Gezi Parkı Olayları, İkinci Bir 31 Mart Olayıdır

ahmet-akgunduz-gezi-parki-olaylari-ikinci-bir--mart-olayidirMuhterem Arkadaşlar;

Gezi Parkı Olayları, ikinci bir 31 Mart Olayıdır. Orada hedef Sultan Abdülhamid Han’ı iktidardan indirmek ve Osmanlı Devletini dağıtmak idi ve irticacılar çıkardı diye Birinci Halk Partisi olan İttihad ve Terakki tarafından gerekçelendi. Bu ise dinsizler, PKK’liler, sarhoşlar, faizciler ve CHP zihniyeti tarafından tertipleniyor. Yani dinsiz bir 31 Mart Olayıdır. Geliniz kimler bu iki harekette de devrede beraber görelim:

31 Mart’a kimler neden Abdülhamid Han’a karşıydı?

a) Avrupa’da tahsil gören bazı gençler ve genç subaylardır. Buna Galatasaray Mektebi gibi seçkin okullarda okuyanları da katmak gerektir. Aleyhindeki ilk propaganda yapanların, Rusya’dan gelen gençler, Avrupaî hayat yaşayan ailelerin çocukları, Arnavudlar gibi Türk olmayan aile çocukları olması dikkat çekmektedir.

b) Avrupalılar, milyonlarca Hıristiyan’ı pençesinde tuttuğu, hilâfet sıfatıyla Müslümanlar üzerindeki manevi nüfuzunu kullandığı ve güttüğü dış politika ile Hıristiyan devletleri birbirine düşürdüğü için, Abdülhamid’i asla sevmiyorlardı.

c) Filistin’i kendilerine satmadığı için Yahudiler ve Müslümanları kırdırtmadığı için de Ermeniler Abdülhamid’i sevmiyorlardı.

d) Hicaz demiryolu ve Bağdad demiryolu ile petrol bölgelerini onların elinden alan Abdülhamid, İngilizler ve Fransızlar tarafından da asla sevilmiyordu. Kısaca dinini ve vatanını sevenler, II. Abdülhamid’i seviyor; ama bu iki değere düşman olanlar Abdülhamid’i sevmiyorlardı.

Gezi Parkında kimler hükümete karşıdır?

a)      Eğer hükümetle görüşmek için teşkil edilen komisyona bakarsanız anlayacaksınız: Cami düşmanı mimarlar, komunist sendika liderleri, Müslümanları katleden Esed’ciler, Alevilikten nasibi olmayan ve o adı kullanan dinsziler. Yani kısaca Avrupaî hayat yaşayan ailelerin çocukları, Ermeniler gibi Türk ve Müslüman olmayan aile çocukları olması dikkat çekmektedir.

b)      Avrupalılar ve buna ilaveten Amerika ve İsrail. Avrupa şu anda belki Gezideki serseriler muvaffak olur diye bayram yapıyorlar. Aslında buna dai en güzel yorumu Rus Faşist lider Jirinowski yaptı: Türkiye’nin yeni Osmanlı olmasını engellemek, İslam alemi ile ittifak yapmasını önlemek ve İslam aleminin maddi servetinin Türkiye’de toplanmasına mani olmak isteyenler.

c)       PKK’yi bitirerek Kanal İstanbul, 3. Köprü, 3. Havaalanı, IMF borçlarının kapatılması ve Türkiye’nin uçuşa geçmesini istemeyenler (Süleyman Özışık Beyin makalesini okuyunuz). Abdülhamid ile ne kadar benzerlik arzediyor.

d)      One Minute hadisesi yani yine Filistin Meselesi ve Türkiye’nin dünyada lider duruma gelmeye başlaması ve kısaca İttihad-ı İslam belirtilerinin görülmesinden rahatsız olanlar.

e)      Kısaca dinini ve vatanını sevenler, bu hükümeti seviyor; ama bu iki değere düşman olanlar sevmiyorlar.

Nasıl tepki verelim?

Burada Bediüzzaman’ın tesbitleri (İhsan Atasoy Ağabeyin işaret ettiği gibi) devreye girmelidir.

1)   Asla emniyet ve asayişi ihlal edecek derecede olumsuz hareket etmeyeceğiz. Ancak şu gerçekleri de unutmayacağız. Ancak yalancı basının iftiralarına kulak verip de Türkiye’yi şahlandıran bu samimi insanları asla yedirtmeyeceğiz. Kusurları varsa şahsen görüşüp anlatacağız. Zira şu anda söylenecek aleyhteki her söz ehl-i dalalet hesabına geçecektir.

“Evet bu zamanda dinsizlik hesabına, benlikleri firavunlaşmış derecede ve imana hücumları zamanında onlara karşı tedafü’ (savunma) vaziyetimizde tevazu ve mahviyet göstermek, büyük bir cinayet ve hıyanettir. Ve o tevazu, tezellül hükmünde bir ahlâk-ı rezile olur. Onlara karşı izzet-i diniyeyi ve şerafet-i ilmiyeyi muhafaza etmek için kahramancasına bir sebat bir kuvve-i maneviyeyi göstermek, acaba hiçbir vecihle hodfüruşluk olur mu? Hiçbir şöhretperestlik ve enaniyet olur mu ki, o zât öyle tevehhüm etmiş.” Emirdağ Lahikası-2 ( 153 )

“Ehl-i dalalet, Kur’an-ı Hakîm’den alıp neşrettiğimiz hakaik-i imaniye ve Kur’aniyeye karşı müdafaa ve mukabele elinden gelmediği için, münafıkane ve desisekârane iğfal ve hile dâmını (tuzağını) istimal ediyor. Dostlarımı (burada da hükümeti) hubb-u câh, tama’ ve havf ile aldatmak ve beni bazı isnadat ile çürütmek istiyorlar. Biz, kudsî hizmetimizde daima müsbet hareket ediyoruz. Fakat maatteessüf herbir emr-i hayırda bulunan manileri def’etmek vazifesi, bizi bazan menfî harekete sevkediyor.”

2. Hükümet yetkililerine ve ehl-i imana da tamamen menfaatleri için Türkiye’yi ateşe atmak isteyenlere taviz vermeyiniz. Şu hakikatı unutmayınız:

“Menfaat üzere çarkı kurulmuş olan siyaset-i hazıra; müfteristir (parçalar, Taksim’de inşaat demirlerini bile parçaladılar), canavardır. Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen (seimli görünmeye çalışırsan); merhametini değil, iştihasını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister. Sözler ( 707 )

Hürmetlerimle

Prof. Dr. Ahmed Akgunduz

Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü