Haremeyn’in tarihi bu müzede

Mekke’deki Haremeyn-i Şerifeyn Müzesi, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’nin geçirdiği aşamaları tarihî eserler üzerinden gözler önüne sererken ziyaretçilerini iki mukaddes mekanın geçmiş günlerinde yolculuğa çıkarıyor.

Kâbe, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle ‘ilk beyt’. İbrahim Aleyhisselam ve oğlu Hazreti İsmail tarafından temelleri üzerinde ayağa kaldırıldı. Geçmişi daha da öncelere, Hazreti Adem’in tavaf ettiği Beyt-i Mamur’a uzanıyor. Mekke’nin sık sık maruz kaldığı seller sebebiyle yıkılan Kâbe, pek çok kez tamir edildi, yenilendi. Bugünkü binası 4. Murad dönemine ait. Peygamber Efendimiz (sas) zamanında Kâbe’nin etrafında boş bir alan bulunuyor, bu alanı Mekkelilerin evleri çevreliyordu. Hazreti Ömer zamanında ilk kez etrafı duvarla çevrildi, zamanla bu duvarların yerlerini kubbelerle örtülü mekânlar aldı. Harem-i Şerif avlusuna Makam-ı İbrahim, Zemzem kuyusu, dört mezhep için binalar yapıldı. Emeviler, Abbasiler, Memlükler, Osmanlılar ve Suudi Arabistan Krallığı zamanında sürekli genişlemelere ve yenilenmelere sahne olan Mescid-i Haram için dinî öneminin yanında geçen asırlar içinde önemli bir tarihî birikim meydana geldi. Aynı durum Medine’deki Mescid-i Nebevi için de geçerli. Mekke’de Hudeybiye yolu üzerinde 2004 yılında açılan Haremeyn-i Şerifeyn Müzesi, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’nin geçirdiği aşamaları tarihî eserler üzerinden gözler önüne sererken ziyaretçilerini iki mukaddes mekânın geçmiş günlerinde yolculuğa çıkarıyor.

***

Kâbe sütunu

Kâbe’nin tavanını, içinde bulunan üç ahşap sütun taşıyor. Müzede yenisiyle değiştirilmiş tarihî bir sütun ile Hicri 65 yılına ait bir sütun parçası da bulunuyor.

***

Kâbe merdiveni

Anahtarı saadet asrından beri Beni Şeybe ailesi tarafından korunan Kâbe’nin kapısı belirli zamanlarda açıldığında içeriye tekerlekli bir merdiven yardımıyla giriliyor. Müzedeki Osmanlı döneminden kalma ahşap merdiven, bir sanat eseri şeklinde imal edilmiş. Abanoz ağacından yapılan üç tekerlekli merdivenin, bazı kısımları pirinçten dökülüp altınla yaldızlanmış.

***

Makam-ı İbrahim maketi

Hazreti İbrahim’in Kâbe’yi inşa ederken iskele olarak kullandığı taş, Makam-ı İbrahim adıyla anılıyor. Her tavafın ardından, Kur’an-ı Kerim’de “Makam-ı İbrahim’i namazgâh edin” ayetiyle bahsedilen bu makamın ardında iki rekat namaz kılınıyor. İbrahim Aleyhisselam’ın ayak izini barındıran taş, günümüzde kristal bir fanus ve pirinç bir kafes ile korunuyor.

***

Zemzem kuyusu

Hacılara Zemzem suyu dağıtmak Cahiliye döneminde bile ‘sikaye’ denilen önemli bir görev olarak biliniyordu. Günümüzde pompalarla çekilerek dağıtımı yapılan Zemzem, geçmişte kovalarla kuyudan çekilmekteydi. Zemzem kuyusu Suud yönetimi zamanında tavaf alanını daraltmaması için önce yer altına indirildi, daha sonra bodrum şeklindeki bu mekânın girişi de kapatıldı. Müzedeki Zemzem kuyusu Osmanlı eseri.

***

Mescid-i Nebevi Minber Kapısı

Peygamber Efendimiz (sas) ilk zamanlarda bir hurma kütüğüne dayanarak hutbe okumaktaydı. Cemaatin artması üzerine üç basamaklı bir ahşap minber yaptırıldı. Mescid-i Nebevi’nin minberi zamanla bugünkü minber formuna kavuştu. Günümüzde Medine’de bulunan minber, III. Murad tarafından yaptırıldı. Mermer minberin ilk yapılışından kalma kündekâri tarzdaki ahşap kapısı müzede korunuyor.

Ali Kahraman / Zaman Gazetesi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: