Evlilik öncesi nelere dikkat etmeli?

Evlenme hazırlığı yapan gençlerin en çok merak ettikleri “Eş seçiminde nelere dikkat etmeliyim?” sorusudur.

Herşeyden önce şunu bilmek gerekir ki en güzel evlilik “Akıllı görücü usulüdür.” Kızı da erkeği de tanıyan, aklı başında kişilerin “Bunların şu özellikleri birbirine pek uyuyor, bunlar birbirleriyle mutlu olabilirler” diye birbirine yakıştırdığı çiftler genellikle mutlu olur. Burada en hassas nokta; aracıların “akıllı” olması, muhakeme yeteneklerinin olması.

“Oğlan serseri, kız da dindar, bunları evlendirelim de kız oğlanı yola getirsin” ya da “Oğlan efendi, kız da dikbaşlı, bunlar birbirlerini idare ederler” mantıksızlığıyla uyumsuz olanları birbirine yakıştıranlar, bir tarafın kusurunu saklayarak evlendirilenler, daha doğrusu başı yakılanlar var. Böyle görücüler, kimseleri görmesin. Ayrıca ticaret ve evlilik aracılığında kusurları saklamak vebaldir. Bir tarafın zarar göreceği belli ise uyarmak gerekiyor. Kusuru saklayarak aracı olmak ise daha büyük bir vebaldir.

Büyük şehirlerde akraba ilişkileri zayıfladığı, komşu komşuyu tanımaz olduğu için, görücü usulü evlilikler de azaldı. Gerçi modern olmak adına görücü usulü evliliklere burun kıvrılmaya başlandı, gençler artık büyük aşklarla evlenmek istiyorlar. Fakat bir yandan da “Birileri aracı olsun da evlenelim” diyen gençlerin sayısı da az değil. Onlara yardımcı olacak iyi bir sistem kurmak lazım.

Artık internette tanışıp evlenmek moda oldu. Oysa en riskli evlilik modeli bence. Hakkında hiç bilgi sahibi olmadığın, ailesini, geçmişini hiç bilmediğin, bir insanla hayata başlamak oldukça riskli. Bazen bekar zannederek evlendiği kişinin, daha önce evlenip ayrıldığını evlendikten çok sonra öğrenenler var. Bir de yazı insanı çok yanıltabilir. Bir yazardan çok daha usta olan internet yazıcıları var. Dikkatli olmak, en azından iyi bir araştırma yapmak gerekir. Zaten internet evliliklerinin hüsranla biteni çok. Tabii genellemeyelim, mutlu olanlar da vardır mutlaka; fakat olumsuz örnekler de çok duyuluyor.

Velhasıl bir şekilde tanışıldı, evlilik niyetiyle görüşülmeye başlandı. Eskiden bir-iki kez görüşülür, karar verilirdi; şimdi aylarca görüşülüyor. İlk görüşme olumlu geçmişse; fakat karar verilmemişse bir kaç görüşme daha yapılabilir. Fakat çok fazla görüşmelerin sonucu üzücü olabiliyor. Dinî açıdan da doğru değil. Bu yüzden ilk görüşmelerde sevmediyseniz, olumsuzluklar çoksa, “Tanıdıkça sever miyim?” gibi bir düşünceyle ya da ailenizin baskısıyla görüşmeye devam etmeyin. Hiç kimsenin gönlü oyuncak değil.

Beş-altı ay, hatta bir yıl görüşüp sonrasında “Sevemedim ya da biz seninle yapamayız” diyen erkekler var. Kadınlar erkeklerden daha duygusal oldukları için, çabuk bağlanabiliyorlar; genç kız hayalinde evini döşemiş, hatta çocuğuna bile isim koymuşken terk edildiğinde, çok fazla üzülüyor. Erkekler! Arkanızda kırık bir gönül bırakmayın, ah almayın.

Görüşmelerin başbaşa değil de aile ya da arkadaş ortamı gibi başkalarının da olduğu ortamda yapılması karşınızdakinin davranışlarını gözlemlemek açısından iyi olur.

Boşanmış kişilerin yeni evlilik adımlarında daha dikkatli olmaları gerek. Onların konuşacağı konular çok daha farklı olacaktır. Eski eşler, çocuklar, kişilerin çocuklarıyla ilişkileri, sorumlulukları… Baştan açıkça konuşulmalı.

Aşk evliliklerinde kişi karşısındakinin herşeyini hoş görüyor; fakat aşkın kör olan gözü, aynı evde yaşamaya başlayınca açıldığı için, karı-koca birbirine yanlış davranıyorsa aşk da çabuk bitiyor.
İlk görüşmelerde dikkat edilmesi gerekenler

1- Güzelliğe ya da yakışıklılığa aldanmayın, yanıltıcı olabilir. Sizi rahatsız eden, sebebini bile açıklayamayacağınız bir şey varsa, uzak durun.

İlk gördüğünde hoşlanmak çok önemli. Hoşlanmak; güzellik ya da yakışıklılıkla alakalı bir durum değildir: Ruhların uyuşması, iki kişinin yaydığı elektriğin birbirini tutması. “Evet ben bu kişiyle ömrümü geçirmek isterim, çocuklarımın annesi (ya da babası) o olsun, isterim” diyebilmektir. Sevmek için güzellik gerekmiyor. İlk gördüğünüzde itici gelmişse, oradan uzaklaşmak istemişseniz, dikkatli olun. Kanınız kaynadıysa da küçük detaylara takılmayın.

2- Beklentilerinizi çok yüksek tutmayın. Siz mükemmel olmadığınız gibi karşınızdaki kişinin de mükemmel olmasını beklemeyin. Gördüğünüz hatalar, sizi aşırı rahatsız edecek şeyler değilse gözünüzde büyütmeyin.

3- Önceliğinizi belirleyin. Sizin için en çok ne önemli. Dindarlıksa o yönden değerlendirin. Namaz saati kalkıp namazını kılıp kılmadığına dikkat edin. Dindarlık sadece ibadet değil elbette. Temizlik, nezaket… Kısacası güzel ahlak. Yere çöp atan, hayvana ve çevreye saygısı olmayan insanlardan uzak durun. Bir cemaate mensupsanız öncelikle kendi cemaatinizden olmasına özen gösterin. Özellikle bir tasavvuf cemaatine mensup birinin, tasavvuf karşıtı biriyle anlaşması zordur.

4- Kendinizi olduğunuzdan farklı göstermeyin, dürüst olun. “Bizi aldatan bizden değildir” der Sevgili Peygamberimiz. “Dürüst olursam kabul etmez” gibi korkulara kapılmayın. Boşanmışsanız, ilk evliliğinizden çocuklarınız varsa bekârım diye kimseyi kandırmayın. Sizi olduğunuz gibi kabul etmeyen biriyle evlenmeyin. Görüşme döneminde ileride “evet” demeyeceğiniz şeylere “evet” demeyin, kendinizi yanlış tanıtmayın. Neleri sevip neleri sevmediğinizi açıkça söyleyin. Maddî konuları mutlaka konuşun. Parayı tasarruf etmeyi seven biriyle, harcamayı çok seven birinin uyumu da oldukça zordur.

5- Aileler çok önemli; karşınızdaki kişinin ailesinin sizin hayatınızı etkileyeceğini unutmayın. Gençler “Biz anlaşırsak gerisi boş” diye düşünüyorlar; fakat aileler zannedildiğinden çok daha fazla önemli.  Hem de pek çok açıdan. Mümkünse ailelerin birbirine kültür olarak denk olması iyi olur. Bir evin nazlı kızı, “Âşık oldum” deyip, gidip kendi kültürüne uymayan on çocuklu kalabalık bir ailenin oğluyla evlenirse işi çok zor. Gelen, giden, yatıya kalan, evden eksik olmayan misafirler yüzünden evlilikleri yıkılan çiftler var. Gönlünüzün taşıdığını bünyeniz taşımayabilir, şansınızı zorlamayın. Baştan gözünüz kesiyorsa ona göre kabul edin.

6-Anneler evliliklerde çok önemli.

Erkekler! Annesine çok düşkün kızlarla evlenmeyin. Annesinin evinden gelmez ki kendi yuvasını kursun. İlk görüşmelerde kendini belli eder. Annelerinin evinin hemen yakınından ev isterler, annelerine ne kadar düşkün olduklarını söyleyip dururlar. Bu kızların evlenmemesi lazım aslında.

Kızlar! Anne sözünden çıkmayan erkeklerle evlenmeyin. Erkeğin kendi kişiliği karakteri oturmalı, annesini sevmeli, saymalı; fakat annesinin ağzına bakmamalı. Erkek ailesiyle birlikte otursa bile; eşiyle ilişkisinde kendi söz hakkı olmalı.

Çok ince bir denge bu. Annesine saygısı olmayan, annesini azarlayan bir erkekle de hiç evlenmeyin. Size de kaba davranır. Vefası olmayanın sefası da yoktur.

Taraflardan birinin ailesinin ihtiyacı olması, ilgilenmek için yakın oturması gerekiyorsa o zaman baştan konuşulmalı.

7- Kızlar! Her dediğinize “evet” diyen, kadın boyunduruğuna girmeye hazır erkeklerden uzak durun. Akıllı bir erkek, ne körü körüne “evet” der ne de “hayır” der. Ölçer biçer, uygunsa “evet” der, değilse “hayır” der. Her dediğinize “olur” diyen bir erkek bir süre sonra gözünüzde değerini kaybeder. Erkekte denge çok önemlidir. Kaba erkeklerden de, çok kırılgan kadınsı erkeklerden de gördüğünüz yerde kaçın.

Erkekler! İddiacı, inat, erkeksi, dediğim dedik, çokbilmiş kızlardan uzak durun. Kadına bilgi yakışır, fakat bilgiçlik hiç çekilmez. Birlikte yaşayacağınız bir kadın mı, yoksa yarışacağınız bir kadın mı istiyorsunuz, iyi karar verin.

8- Erkeğin eğitim ve maddî imkân olarak kadından geride olmaması iyi olur. Üniversite mezunu bir kızla ortaokul ya da lise mezunu bir erkeğin anlaşması biraz zor olabilir. Ancak çok okuyan bir erkek, aradaki farkı kapatabilir.

9- Görüştüğünüz kişinin sözlerine içinizden yorum yapmayın. Karşı tarafı iyi dinleyin, kendi kendinize yorumlamayın. Anlamadığınız ve takıldığınız konuları mutlaka sorun. Mesela genç kız “Ben biraz şımarığım” diyorsa “şımarıktır”, bunu iyiye yormayın. Ya da erkek ben “ukalayım” diyorsa “ukaladır”, “iyi, farkındaysa dozunu ve ayarını biliyordur, söylemesi mütevazılığını gösterir” gibi iç yorumlara girmeyin, yanılırsınız, sonra çok üzülürsünüz.

10- Detaylı soru sormaktan çekinmeyin. İki taraf için de “Ben özgürlüğüme düşkünüm” diyorsa “Nereye kadar ve evlilik içinde ne kadar geniş bir alan istiyor?” sorun ve konuyla ilgili kendi beklentilerinizi söyleyin.

Son olarak, toparlama babından, karar verdikten sonra nişanlılık sürecini çok uzun tutmayın. Çok fazla görüşüp, mesajlaşıp evlenmeden birbirinizden bıkmayın. Nişanlılık döneminde evlilik eğitimlerine katılın.

Semine Demirci

Moral Dünyası Dergisi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: