Hayırlı İşlerin Çok Muzır Manileri Olur
Yazıya başlamadan önce, ben hayatımda her düşüncemi ve hareketimi dini esaslara uydurmaya çalıştığımı bildiririm. Hatta Risale-i Nurlardan Aldığım İman Kuvveti ile, bende neş’vu nemalanan şefkatim, değil yalnız Müslümanlara. belki Küfrü ispat etmeye çalışanların dışında, bütün insanlara acırım, hidayete ermelerini Allaha dua ederim. Bu sebepten siyaseti sevmediğim halde, Belediye seçimlerinin yaklaştığı için, milletin faydasını umarak bazı hakikati sizinle paylaşmaya gayret edeceğim.
Evet, şuurlu Müslümanlar yüz yıla yakın uzun bir müddet içerisinde: Halk Partisi hükmettiği devrinde, yaşadıkları işkencelerden kurtuldukları için, sevinçten içleri ve dışları gülüyor. Daha önceden Hoca Efendinin cemaati de bu idare ile rahat faaliyet yaptıklarından memnuniyeti yaşadıkları halde, Şimdi onlar dahil Devlet milletin rahatlığını düşündüğünü, fiili ile ortaya sermeye çalışmaya başladığı bu zaman da: Onlar maalesef işimize karışma demeye başladılar. Halbuki, Başbakan dahil bakanların çoğu imanlı kimseler. Hoca Efendi maddi ve manevi yönden gençlere bir şeyler vermeye uğraştığının aleyhinde olmaları Hükümetin erkânlarından beklenemez.
Evet Allah’ımıza ne kadar şükretsek azdır. Çünkü Hükümetin üyeleri milletin her derdine deva olmaya çalışıyorlar. Okullarda Kur’an ve Siyer dersi koyulması; Memure olan hanımlar ve Öğrenciler başlarını örtebilmeleri; Türküm doğruyum çalışkanım Andını da kaldırdılar şükür. Bu And millete tefrika yapmaktan başka işe yaramıyordu ki. Kürt, Laz, Arnavut, Çerkez, ve daha başka milletlere, zorlamı Türküm dedirteceksin. Halbuki Hükümet milletin faydası için, dershanelerin kaldırılmasını istediğini, o cemaatin çoğu farkında değil. Bazısının da menfaatine dokunduğu için, zıp zıp zıplamaya başladılar. Niye düşünmüyorlar ki yaptıkları bu hareketle: Türkiye’de 24 sene Türkiyemizde Kur’an okunmasını yasaklayan Halk partisinin ve müspet değil menfi milliyetçilerin partisinin veya diğerlerinin ekmeğine yağ sürüyorlar. Hükümeti zora sokmak ve düşürmek için iftira atmaya da başladılar. Halbuki Kırkıncı hocamın yazısında da net görülüyor ki Müslümanlardan “Ulul emre” itaat etme mecburiyeti var. Allah’ımıza ne kadar şükretsek azdır ki: Bu güne kadar Hükümetin yaptıklarından değil yalınız Türkiye’de yaşayan Müslümanlar, belki: Din düşmanları hariç, bütün dünyada ki Müslümanlar Türkiye’ye alkış tutuyorlar. Hatta çok acayip karşıladım Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın doğum gününü Makedonya da Kutlayıp bayram yaptılar. Tüm Otobüs ve taksiler o gün insanları parasız taşımışlar.
Muhterem Kardeşlerim! Yapalım ne yapalım Düşmanı memnun edecek işlerden uzak duralım. Yukarıda saydığım partileri bir yana, hiçbir partiye oy vermesek te, dinsizlere yardım etmiş oluruz. Devletimizin aleyhine yürüyüşe çıkan gencin ölümünü de provoke ettiler güya ekmek almaya gidiyormuş, öyle göstererek cenazesine o kadar insan toplanıp yürüyüş manasında cenazeye katıldılar. Ama imanlı adamın polis evladı ölüyor, Baba yalnız bu oğlum değil, Vatan için mevcut olan dört bile evladım feda olsun. Evet Müslüman Vatanı için Irzı ve namusu için Hürriyeti için canına acımaz. İşte o can şehittir. Cennette ebedi mutluluğu kazanmaya onun o fedakârlığı sebeptir. “Salahat ve mahareti” kendinde birleştirebilen Türkiye’mizi ve Başbakanımızı Allah tüm hayırlı isteklerinde muvaffak eylesin.Amin…
Risale-i Nurdan bir parça: “Gaflet verecek,ve dünya boğduracak ve hakiki vazife-i insaniyeyi ve âhireti unutturacak olan en geniş daire olan siyaset dairesidir. Hususan böyle umumi ve mücadele suretinde ki hadiseler, kalbi de boğuyor. Güneş gibi bir iman lazım ki; her şeyde , her vaziyette, her bir harekette Kaderi İlahi ve Kudreti Rabbaniyenin İzini, eserini görsün, Ta o Zulmü Zulmette kalp boğulmasın, İman sönmesin; akıl tabiat ve tesadüfe saplanmasın.” (Emirdağ 76) Böylece oyunu verirken o oy Müslümanların lehine gitmiş olsun.
Abdülkadir HAKTANIR
www.NurNet.org