Eşsiz  Üstadı Muhteremim

Bırakmadın bir lahza. küfürle cihadını,

En müthiş kȃfire, bildirebildin haddını.

Çelik bir kal’aydın, hasmına karşı,

Yüksek sesle okudun, istiklal marşı.

Sen dünyaya iltifat, etmedin asla,

Bizi kurtarmaya koştun, bila fasıla.

Bir derdin var idi, bırakmadın bir an,

Küfür karanlığından, kurtulsun vatan.

Gece gündüz onunla, olurdun hemhal,

Müslümanlara olsun, bir aydın istikbal.

Sen hem bir Ȃlim, hemde bir ȃlem idin,

Mü’minlere der idin, bu eserler sizin.

Asla bulunamaz, Zatınıza bir eş,

Eserleriniz oldu, dünyaya güneş.

Her fenni tanıyan, çelik bir mantık,

Gelemez senin gibi, biri dahi artık.

Tarihte yoktur biri ki, her ilmi bilsin,

Hayatı ile İslam’ın, dersini versin.

Bu eşsiz halleri, Allah size vermiş,

Nurlar küfre karşı, çelik perde imiş.

Sen eşsiz bir irfana, sahiptin Üstad,

Neşrettiğin Nurlar, herkese verir tad.

Yazıp çizdin milletin, ana derdini,

Kavileştirdin imanın, ana bendini.

Nakilleri önümüze, fazla sermedin,

İmanı takviye etmekti, senin ana derdin.

Canlandı seninle, bu meşhur vatan,

Burada iman için, döküldü çok kan.

Meȃli mekȃrim, faziletle ahlak,

Bunların tümünü, sende toplamış Hak.

Bunu ben söylemiyorum, eserin söyler,

Çünkü Nurdan hisse alanın, yüzü güler.

O sistem dindarları, çok fazla ezdi,

Cümle dindarlar, dine darbeden bezdi.

Nasıl bezmesin ki, Kur’an okumak yasak,

Tekkelerde Allah, asla anılmayacak.

Sizin gayretiniz, dinsizliği def etti,

Risale-i Nurlar, katı kalpleri Nurlatti.

Her dertliden çok, dertler sizi ezdi,

Mahpusta zindanda, ömrünüz geçti.

Ondokuz defa Size, zehir verdiler

İdam etme kastiyle, mahkemeye sürdüler,

Vatanın izdirabına, Sendin ağlayan,

Din düşmanları, sana vermedi derman.

Allah sana sabırla, mukavemet verdi

Nurları neşretmen için, canını almadı

Çok minnettarım Sana, benim Üstadım,

Ne kadar memnunum ben, Gülüyor kalbim.

Nurlandı eserlerinle koskoca ȃlem,

Nurlardan hisse aldı benim de ȃilem.

Abdülkadir Haktanır