Eşrefi mahluka yakışmaz gaflet!

Ne cesaretle önünde dikilen o ölüme hiç hazırlıksız gidiyorsun. O hesap gününde, burada yaşadığın hayatın hesabını inceden inceye vermekle mükellefsin. Niye bilmiyorsun ki: Bu insan makinesinin kullanma kılavuzu olan, Kur’an’ı Kerim varken sen kendi keyfine göre yaşayamazsın! Hele hele; yetmiş civarında devlete, 600 kusur sene hükmeden: Asırlarca insanlığa örnek olan; Gemiyi karada yürütebilen Kahraman Fatihlerin Yavuzların torunları olan bu gafiller; yani: Bu vatanda yaşayanlar, Hak din olan, İslam’a ters olan, bu tarzı hayat: Asla ve asla Müslüman’a yakışmayan bir tarzı hayattır bu. Hiç farkında mısınız ?

Düne kadar güzel ahlakımızı taklit eden, çevremizdeki Müslüman devletlerin halkı, bugün halkımızın kötü halkını taklit etmeye çalışıyorlar. Bilmelisiniz ki: Yalnız kendimizin değil onların da günahlarından sorumlu olacağız.

“Bir iğne kendi kendine, ustasız olmazken, bir harf yazmadan yazılmazken:” Ne akılla kendi vücud varlığınızı, kendi kendine oldu deyip tesadüfe veriyorsunuz? Asla unutmayın ki bu size çok pahalıya patlayacaktır.

Tuvalette “ellerini sağa sola açıp, yalnız o kadar bir yerde vücudun soyup çıplak kalabilir: Başkasının görmesi haram olan yerlerini ancak bu kadar bir yerde açabilirsin.” Hükmü mevcutken: Nasıl oluyor? Kızlarımız, Hanımlarımız, Allah’tan korkmadan, hiç utanmadan, asla çekinmeden, vücutlarının en mahrem yerlerini açarak, her yerde serbest açıyorlar.

Kur’anı Kerimde: “Ey İman edenler! Peygamberin hanımlarından bir şey isterken veya onlardan bir şey sorarken perde arkasında sorun. Bu hal sizin ve onların kalbi için daha uygundur.” (Ahzab-Ayet 53)

Ayeti Kerimenin daha alt kısmında: “Peygamberiniz ölünce hanımları ile hiç kimse evlenemez. Çünkü onlar sizin anneleriniz seviyesindedirler.” (Ahzab-Ayet 53)

Anne seviyesinde olan bir hanıma, perde olmadan bakamazken. Bugünkü anne ve babalar, kız evlatlarını nasıl oluyor da erkeklerin gözlerinin önüne salarken yarı çıplak soyup salabiliyorlar?
Bu gafiller, Osmanlıların kanunları çok kötüymüş, neden? Çünkü onlar Allahın kanunu ile hükmettikleri için diyenlerin vay hallerine, Onlar, hiç kimsenin inkâr edemeyeceği o ölüm ile karşılaştıkları zaman onların halleri ne olur?

Evet kardeşlerim! Anne yerinde olan Hanımlarla perde arkasında konuşmamızı bize Allah emrederken: Nasıl olurda, yabancı erkeklere karşı hiç çekinmeden, Allah’tan korkmadan, önünde İmansızları ve onun gibi günahkârları yakmak için hazır bekleyen cehennem ateşinde yanmaya gidenlere ne dersiniz siz söyleyin?

Dışarda şöyle dursun baba kardeş ve evlenmeleri yasak olan kimseler yanlarında göğüslerinin büyüklüğünü göstermek şöyle dursun, bacak ve kol kalınlığını göstermek için dar elbiseyi bile, evin içinde de giymeleri, dinimizce caiz değildir.

Halbuki Allah’tan korkan müslüman hanımlar fetva ciheti ile de amel etmezler. Onlar takvayı esas alırlar. Yabancı bir erkek dış kapıya geldiği zaman, ona cevap verecek erkek evde yok ise: Ona cevap vermeye mecbur olan takva ile amel eden bu hanımlar, yabancıya karşı hanımın sesi haram olduğu için, sesini değiştirmek maksadıyla ağzına bir şey koyarak, sesini değiştirerek ona cevap verir.

Bu gün bizlerin hanım kızları o hale geldi ki: yapıp ne yapıp bir okul bitirip diplomayı alayım da evlenince herhangi bir yerde çalışırım cebimdeki param olunca kocama muhtaç olmam. Serbest kocama kafa tutarım kendine diyen bu hanımların hali acaba ne olur?

Evlendikten sonra asla ihtiyacı olmadan işe gidip para kazanıp hiç kimseye muhtaç olmadan yaşarım deyip, Allah ona evlad hediye vereceği aklına gelse bile, o dertten kurtulmak için: Belki, evladı olmayan hangi çocuk bakıcı bulurum da ona baktırırım der. Halbuki zavallı hiç düşünmüyorki, evladı olmayan hanımın kalbinde evlada karşı sevgi merhameti yoktur. (Bir yerde çalışan bir hanıma Allah evlad vermiş. Hanım yavrusunu, çocuk bakım yurduna vermeye mecbur olmuş. Tabii ki her yavru ağlayarak derdini annesine anlatır. Fakat anne nerede! Yavru ağlarken bakıcı hanım yavruyu susturmaya uğraşmış susturamamış. Hemen parmağıyla yavrunun ağzına biraz uyuşturucu yalatmış, yavru susmuş. Bu durumu kamera ile tespit etmişler.) İşte gördünüz mü çalışan annelerin evlatları ne haldeler…

Dedim ya hanıma ancak muhtaç olduğu zaman, dinimizden çalışma izni alabilir. Aksi takdirde alamaz. Siz söyleyin Türkiye’mizde hiç erkek olmayan çalışma yeri var mı? Olsa da çok az olduğuna göre, hanımın güzelliğine göre çalıştığı yerde erkeklerin şehevi duygusunu harekete getirirseler bunların hali ne olur?

Ne hale geldiğimizi bu ifade ile anlatayım: Hanımların çoğu, eşine karşı pejmürde elbise ile çıkar, yabancılara karşı ve evin dışına çıktığı zaman onların şehevi duygularını uyandırmak için süslü yeni elbise giyip, yüzünü gözünü boyayan hanımın dindarlığı nerede siz bana söyleyin bunun hali öldükten sonra ne olur?

Hanımın, kızımın ismini sorma sakın öldürürüm…. Kadın çıkmış kadınlıktan ırzu namus payemal, ne şeref var ne âile sönmüş gitmiş hep amal demişler şairler.

Bu gün Müslüman’ın ana zenginliği IRZ VE NAMUS TUR. Onu asla unutmayalım.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: