Evlilikte namaz şartı aranmalı mı?

Ben İslâm’ı yaşamaya çalışan, emir ve yasaklara dikkat eden, 27 yaşında bir kızım.

Evlilik için karşı taraftan namaz şartım var ama bunu da bulamadım. Çıkan kısmetler de “Kılmıyorum ama kılarım, falan” diyorlar. Bu duruma gönlüm el vermiyor, riske girmek istemiyorum ama evlilik için ne kadar daha bekleyebilirim? Zaman zaman aklım çok karışıyor. Namaz olmazsa olmazım, ama böyle biriyle bir araya gelemedim. Neler tavsiye edersiniz?

Denklik ve uyum evlilikte çok önemlidir. Bu konuda en önde gelen de inanç beraberliğidir. İnanç denkliği olmazsa, evlilik aksar, çok geçmeden bir çileye dönüşür.

Siz namaz kılan birisiyle evlenmek istiyorsunuz. Bu zamana kadar namazla arası iyi olmayan bir insanın, evlendikten sonra namazla barışık olması, Allah’tan ümit kesilmez, ama çok zayıf bir ihtimaldir.

Bunun için “riske girmemekte” haklısınız, hiç acele etmeyin. “Namaz olmazsa olmazım” dediğinize göre, namaz olmazsa başka bir şey aramamanız normal…

Çünkü inanan bir insanda imandan sonra bulunması ve aranması gereken ilk şart namazdır. İslam’ın kesin bir emri olan, Kur’ân’da 100′e yakın yerde geçen ve kulluğun esası olan bir ibadet bir insanda aksıyorsa, İslam’ın diğer emirlerinin ve yasaklarının aksaması, gerilemesi de söz konusudur.

Peygamberimiz evlilikte adayda bulunması gereken şartları belirlerken, güzellik/yakışıklılık, gelir durumu, bilinen/temiz bir aileden gelmesi, ahlak ve karakter sahibi olmasını sayar, en sonunda da dini hayatın yeterli olmasını gerekli görür.

Bir hadis-i şerifte de “Kızını fasık birisine veren kişi, kızıyla ilgisini kesmiş ve onu ateşe at­mıştır” buyurarak, evlilikte dini hayatın önemine dikkat çeker.

Sizin gibi namazı önceleyen ve namazı ön şart olarak gören insanların evlilik hayatlarının sürekli ve devamlı olabilmesi başka türlü düşünülemez ve yaşaması da zordur.

Allah her insana niyetine göre muamele eder, niyetine göre arzu ettiği adayları karşısına çıkar. Burada önemli olan vesveseye kapılmamanız, kendinizi bir boşluğa atmamanız, daha sonra telafi edemeyeceğiniz, geri dönüşü olmayan bir girişimde bulunmamanızdır.

Ahzab Suresi’nin 35. âyetinde Kur’ân’ın istediği insan tipi tanımlanırken, “Müslümün erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar” eşitlemesinin ardından, “Allah’ın emirlerine itaat eden erkekler ve kadınlar” birlikteliği yer alır ki, karı koca arasında gerçek denkliğin, eşitliğin ve her ikisinde de olması gereken birlikteliğin Allah’a yakınlık derecesinde aranması şartına işaret edilir.

Zaten gerçek mutluluk, ailede aranan huzur manevi paylaşımın öne çıkarılmasıyla temin edilir. Başka türlü düşünceler ve beklentiler hayata bir tat ve lezzet katacak değildir.

Mehmet Paksu / Bugün Gazetesi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: