Farklı farklı kişilikler

Hangi kişilik özellikleri normal?
Hemen hemen hepimiz, hayatımızın bir safhasında bu soruyu kendimiz ve/veya başkaları için sorarız.

Niye benim kişiliğim böyle de başkasınınki öyle?

Kardeşlerin bile kişilikleri aynı ayarda değildir.

Birisi vardır, az konuşur. Suskunlar meclisinin bir müntesibidir. Konuşmak bir züldür onun için. Kendini bildi bileli böyledir. Annesi de der ki, bu hep böyleydi, doğmadan önce bile sakin biriydi.

Bir başkası konuşma ustasıdır. Kelimeleri öyle akıcı, cümleleri öyle düzgündür ki, bu kadar sözü nerede bulup buluşturur diye hayrette bırakır insanı. Kelimeleri inci gibi dizer sözün ipliğine. Annesi der ki, bu hep böyleydi.

Bu hep böyleydi, ya da ben hep böyleydim dediğimiz şeyler bizim kişiliğimizin özünü ele verir.

Kimisi çekingendir. Birinden ıkına sıkına bir şey ister. Yabancı birine bir adresi sorarken bile kırk kere düşünür. Olur olmaza atlamaz hemen öyle. Düşünür, hesap eder, tartar. Bir daha düşünür, tartar, hesap eder.

Birisi vardır, girişken mi girişkendir. Çabuk karar alır ve hemen işe koyulur, eli çabuktur.

İki çocuğunuzdan biri çekingen biri de girişkense, aklınız karışır: Hangisi normal?

Kimisi vardır, yufka yüreklidir, olur olmaz şeye ağlar.

Kimisi vardır, ben içimden severim der. Onun için duygularını ifade edecek kelimeler aslanın ağzındadır.

Kimi insanda tefekkür ön plandadır. Hakîm ismi onda galiptir.

Kimisi vardır, aşk ehli olup çıkmıştır. Vedud ismi o insanda hâkimiyet kazanmıştır.

Kimisi asabidir, en ufak aksiliğe parlar. Geçimi zordur, huysuzdur ama adalet, hak hukuk konularında hassastır, kılı kırk yarar. Kimsenin kimseye hakkı geçmesin ister. Huysuzluğu biraz da bundandır. Bunlar etraflarına güven telkin ederler.

Kiminin sinirleri bedeninden çekip çıkarılmıştır sanki. Munistir, yumuşak huyludur. Bunlar da etraflarına huzur saçarlar.

Kimi kuralcıdır, kırmızı ışıkta kellesini koparsan geçmez. Kimisi kurallar arada bir çiğnenmek için der.

Kimisi detaycıdır, parça parça bakar hayata. Kimisi bütüne diker gözlerini.

Kimi insan somurtkandır, kimisinin tebessüm yüzüne yapışıp kalmıştır.

Kiminin sorumluluk hissinden beli büküktür, kimisinin gam ve keder dağıtılırken nerede olduğu belli değildir.

Kimi kolay bağlanır. Kiminin bağlanmaktan ödü kopar.

Kimi gözünü budaktan sakınmaz, cesurdur. Kimisi içinse, en iyi savunma kaçmaktır.

Kimi insan vardır, bireyselliğine, bağımsızlığına düşkündür. Mümkünse insanlar benden uzak dursun ister.

Kimisiyse yanından insan eksik etmez. Her gün annesiyle en az bir kere konuşur.

Kimisi şüphecidir, ser verir sır vermez kimselere. Kimisi tanışır tanışmaz içini döker.

Kimi insan neşelidir. Kimiyse doğuştan melankolik.

Kimisi tertiplidir. Pantolonları her daim jilet gibi, eşyaları ise muntazam bir düzen içindedir. Kimisi, “Benim dağınıklığıma bakmayın siz, elimi attığımda istediğimi bulurum.” der.

Farklı farklı kişiliklerle farklı farklı insanlarla hayat akıp gider.

Birbirinden değerli dört halifenin kişilikleri bile birbirinden farklıdır. Böylelikle; biri adaletin, biri edebin, biri cömertliğin biri de ilmin kapısı olmuştur.

Farklı farklı kişiliklerde, fıtratta ve tıynette yaratılmak apayrı bir mucizedir.

İfrat ve tefrite varmamak şartıyla, her kişiliğin bir hikmeti, ehemmiyeti, vazifesi olduğuna inanırım. Mutlak Varlık abes iş yapmaz.

Her farklı kişilik bu hayat için lazımdır. Hepsi birbirini tamamlar, birbirine yardım eder.

Her farklı kişilikte bir ismin tecellisi baskındır. Kiminde Allah’ın Celali kiminde Cemali kiminde Kemali daha önde tecelli eder.

İnsanların hem fiziksel hem de kişilik olarak çeşit çeşit yaratılmasını, “kâinatın tenevvüünü (çeşitliliğini) ve melaikenin ihtilaf-ı ibadatını intac eden (meleklerin farklı farklı ibadetlerini gerektiren) tenevvü-ü esma (isimlerin çeşitliliği), insanların dahi bir derece tenevvüüne (çeşitliliğine) sebeb olmuştur.” diye açıklar Zamanın Bedii.

Mutlak Varlık, sonsuz isimlerinin bu dar âlemde tecelli etmesi için; farklı farklı kişilikler yani farklı kabiliyetlere haiz çeşit çeşit aynalar yaratmıştır.

İfrat ve tefrite varmayan her kişilik özelliği normaldir, güzeldir, hikmetlidir denilebilir.

Hele bir de bu özellikler Yaratıcı adına kullanılırsa. Mesela, konuşkanların O’nu anmak için konuşması ne güzel bir özelliktir. Suskunlar meclisi üyelerinin ise içlerinden O’nu anmaları da güzelliğin başka bir çeşididir.

Velhasıl; her insan, her kişilik ayrı bir âlemdir.

Mustafa ULUSOY

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: