Gençlerimizin Hali Ne Olacak?

Uzun zaman oldu liselerin önünden geçmeyeli !

Aslında geçmemek  ve gitmemek için gayret ettiğimi de belirtmeliyim.

Çünkü en son geçtiğimde duyup gördüklerim mahcubiyet ve hayal kırıklığı  ile beraber derin izler oluşturdu kalbimde.

Gençlerin  ağzından çıkan küfürlü sözlerin ve birbirlerini rencide eden cümlelerin ne ölçüsü var ne ayarı.

Erkek ve kız ayırımı yapamıyorum birbirlerine  küfürlü sözlerine  aynı tonda, aynı üslubla cevap veriyorlar.

Sigara,  küfürlü sözler,  şiddet ve daha birçok uygunsuz davranışlar; burası bir eğitim yuvası mı?

Geçenlerde bir arkadaşımla konuştum ” Çok zor bir hafta geçirdik ” derken sesi çok üzgündü.

Liseye giden oğlunun yumruklandığını, evire çevire dövüldüğü için uykusunda korku ile sürekli çırpındığını ve korku yaşadığını anlattı.  Hem şaşırdım hem üzüldüm  ” İlgililer ile görüştün mü? ” diye sordum.

 “Bunlar normal durumlar daha kötü olaylar ile karşılaşıyoruz. Önce biz kendi can güvenliğimizi koruyalım, sonra sizin çocuklarınıza sahip çıkalım.” demişler.

Şaşkınlığım katlanarak çoğaldı. İnanılır gibi değil !

Biz evlatlarımızı; gözümüzden sakındığımız , geleceğimizi  her sabah bir bilinmezliğe mi uğurluyoruz acaba?

İdarecilerin ellerinin bağlı olması,  eğitimcilerin  sadece vazifelerini yapmaları.

Gayret ve çaba gösteren öğretmenlerin  sayısının azınlıkta kalması,  ailelerin parçalanmış olması.

Arkadaşım oğluna vuran öğrenciye ”Niçin oğluma vurdun? Aranızda bir sorunmu var? ” sorusuna öğrencinin verdiği cevap hayret ve acı verici;

“Hayır hiçbir neden yok, sadece stresliydim rahatlamak için vurdum. “

Hayata hastalıklı bir pencereden bakan bir dolu liseli erkekler,

Arayış ve edepden uzak sık sık erkek arkadaş değiştiren liseli kızlar,

Aile kavramı diye bir şeyin kalmadığı, kendi sorunlarının fırtınasında kaybolmuş bireyler,

İletişim, sevgi, anlayış ve sabırdan uzak; evladına öğüt  bile veremez hale gelen ebeveynler,

Tüm bu karmaşanın içinde düzgün, idealist  ve temiz bir genç yetiştirme gayretinde olan, değer yargısı olan ve hergün gözü arkada kalarak bunca kayıp gençliğin içine  evladını göndermek zorunda kalan endişe içinde seslerini kimselere duyuramayan çaresiz aileler.

Kim  ve kimler sorumlu?

Yoksa tamamı mı?

Kime soracağız? ” Bu gidişin sonu nereye diye? “

Nagehan İpek

cocukaile.net

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: