Futbol, Risale-i Nur için Fırsat Oldu

Esselemu Aleykum Verahmetullahi Ve beraketuhu,

Evvela, seksen sene bir ömür semerâtını kazandırabilen mubarek Ramazan-ı şerifinizi ve yaklaşan Leyle-i kadrinizi tebrik ederiz.

Yaklaşık 4 ay önce nur hizmetlerine ilk adımın atıldığı Arjantin’de, Cenab-ı Hakk’a şükürler olsun ki, 4 kitabın basımını gerçekleştirmek nasip oldu. En son olarak bin adet baskıya verdiğimiz, Ramazan, İktisat ve Şükür Risalelerini matbaadan teslim aldık. Aynı gün, teravih namazı için gittiğimiz El Ahmed camiinde, cemaate takdim ettik. Ertesi gün, cuma namazı sonrasında da hem daha önceden tanıştığımız, hem de yeni tanıştığımız kişilere verdik. Ayrıca camii yetkililerinden aldığımız izne binaen ramazan ayı boyunca cuma ve cumartesi günleri burada Sözler Neşriyat adına küçük bir stand açıp, nurları cemaate sunacağız. İnşallah bu şekilde doğrudan ve çok daha hızlı olarak kitaplarımızı arzu edenlere ulaştırmış olacağız.

LATİN AMERİKA KUPASI VESİLESİYLE OTELLER HEP DOLUYDU

Geçtiğimiz ay içerisinde Arjantin’in ikinci büyük şehri olan Cordaba’daki kitap fuarını fırsat bilerek, dört şehri kapsayan bir seyahatimiz oldu. Amacımız, buralarda broşür dağıtıp, daha önceden de internet üzerinden tanıştığımız müslüman kardeşlerimizle görüşüp, onlara da yeni bastığımız kitaplarımızdan vermekti. Ancak tahminimizin çok fevkindeki hadiseler, insanların nurlara olan iştiyakı ve güzel hizmetleri sonradan hayretle müşahede ettik.

Cordoba’ya ulaştığımızda öğrendiğimiz, Latin Amerika kupası vesilesiyle oteller hep doluydu. İlk bakışta olumsuz görünen bu durum, bizim hiç planlamadığımız, bir çok farklı Latin Amerika ülkesinden insanları Cenab-ı Hakk’ın ayağımıza göndermesinden başka birşey değildi. Bu vesile ile 5 binden fazla broşür dağıttık.

“BU KİTAPLARI NEREDEN ALABİLİRİZ?”

Elhamdulillah, burada hizmetler, kalacak olduğumuz otelin hemen girişinde başladı. Lobide tanıştığımız hıristiyan bir kişiye Üstadımızdan ve Risalelerden bahsettik, hemen kitapları almak istedi biz de 23.söz, Küçük Sözler ve Hastalar Risalesini takdim ettik, inşallah hidayetine vesile olur. Sonrasında ise dışarıya her çıkışımızı adeta meleke haline getirmek suretinde sokakta, caddede insanlara broşür dağıtıyorduk.

Broşür dağıtımı vesilesi ile çok enteresan hadisedeler başımıza geldi. Mesela, ayaküstü bu nurlu cümleleri okuyanlar hemen soruyordu; “Bu kitapları nereden alabiliriz?” Biz de hemen çantamızdan çıkartıp veriyorduk. Bunun çok numuneleri var, hatta bir defasında hastaneye bir arkadaşını ziyarete giden bir kişi bir tane Hastalar Risalesinden almak istedi. Fakat biz bir tane arkadaşın bir tane de senin için diyerek iki tane verdik. Yine hızlı bir şekilde dükkanlara dağıtaraktan otele doğru yürüyorduk. Hediyelik eşyalar satan, sonradan isminin Amine olduğunu öğrendiğimiz bir bayan bizi dükkana çağırdı. Halbuki, biz aynı kişiye bir gün önce broşürlerden vermişiz. İkinci gün bizi tekrar görünce Üstad ve Risaleler hakkında sorular sordu ve 20 adet kitaplarımızdan aldı. Burada adres sorma, alışveriş yapma gibi vesileler ile tanıştığımız kişilere dahi kitaplarımızı tanıtıyorduk.

BİR GÜN ÖNCE RİSALE İLE TANIŞTI VECİZEYİ EZBERLEDİ

Cordaba’da sonradan Müslümanlığı seçmiş hareketli cevval Müslümanlarla tanıştık. Bunların 6-7 kişilik bir gurubu var. Bu gurupla hemen hemen her gün takipli ders yaptık. İkinci akşam, takipli dersimizde ise şöyle güzel ve manidar bir hadise oldu; Ders bittikten sonra, masanın üzerinde bulunan zorlukla görülebilen küçücük bir sineği göstererek, “İşte bu da Allah‘ın bir sanatı” dedik. Bunun üzerine henüz bir gün önce tanıştığımız ve ayrılırken broşürden ve kitaplarımızdan verdiğimiz Emir Asad kardeşimiz, “Sivrisineğin gözünü halkeden güneşi dahi o halketmiştir” vecizesini ezberden okudu. Biz daha şaşkınlığımızı atamamışken, 3. Sözden bazı kısımları ve Birinci Sözden “Her bir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar Bismillah der. Rahmet feyzinden bir süt çeşmesi olur. Bizlere, Rezzak namına en lâtif, en nazif, âb-ı hayat gibi bir gıdayı takdim ediyorlar” diye bahsedince biz hem çok sevindik hem de çok duygulandık.

Daha sonra Cuma namazı için buradaki İslam Kültür Merkezine gittik. Burada da namazdan sonra kitaplarımızdan, Türkiye’deki hizmetlerden, okuma programlarından ve dershane sisteminden bahsettik. Çoğu kişi Cordoba’da da hemen dershane açılmasını arzu ettiklerini söyledi ve açıldığı halde derslere katılmak üzere çağırmak için telefon numaralarını verenler oldu.

HIRİSTİYAN AMA “TEK YARATICI”YA İNANIYOR 

Seyahatimizin ikinci durağı Santa Fe şehrinde ise, Pablo isminde genç bir öğretmenle tanıştık. Bu kişi de, Arjantin’de onlarca kez duyduğumuz aynı şeyleri söylüyordu; “Hıristiyanım fakat dini vecibeleri yerine getirmiyorum.” Fakat Pablo’yu diğer kişilerden ayıran bir tarafı vardı. O “Tek Yaratıcı”ya inanıyor ve İslamiyet hakkında hayli araştırma yapmış ve Kur’an okumasını öğrenmek isteyen birisi idi. Potansiyel bir müslüman olan Pablo’ya da kitaplarımızdan verip, iletişim bilgilerini aldıktan sonra yolumuza devam ettik.

Santa Fe ve Rosario şehirlerinde de aynı şekilde broşürler dağıtıp, kitaplarımızdan isteyenlere verdik. Hatta Rosario’daki bir kişi, almış olduğu üçer adet kitaptan 15’er tane çoğaltıp iş yerindeki arkadaşlarına dağıtacağını ifade etti. Ve en son olarak geçtiğimiz perşembe günü arkadaşlarını evinde davet ettiğini ve 11 kişilik bir grupla ders okuduklarını haber verdi. Bir gecede üç kitabı da okumuşlar. Dahası, gruptaki herkes okunanları çok sevmiş ve her hafta toplanıp nurlardan okuma kararı almışlar. Rabbim inşallah, dualarınızla bu şehirlerde de medrese-i nuriyeler açılmasını nasip eder.

DERSANEDE İFTAR PROGRAMLARI 

Ramazan dolayısı ile aynen Türkiye’deki gibi dershanemizde iftar programları yaparak, tanıştığımız kişileri dersaneya davet ediyoruz. Bu vesile ile başladığımız dersler ramazandan sonra da cuma günleri düzenli olarak devam edecek.

TERCÜMELER… 

Bunlarla beraber, tercümeler devam ediyor. Uhuvvet Risalesi, 20. Mektup (ikinci makamı dahil), İhlas Risaleleri, 11. Lem’a Mirkatü’s sünne risaleleri bitti. Şimdi ise Meyve Risalesi ve 33 Söz devam ediyor.

ORADA BİR TOHUM ATIN CENAB-I ALLAH ONU BİN YAPACAK 

Elhamdulillah, Arjantin’den ve diğer hariç memleketlerden gelen hizmet haberlerinden anlıyoruz ki; Nurların parlama zamanı gelmiş. Her yerde inkişaf ediyor. Adeta öyle ki nurları dokunduğunuz her yer yeşeriyor. Arjantin’e gelmeden önce başta Sungur abinin olmak üzere ağabeylerin duasını tek tek alırken Seyyid Salih Özcan abi şöyle demişti, “Orada bir tohum atın Cenab-ı Allah onu bin yapacak. İnşallah sen git arkandan ben de geleceğim” diye 2-3 kez tekrar etti. Mustafa Sungur abi de, “Şimdi hizmet etmenin tam zamanı ne kadar hizmet edebiliyorsanız edin. Bir zaman sonra bu rahat zemini bulamayacaksınız” diyerek teşvik etti. Şimdi hakikaten ağabeylerin duasını görüyoruz ve o sözlerini hakikaten daha iyi anlıyoruz. Ne mutlu bu hizmeti imaniye ve Kur’aniyede olanlara ki Allah’ın yapmış olduğu bu hizmette bizleri istihdam ediyor.

Cenab-ı Allah başta Üstadımızın, abilerimizin ve cemaatimizin dualarının neticesi olan bu hizmetlerde istihdamımızı daim eylesin. Burada hizmetlerin inkişafı ve devamı için dua ediyor, dualarınızı bekliyoruz.

 Arjantin Nur Talebeleri

Risale Haber

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: