Hayat Orkestrasında Vazifem Ne?

Bir kişi mühendislik ilminde mahirdir fakat tıp ilminde sözüne itimat edilmez, fıkıh usulünü iyi bilmek kişiyi fakih yapmaz, bu kişi fetva veremez. Tıpta kulak burun mütehassısı bir doktor, kalp hususunda bir fikir sorulunca – bu benim saham değil diyor. Tarih gösteriyor ki, bir şahıs çok fenlerde mütehassız olamaz, ancak çok dahi olanların dört yada beş fende söz sahibi olduğu görülmüştür.

Umuma el atmak umumî terk etmek demektir, maymun iştahlı olmamalı. Dört fakülte bitiirmekle övünen birine, keşke bir fakülte bitirip o sahada yüksek lisans, doktora yapsaydın belki bu gün profesör olabilirdin denmeli. Her fennin kendine göre melekeleri vardır, berberlik aşçılık gibi, iki aşçının önüne aynı malzemeleri koysanız aynı lezzette yemek yapamazlar, tecrübeli olanın lezzeti farklı olacaktır. Bir sahada uzmanlığı esas alan meleke sahibi olur. Her sahadan biraz bilgim olsun diyenin hali, başka alemden küremize gelen nakkaşın tasfirine benzer, zira nakkaş, insan tasfiri yaparken gördüğü diğer canlılardan da bazı azaları insana takmış ortaya garip bir tasfir çıkmıştır.

Her vadide at koşturulmaz, bakıyorsun kişi doktor fakat dini konuda bence, bana göre diyerek fetva verebiliyor, bu gibilerin sözlerine itibar edilmez, herkes kendi alanında konuşmalı, yan branj olabilir olmalıda tefsir alimi hadis de bilmeli o sahadan da istifade etmeli, ama birinde derinleşmeli. Yerleşmiş adettir, bir kitapta çok ilimler beraber bulunur, fizik kitabında matematik ve kimya olduğu gibi, tefsirlerde de bunları görebilirsin, bin yıl önce yazılmış tefsirler var günümüzde halen okunuyor, bazı bilgiler, tarih gibi coğrafya gibi bilgiler o günün şartlarına göre yazılmış, bu gün için yanlış olabiliyor, bunları çıkarmak gerek, din düşmanları bunları Müslüman’ların aleyhine kullanıyor.

Bir dükkanda cevherden başka kıymetsiz şeylerde olur, gayri müslüm camiye girmekle Müslüman olmadığı gibi tefsirlerin içine giren yanlış bilgiler tefsir sayılmaz, tefsire zarar vermez. Bir ev inşaa edilirken evin her bir yerini ayrı bir usta yapar, her bir yeri için gerekli malzemeler ayrı yerlerden tedarik edilir, boya, cam, kapı, pencere gibi, bu ölçü yani iş bölümü yapılması saadet sarayını inşaa ederken de olmalı. Terziye saat tamir ettirilmez.

Allah, canlı cansız her bir mahluka ayrı ayrı görevler vermiş, güneş ısıtıp aydınlatırken, ay bu ışığı yansıtmakla mükelleftir, öküzün gücünden ineğin sütünden istifade edilir. Adam ineğin sırtına binmiş inek dile gelmiş, “ben bunun için yaratılmadım”. Elma ağacının portakal vermemesi noksanlık değildir. insanın kabiliyetleri de bunun gibidir, her insan bazı istisnalar hariç bir konuda uzmandır.

Kişi kendine sormalı, hayat orkestrasında benim görevim ne? Hikmet-i İlahi kişiye bir vazife yükler bir görev verir, fakat emsallerinden üstün olma arzusu onu riyakârlığa atar, hilkatın gerekliliğini yerine getirmez, yaratılıştan gelen bu kurala uymayınca cehalet cehennemine düşer. Yapacağın işin en iyisini yap, hayatını iyi gözlemlersen muradı İlahiyeyi anlarsın. Allah insanlara kabiliyetler vermiştir bunları keşfetmelisin, kimi güzel resim çizer kiminin sesi güzeldir, kimi matematik, kimi sözelde iyidir, bu sahayı seçmeli bu sahada ilerlemeli, aksi davranış mutsuz eder, başarı gelmez.

Çetin Kılıç

Kaynak Şadi Eren muhakemat dersleri.