıfın içerisine hangi yüzle gireceksin? Dayak attığın çocuğa ertesi gün nasıl ders anlatacaksın? Peki bu çocuk nasıl öğrenecek? Dayak yediği birisinin anlattıklarından bir şeyler öğrenir mi hiç çocuk? Lütfen biraz empati kurun çocuklarla…

Hangi yöntem ve hangi kural ile bir başkasının tenine, vücuduna, canına uzanabiliyorsunuz? Hele ki birer şefkat abidesi gibi, çocuğa bir şeyler verebilmek için kendinden fedakarlık yapması gereken bir öğretmenin bunu asla yapmaması lazım… Hayalinden bile geçirmemeli… Böyle bir yöntemin var olduğunu dahi düşünmemeli…

Okulda işler yolunda gitmediği için bir delikanlı ve ailesi yanıma gelmişlerdi. O delikanlı ile konuşurken bana şöyle bir soru sordu:

”Benim kulaklarım büyük mü gerçekten?”

Baktım, normal bir kulaktı. Kendisine:

”Hayır, normal bir kulak. Belki benim kulaklarım senden büyüktür ama seninki büyük değil.”

Bunu neden merak ettiğini sorduğumda; arka sıradaki kızların önde oturan bu delikanlıya ”Kepçe kulakların var. Kocaman kulakların var.” şeklinde söylemlerinin olduğunu belirtti. Çocuk o günden sonra mümkün olduğunca kulaklarını şapkayla kapatmaya başlamış, aynada da ilk baktığı yer kulağı olmuş, kardeşinin kulağını ölçmeye çalışmış, annesinin kulağına bakmak istemiş. Neden? Çünkü ergen çocuk komplekslidir. Desen ki;

”Senin gözlerin küçük”

Çocuk gerçekten gözlerinin küçük olduğunu zanneder. Parmaklarının inceliğinden bahsetseniz, parmaklarının ince olduğunu düşünmeye başlar.

Yine başka bir gün 35 yaşlarında bir kişi ile konuşuyorduk. Çocukluk yıllarında alınan yaralarının büyüklüğünden bahsederken şunu söyledi:

”İlkokuldayken bir gün şiir okumak için öğretmenimin beni tahtaya çağırdığı sırada, arkadaşlarımdan bazıları benim yürüyüşüme eğri bacak diyerek dalga geçtiler. Sonrasında da aynı şekilde hitap ettiler hep. Bu yaşa geldim, hala bu hissi üzerimden atamadım. Diyelim uzağımdaki kişiye doğru yaklaşıyorsam, bacaklarımın hep eğri eğri yürüdüğünü zannediyorum ve bu yüzden çok eziklik hissediyorum.”

Ne zaman oldu bu olay? 8-9 yaşlarında, şimdi 35 yaşında…

Aradan 20-25 yıl geçmiş, hala mı bu acı duruyor? Evet…

Çünkü çocukluk yıllarında duygulara alınan darbeler insanın bütün bir yaşamını etkiler. Ergen çocuk komplekslidir. Ergen çocuğun kompleksleri hakkında konuşulmaz. 6-7 yaşında bir kız çocuğuna bacağın eğri diyorsun, ergenlik döneminde de onu bir hatırlatırsan, çocuk birden bire yıkılır, yürümesini şaşırır.

Ergen çocuklara öğretmenlik yapacak, anne babalık yapacak, rehberlik yapacak kişiler!

Aman, dikkat!

Çocuğun kompleksleri ile ilgili bir imada dahi bulunmayın… Çünkü ergen çocuklar eleştirileri kendi kişiliği ile, kendi kimliği ile bağdaştırır; o eleştiriyi de eleştiri olarak kabul etmeyebilir. Çünkü duygu dünyası yeni yeni inşa ediliyordur. Oluşmamış olan duygu dünyasına en ufak bir hatalı dokunuş, çocuğun içerisinde ciddi arızalara sebebiyet verebilir.

Uzman Pedagog Dr. Adem Güneş

Çocuk Deyip Geçmeyin Bölüm 235/ Kısım 1

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: