Görünmeyen Terör

Mehmet Abidin Kartal

Terör, siyasi, dini veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere; resmî, mahalli ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terimdir.

Dünyada siyasi ve ekonomik hedefleri gerçekleştirmede şiddeti, öldürmeyi metot olarak seçen ve kendilerini hak ve hukuk ile bağlı görmeyen devletlere terörist devletler diyoruz. Terörist devletler, hedef ülkeleri ahlâken çökertirler, aile yapısını bozarlar, iç karışıklıklar çıkarırlar, insan ölümlerini normal hale getirirler. Bunun için her yola başvururlar. Hak, hukuk, adalet, ahlak tanımazlar. Terörist devletlerin nihai hedefleri, masum insan kanını akıtarak, insanları korkutmak, sindirmek ve köleleştirmektir

Terörist devletler, bugün ekonomik  çıkarların ön planda olduğu, haklının değil, güçlünün sözünün geçtiği dünyada, böl ve yönet oyunu ustalıkla sürdürerek hedeflerine varmaya çalışıyorlar. Bu devletlerin,  en üstte benim altta kalanın canı çıksın anlayışı,  ekonomide, teknolojide, bilimde, sanatta yükseldikçe aç gözlülüklerini, modern yamyamlıklarını, zulümlerini de arttırdı. Doymak bilmeyen hırsları insanlığı ağlattı, insanlığı kanattı, dünyayı kan gölüne çevirdiler. Önlerindeki sofrayı bitirmeden, binlerce kilometre ötedeki sofralara gözlerini diktiler. İnsanların sofralarındaki ekmeği çaldılar. Barışa darbe yaptılar. Bugün dünyanın değişik bölgelerinde yaşanan olaylar, savaşlar bunlardan ibarettir. Bu gözle görülen terörün sonucudur.

Gözle görülen terörün zirvesi 15 Temmuz 2016’da Terörist devletlerin maşası, taşeronu olan, Fetö hain terör örgütü tarafından, ordumuzdaki asker elbisesi giymiş hainler tarafından ülkemizde darbe yaparak yönetimi ele geçirmek isteyenler tarafından yapılmıştır. Terörist devletler hedeflerine varmak için bütün terör örgütlerini kullanarak Türkiye’ye diz çöktürmeye çalışıyorlar. Cumhurbaşkanımızın bunlara cevabı, “Başaramayacaksınız, Milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, vatanımızı parçalamayacaksınız, Türkiye’yi bölemeyeceksiniz, devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımız susturamayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka boyunduruk vuramayacaksınız.” Şeklinde oluyordu.

Görünmeyen terör nedir? Burada da insanlar öldürülüyor. Nesiller yok ediliyor. Nasıl mı? Yavaş, yavaş…

Allah insanı, alemleri yaratmış ve ölçüyü (mizan) koymuştur. “Ölçüyü bozmayın” demiştir insana… Fıtratı bu ölçüler üzerine kurmuştur. Sanki ölçülere uydukça varoluş gerekçesinin devam edeceğini yazmıştı kader defterine… Fıtrat zorlandıkça da, varoluş gereklerinin azalacağını… “Ekini ve nesli mahvetmek” ölçüde azgınlaşanların yoludur…Ekin ve neslin mahvedilmesi ise, insanın tükeniş çığırında yol alması demektir

Bilindiği gibi canlıların ve bitkilerin hücrelerinde bütün kalıtsal özelliklerini taşıyan DNA’lar ve DNA sarmallarında da o canlının ya da bitkinin binlerce özelliğini kodlayan genler bulunur. Diyelim ki domatesin kırmızılığını sağlayan kırmızılık geni, sertliğini sağlayan sertlik geni vb. Eğer domatesin daha sert olup raf ömrünün uzun olmasını istiyorsanız, sözgelimi fındığın kabuğunun sertliğini sağlayan geni alıp domatesin gen dizisine ekliyor, böylece sert bir domates elde etmiş oluyorsunuz. Artık kırmızılığı için de bir kırmızılık geni bulmak zor değil. Bunu hayvanlar, hatta insanlar üzerinde de yapabilir ve bir canlıdaki özelliği bir başka canlıda oluşturabilirsiniz. İşte doğal yollarla olması mümkün olmayacak şekilde, genleriyle oynanarak elde edilen bitkiler ya da canlılara GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) tabir edilir. Bunlar için transgenik ürünler tabiri de kullanılır.

Allah “Allah’ın size verdiği rızıkların helâl ve temiz olanından yiyin.” (Mâide, 5/88, Nahl, 16/114) buyurarak gıdaların mutlaka “helal” olmasını şart koşmuştur. Hayatta kalabilmek için beslenmek zorunda olan insan, bu ihtiyacını çeşitli şekillerde karşılayabilmektedir. Ama her beslenen, doğru beslenemediği için çeşitli rahatsızlıkların görülmesi de kaçınılmaz olmuştur. Tabii gıdalar büyük orandaki nüfusu doyurabilmek için ister istemez sanayi ürünü gıda üretimine başvurulmuştur. Sanayi tipi gıda üretimi karşımıza GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizmalar) ürünleri çıkarmıştır. Yanı sıra binlere çeşit katkı maddesi ile karşı karşıya gelinmiştir. Dünyada elinde imkân bulunan belli bir zümrenin ekinin ve neslin bozulması konusunda çok büyük bir gayret içerisinde olduğunu görüyoruz: „Öyle insanlar vardır ki, dünya hayatına dair sözleri senin hoşuna gider. Kalbinin temizliğine de Allah”ı şahit tutar. Oysa o çok yaman bir düşmandır. İş başına geçince yeryüzünde fesat çıkarmak ve ekini de nesli de mahvetmek için çabalar. Ona: “Allah’tan kork!” dense gururu, kendisini günaha sürükler. Artık ona cehennem yetişir; ne kötü bir yataktır o!.. “ (Bakara 2/204-205). İnsanlık düşmanı bu insanlar, yönetimin başına geldiklerinde onların önce inancını bozar ve arkasından hem tarım ürünlerini, ekini hem de nesli bozarlar.

Aslında GDO’ların ortaya çıkma nedeniyle ilgili değerlendirmelerde, artan nüfusu beslemek, açlığı gidermek, verimi artırmak gibi amaçlar yoktur. Tek bir amaç var; kendi ürettiğini satmak. Bu sayede tekelleşen dünya tohum pazarını kullanarak ülkeleri kontrol altında tutmak. İnsanların hasta olması, ölmesi onları hiç ilgilendirmiyor. Kazanmak için her şey mubah. Bu gıda terörüdür. İnsanlar yaşayabilmek için gıdaları yemek zorundadırlar. Gıda terörü insanları yedirerek öldürmektedir. Temiz ve helal olan gıdalar kirletilmiştir. Beşerin bulaşık eli mizanı ve dengeyi bozmuştur.

Rahman Suresinde Allah kainata bir mizan yani bir ölçü, bir adalet koyduğunu söylüyor ve ekliyor: Şayet bu insana (onun hevasına/ihtiraslarına) kalsaydı insan mutlaka mizanı bozardı. Genetik müdahaleler fıtratı bozduğu gibi mizanı da bozmaktadır.

Şu ana kadar ki hiçbir müdahale Allah’ın yarattığı kadar güzelini ve iyisini meydana getiremedi, getiremeyecektir. Hekimler sağlıklı olmanın  yolunun hiçbir suni müdahaleye maruz kalmamış sebze ve meyvelerle beslenmeden geçtiğini söylüyorlar.

Bugün dünya  görünmeyen  terörün kıskacı arasındadır. Görünmeyen terör gıda terörüdür. Gıda terörü, canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için yemek suretiyle tüketmeleri gereken maddelerin, ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla her türlü yolun kullanımıdır. Bu ‘her türlü yol’ da gıdalarda tağşiş (Tağşiş, gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin, mevzuata veya izin verilen özelliklerine aykırı olarak üretilmesi halini) ve taklitten, (Taklit, gıda maddesini ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerini; şekil, bileşim ve nitelikleri itibariyle evsafında olmayan özellikleri haiz gibi göstermeyi, ifade eder.) GDO’ lu gıda üretimine kadar her yol mubahtır gıda teröristlerce…

Gıda terörü, sağlığı tehdit ediyor. Gıda sektörü tarafından üretilen ve aldatıcı reklamlarla dezenformasyonlarla insanlar için elzem gıda maddesi olarak sunulan işlenmiş ve binlerce katkı maddesi kullanılmış gıdalar insanların sağlığına değil yüz milyarlarca dolarlık piyasası olan gıda sektörünün faydasına çalışır. Bu gıdalarla insanlar sağlığını kaybederken gıda sektörleri kasalarını doldururlar. Yüksek oranda zararlı yağ, şeker, tuz ve katkı maddeleri ihtiva eden işlenmiş gıdalar sahte gıdalara dönüşmüştür ve insanları beslemez. Bunların raf ömrünü uzatmak için içine konulan kimyasallar, düşük besin değerleri tüketenlerdeki toksinleri arttır hastalıkları tetikler.

Araştırmalar gıda terörünün başında yer alan,  insan sağlığının baş düşmanları olan, hazır, katkı maddesi kullanılmış yiyeceklerin, sigaradan daha ölümcül olduğunu ortaya koymaktadır.İngiltere’de yapılan  bilimsel çalışmaya göre cips, fast food, gazlı içecekler ve tatlılar hastalıkların ve ölümün temel nedenini oluşturuyor.
İngiltere’de bu tür gıdalarla bağlantılı ölümlerin oranı yüzde 10.8 iken, sigaranın neden olduğu ölümlerin oranı 10.7 olarak belirlendi.
Araştırmalar, kötü, hazır yiyeceklerle beslenmenin,  hastalıkların görülmesinde en önemli faktör olduğunu vurguluyor.
İlkokulu bitiren beş çocuktan birinin obez, 3 yetişkinden ikisinin de aşırı kilolu olduğuna dikkat çekiliyor.
Araştırmalar, sağlıklı bir hayat için sigara alışkanlığından vazgeçilmesini, sağlıklı beslenilmesini ve egzersiz yapılmasını öneriyor.
Sağlıklı bir nesil için çikolata, şeker ve gazlı içecekler gibi ürünlere vergi getirilmesi ve boyutlarının küçültülmesi de talep ediliyor.

Bugün ve gelecekte insanlığın karşılaşacağı en büyük problem sağlıklı gıda problemidir. İnsanların hayatlarını devam ettirip gelecek nesillerin gelişimi için yeterli ve besleyici, sağlıklı gıda almaları gerekmektedir. Bu konuda toplumun eğitilerek bilinçlendirilmesi elzemdir. Suni hale gelmiş sözde gıdalar bizi yalnız fiziken değil ruhen de hasta ediyor. İnsanlığın bu gıda teröründen bir an önce bilinçlenerek kurtulması gerekmektedir.

Ölçü, sağlıklı, hamiyetli, vatanperver, dindar bir nesil inşa etmek istiyorsak, işe yiyip içtiklerimizin helal mi haram mı, temiz mi olduğu konusundan başlamalıyız.

“Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve temiz olarak yiyin ve Allah’tan korkun! Şüphesiz ki Allah, Gafurdur (çok bağışlayandır), Rahîmdir (çok merhamet edendir).” Enfal Suresi 69. ayet

 “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Ferâiz-i İlâhiye ise hafiftir, azdır. Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez. ” (Sözler, 6. söz)

“Hayatın hakikî zevkini ve lezzetini isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız ve feraizle (farzlarla) ziynetlendiriniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz” (Sözler: 23. Söz)