Hz. Üstad’ın İstanbula Gelişi

Şekerci Han
Şekerci Han

Doğu illerinin birinde açmak için üniversite

Seyahate çıkar İstanbul’a bu azim ve niyetle

 

Vedalaşır helalleşir Van Valisi Tahir Paşa ile

Hayatının idealini gerçekleştirmek dileğiyle

 

Vali “Şarkta bulunan tüm âlimleri ilzam ettin”

“İstanbul’daki büyük ulemaya ne diyeceksin”

 

Diyerek, İstanbul’a uğurlar Bediüzzaman’ı

Olmuştur Molla Said’in şekerci han mekânı

 

Hemen münazaraya davet etti bütün ulemayı

İstanbul’daki tüm âlimlere açık tuttu kapıyı

 

Asar, handaki oda kapısına şöyle bir levha

“Sual sorulmaz, cevap verilir her soruya”

 

İstanbul uleması duyunca bu müthiş haberi

Guruplar halinde ziyaret ederler Molla Said’i

 

Konu serbesttir her şeyden sorular sorulur

Suallere verilen cevapların hepsi doğrudur

 

İstanbul da bulunan bütün âlimler takdir eder

Ehli ilim hayretle karşılar bu ancak mucize der

 

Böyle âlime verilir ancak “Bediüzzaman” unvanı

Bütün Osmanlıya yayılmıştı artık şöhreti lakabı

 

Osmanlının başkentini gezmeye gelir

Mısırlı şeyh Bahid, İstanbul’da misafir

 

Âlimler Bediüzzaman’ın ilzam edilmesini ister

Şeyh Bahid’e bu isteklerini ısrarla söyler

 

Kabul eder teklifi bir münazara zemini arar

Ayasofya Camii çayhanesinde sualini sorar

 

“Avrupa ve Osmanlı hakkında görüşünüz nedir”?

Bediüzzaman, “Avrupa İslam devletine hamiledir”

 

Koca “Osmanlı da Avrupa’ya kalmıştır hamile”

Mutlaka “doğumları olacak günleri gelince”

 

Şeyh Bahid etrafındaki âlimlere dönerek hitaben

“Fikrim aynı ama veciz ifade edemiyordum ben”

 

“Görüşümüz bir, bu gençle edilmez münazara”

“Böyle söz, uyar ancak Bediüzzaman’ın tarzına”

 

Ezher üniversitesi öğretim üyesi şeyh Bahid

“Bediüzzaman” unvanının verilişine tarihi şahit

 

Bu söz ancak “Bediüzzaman’a” hastır o söyler

Ahirzamanın sahibi olduğunu da ispat eder

 

Bekir Özcan

www.NurNet.org