Fatih Camii, Fetih Günü İbadete Açılıyor

Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un dördüncü tepesi üzerine 550 yıl önce yapılan Fatih Camii’nin restorasyonu tamamlandı.

Fatih Camii, 5 yıllık restorasyonun ardından İstanbul’un fethinin 559. yıl dönümünün kutlanacağı 29 Mayıs Salı günü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla ibadete açılacak.

Vakıflar İstanbul Bölge Müdürü İbrahim Özekinci, Fatih Sultan Mehmed tarafından, Saint Apotres (Havariun) adındaki Bizans kilisesinin bulunduğu alanda 1462-1470 tarihleri arasında Atik Sinan’a yaptırılan Fatih Camii restorasyonu hakkında bilgi verdi.

İstanbul’da 1509 yılında meydana gelen ve ”küçük kıyamet” denilen büyük depremde hasara uğrayan Fatih Camii’nin esas zararı 22 Mayıs 1766’da gerçekleşen depremde gördüğünü belirten Özekinci, depremin ardından caminin ilk yapısından sadece şadırvan avlusunun üç kolu, tak kapısı, mihrabı, minarelerinin birinci şerefesine kadar kaldığını, kubbesi ve etrafındaki duvarların tamamen çöktüğünü kaydetti.

Depremin ardından 3. Mustafa’nın camiyi tekrar yaptırdığını belirten Özekinci, caminin zaman içinde belli aralıklarla restorasyona tabi tutulduğunu dile getirdi.

Fatih Camii’nin, 2007 yılında Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı, ciddi ve bilimsel restorasyona alındığını ve 5 yıldır sürdürülen çalışmalarda sona gelindiğini ifade eden Özekinci, ”Çalışmaları bilim kurulları kararları doğrultusunda yürüttük. Burada minimum müdahale ve maksimum koruma ilkelerine riayet ederek restorasyonu gerçekleştirdik” dedi.

DEVE KUŞU YUMURTALARI KORUMAYA ALINDI

Caminin, uzun yıllar çevre kirliliği ve egzoz dumanına maruz kalan dış cephesinin temizlendiğini, caminin 5 binden fazla taşının da aslına uygun olarak değiştirildiğini anlatan Özekinci, ”Yapılan incelemede camide deve kuşu yumurtaları olduğunu gördük. Deve kuşu yumurtaları, salgıladığı kimyasallardan dolayı örümceklenmeyi önlüyor. Bu da cami içindeki örümceklenmeyi önlemek açısından ecdadımızın bulduğu bir yöntem. Deve kuşu yumurtalarına cami mimarisine uygun, dökümden muhafazalık yaptık. Konservasyonlarını yapıp tekrar cami içine koyduk” dedi.

Özekinci, cami içinde kapalı mekanlarda uzun yıllar atıl vaziyette duran ve gerçekten birer şaheser olan saatler, şamdanlar, Sakal-ı Şerif kutuları, rahleler, Kur’an-ı Kerim kutularını açığa çıkardıklarını belirterek, ”Bunlar çok ciddi konservasyonlara tabi tutuldu. İnşallah caminin açılmasıyla birlikte bu objeleri de sergileyeceğiz. Cami içinde bulunan deriden yapılan hat levhalarını da elden geçirdik” şeklinde konuştu.

“I.MAHMUD KÜTÜPHANESİ DE ÇÖKMEKTEN KURTARILDI”

Caminin güney cephesindeki 1. Mahmud Kütüphanesi’nin, özellikle 1999 depreminde çok büyük hasar gördüğünü ve ayakta duramayacak hale geldiğini belirten Özekinci, çok kötü bir görüntü arz eden kütüphanede gerekli güçlendirmeleri ve restorasyonu yaptıklarını bildirdi.

Özekinci, ”Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u 29 Mayıs 1453’de bir salı günü fethetti. Yıllar sonra güzel bir tesadüf oldu ve bu yılın 29 Mayıs’ı da bir salı gününe denk geliyor. Fatih Camii’ni fethedildiği günde açmak bize çok manidar ve anlamlı geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla 29 Mayıs Salı günü ikindi namazında Fatih Camii’ni tekrar ibarete açacağız” diye konuştu.

İbrahim Özekinci, Fatih Camii’nin cemaati en çok olan camilerden birisi olduğunu belirterek, restorasyonu, gerekli önlemleri alarak, ibadete kapatmadan gerçekleştirdiklerini söyledi.

Bundan sonra camiyi kullanacak vatandaşlar ve görevlilere de önerilerde bulunan Özekinci, ”Vatandaşlar ve görevliler, camiye kendi akıllarınca müdahalede bulunmasınlar. Herhangi bir olayla karşılaştıklarında Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne haber versinler. Buralar artık Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu uyarınca bilim kurulu kararlarına göre onarımlarının yapılması gerekiyor. Bundan sonra izinsiz müdahale olmamalı. Bu eserleri gelecek nesillere koruyarak aktaralım” diye konuştu.

CAMİDE NELER YAPILDI?

Fatih Camii’nde 5 yıl süren restorasyon kapsamında, cami genelindeki tüm çimento sıvalar söküldü, yerine özgün horasan sıva yapıldı. Cami genelindeki tüm pirinç bileziklerin oksitlenerek yeşil renk aldıklarından dolayı temizlikleri mekanik ve kimyasal yöntemlerle gerçekleştirildi.

Hasar görmüş ahşaplar, özgün kesitinde emprenye edilmiş ahşaplarla değiştirildi. Cami genelindeki tüm ahşap kapılar ve ahşap kepenkler böceklere karşı ilaçlandı. Üzerlerindeki cila çıkarılarak, temizlikleri yapıldı, kurt delikleri macun ile dolduruldu, çürümüş yerleri özgün malzemesiyle değiştirildi, son olarak da gomalak cilaları yapıldı.

Dış avluya açılan Çorbacı, Türbe, Boyacı ve Börekçi kapılarının mikro kumlama yöntemi ile temizlikleri yapıldı. Türbe kapısının eksik olan harpuştası, küfeki taşıyla tamamlandı.

Camide üç kere raspa yapıldı, her yapılan raspadan sonra ortaya çıkan bezemeler çizime aktarıldı. 1766 yılında deprem nedeniyle büyük bölümü yıkıldıktan sonra yeniden inşa edilen camide yapılan bezemeler yeniden ihya edildi.

Hünkar Kasrı üst örtüsündeki kurşun değiştirildi. Hünkar Mahfeli’nde bulunan ahşap kafeslerde, böceklere karşı fümigasyon yapıldıktan sonra, üstündeki boya tabakaları raspa ile alındı. Kafeslerin üzerine gelen oymalı ahşap başlıklar onarım için atölyede bakıma alındı. Çürümüş yerleri değiştirildi, kurt delikleri macun ile dolduruldu, eksik yerleri tamamlandı.

Caminin tüm mermer merdivenleri bakıma alındı. 19. yüzyıl sonuna ait fotoğraflarda görülen püsküllü seramik süslemeler, yapılan araştırmalarda müzede oldukları tespit edildi, süslemeler yeniden ihya edilmek üzere özgün yerlerine getirildi.

Kaynak: AA

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: