Çare`sizlerin Çare`sine selam olsun. Filipinler için maddi ve manevi Himmet ve Gayret edenlerden Allah ebeden razı olsun…
Mübarek Ramazan-ı Şerifin yarısını geride bıraktık; medreselere, okullara, üniversitelere, hapishanelere, elimizin ve gücümüzün uzanabildiği birçok yerdeki insanlara ulaşmaya çalıştık. Belki Hz. İbrahim Peygambere su götüren karınca misali kabımızda ne kadar su varsa o ateşi söndürmek için döktük. Demedik: “Yahu bu su kime yeter, neye yeter…!” Dedik: “Bu su Nemrudun ateşini söndürmek için değil, o ateşin içinde İbrahim Peygamberi yaktırmayan Allah’ın rızası içindir.
Filipinler de; 100 milyonluk bu hıristiyan memleketinde 10 milyon Müslümanın belki onda birine ancak ulaşabildik. Ramazanı, Ramazandan önce getirmeye çalıştık. Bir çok bölgede, farklı şehirlerde, farklı üniversitelerde, medreselerde, hapishanelerde, unutulmuş olan mübarek ayları ve günleri hafızalara tekrar nakşetmeye çalıştık. “Kardeşler, üç aylara girdik” dediğimizde, “O ne abi?” diyen insanlara… Bugün mevlit kandili veya Mi’rac kandili dediğimizde “Ne olmuş ki bu gecelerde?” diyenlere… Ramazandaki rahmetin, bereketin ve mağfiretin farkında olmayan bu gariban insanların akıllarına ve kalplerine bu manaları işlemeye çalıştık üç aylarda. Ramazan forumları, üniversitelerde Ramazanın ve orucun manasını ve hikmetini açıklayan sempozyumlar, kitap standları, sinevizyonlar ne varsa elimizde kullandık. Ramazandan önce Ramazanı anlatmak için ve Ramazanda Ramazanı daha bilinçli yaşamak için…
Ve Ramazan geldi Filipinlere. Maddi manevi bereket ve bolluğu ile geldi dünyanın her yerinde olduğu gibi. Bu Kur`an ayında hatim programları yapıldı. İlahi mesaj daha fazla okunup anlaşılmaya çalışıldı. Geceleri sabahlanıp dualar edildi. İftarların ve teravilerin keyfi çıkarıldı ve çıkarılıyor. Yeni Müslüman olup ilk defa oruç tutan kardeşlerimizin heyacanı vardı. Bir elinde su, bir elinde hurma ezan sesini duyunca ne yapacağını bilmeyen orucun nasıl açılacağını bilmeyen şaşkın şaşkın abilerinin koşuşturmalarına bakan kardeşlerimizin heyecanı vardı Filipinlerde… Medreselerde ufak talebelere verilen iftarların heyecanı vardı Filipinlerde… Belki de ilk defa “Ate (abla) patlayacağım, yürüyemiyorum” diyen ufaklıkların heyecanı vardı Filipinlerde…
Bugün burada,Iligan şehrinde, IIT üniversitesinde ki buranın en büyük devlet üniversitelerinden biridir ve teknik bir üniversitedir, inanılmaz güzel ve büyük bir organizasyon yapıldı.150 kişiye yakın iftar verildi, Hıristiyan birçok öğrenci katıldı, okulun fakülte dekanları ve öğretim görevlileri katıldı, iftardan önce Kuran ve Mucizesi hakkında Risale-i nur eksenli 2 saatlik bir sunum yapıldı, okul rektörü de bu sunumda konuşma yaptı. Kitap standı açıldı, burada hiç bir yayın evinin İslamla alakalı kitap basmamasından ve satmamasından kaynaklanan bir susamışlık ile insanlar neye susamış ise bu standlardan kitaplar aldı, bir çoğu kendi için değil İslama ilgi duyan Hıristiyan arkadaşı için aldı. Belki Türkiyemin maneviyatından kaynaklanır bu tarz organizasyonlara çok ihtiyaç yoktur ama burada bu standlar vesilesi ile birçok kişi Müslüman olmuş ve dava insanı olmuştur. `Allah razı olsun ben yeni Müslüman oldum, kendim araştırdım ve İslamı tercih ettim, yarım yamalak namazı ve diğer farzları öğrendim. İstiyordum ki bazı Müslümanlarla tanışayım ve dinimin esaslarını, inceliklerini doğru öğreneyim` diyen ve bu standlardaki abilere sarılan insanlara şahit olduk buralarda vs…. bu kadar özetleyebiliyorum…
Ben Filipinlerin henüz ilk 15 gününden bahsettim daha bahsedemediğimiz kaçırdığımız, farkında olmadığımız nice olaylar yaşandı bu diyarlarda. Allah Türkiyemizden ebeden razı olsun, buraya maddi manevi dua ve himmet eden yurdumun insanından Allah ebeden razı olsun, özellikle birçok ülkeye de yardım eli uzatan ve Filipinleri de bu yardim kampanyalarından mahrum bırakmayan Çare Derneğinden Allah ebeden razı olsun.
Ben bu yazıyı bitirdiğimde saat sabahın 6:00 i idi. 12 Filipinli kardeşle sahur yapılmış, sabah namazı kılınmış, tesbihatlar ile Esma-ul Husna okunup gecemiz ihya edilmişti. Şu an ise Türkiye’de saat gece 12 civarıdır, yani Filipin sabahlama vazifesini Türkiye’ye bırakmıştır. Dünya bir ağız olmuş Rububiyet-i İlahiye’ye ubudiyet ile teslim olmuştur.