İçki Yasağını, Allah’a Havale (!) Eden Zihniyet

Bu kişi için sizler de “çok ilginç, akıl ve mantıktan yoksun ve özellikle de tamamen CEHALET fışkıran bir kişi” dediniz ve acaba kimdir diye de merak ediyorsunuz, değil mi? Şimdi hayretiniz iki katına çıkacak, hazırlıklı olunuz.

İçkiyi yasaklayan Allah cc olduğu halde, Hükümetin (genç nesli korumak amacıyla) bazı yerlerde içkiyi ve satışını sınırlamasını, akıl baliğ olmayan çocuklara alışverişini yasaklamasını, bu cümlelerle protesto eden o kişi bir chp Milletvekilidir.

Üstelik bu cümleyi T.B.M. Meclisi kürsüsünden haykırmıştır. Kim bilir belki de bazılarınız “bu zihniyetten, böyle çıkışlar elbette beklenir ama bu kadar da CEHALET olmaz ki” diye hayıflananlar olacak. Belki de inanmak bile istemeyeceksiniz. İnanmakta zorlananlar için, haberin linkini de manşetini de aynen veriyorum.

Buyurunuz: www.haberler.com/alkolu-yasaklayanlari-allah-a-havale-4668638-haberi/

Haberin manşeti: TBMM’de alkol ile ilgili düzenlemelerin görüşülmesi sırasında CHP’li Veli Ağbaba’nın, “Bu yasağı getirenleri Allah’a havale ediyorum” sözü, düzenleme ile ilgili tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Özellikle sosyal medyada en çok yorumlananlar arasına girdi. (Haberler.com)

Bu acınacak hal ve dramatik mizahi olay nedeniyle, hazır içkiden konu açılmışken, bu saçmalığı, mantıksızlığı ve cehaleti bir yana bırakarak, bu konuda birkaç ciddi kelam edelim.

Evet dostlarım, içkinin her çeşidi; insanlığa çok ciddi sosyal yaralar açtığı için, Kur’an içkiyi üç aşamada resmen yasaklamıştır. İçkinin bütün kötülüklerin anası oluşu ve şeytanın da en çok kullandığı bir tuzağı olduğu da tüm ilim ve din adamları tarafından sık sık vurgulanmaktadır. Örnek, olay veya kıssalarla anlatılanlar kalıcı etki bıraktığı için, ben de öncelikle bu konuyla ilgili çok önemli bir kıssa arz edeceğim, şöyle ki:

Şeytan’ın, herkes için apayrı tuzakları ve herkesi saptırıcı, birbirinden farklı iğvaları vurgulanırken, şu kıssa çok anlatılır: Bir abid, sürekli Allah’a cc. ibadet eder ve hep O’nun cc. en sevgili kulu olmak isterdi. Şeytan bir gün, yaşlı bir bilgin ve evliya zat kılığında bu abidin evine gider. Abid onu veli bir zat sanarak misafir eder.

Şeytanla muhabbeti koyulaşır. Şeytan abide; “ALLAH’ın en sevgili kullarından olmanın şartının (ve en kısa yolunun) bir günah işlemek ve tövbe etmektir, çünkü Allah Tövbe edenleri sever” diyerek ikna eder ve ona şu tercihleri sunar: “Ya içki içeceksin, ya zina edeceksin, yada cinayet işleyeceksin.” Abid ise en ağırlarını eleyerek, içki içip tövbe etmeyi tercih eder.

Gizlice bir meyhaneye gider ve orada sarhoş olana kadar içer. Abid oradan dönerken, şeytanın aveneleri de genç ve fahişe bir kadına vesvese vererek, onun dönüş yoluna getirirler. Tenha bir yerde abid o kadını görür ve aşırı sarhoş olduğu için de nefsine aldanarak onunla zina eder.

O anda onlara bakan birisini fark eder ve “beni herkese anlatır” endişesiyle o kişiyi öldürür. Sonra bu olay ifşa olunca abid yakalanır ve mahkemeye sevk edilir. Nihayet abidin idamına karar verilir.

Tam idam için götürülürken, şeytan yine bilgin ve veli zat kılığında yanında belirir ve ona, “..ben sana bir günah dedim, sen üç büyük günah işledin ve mahvoldun. Şimdi bana ibadet edersen, ben seni bu beladan kurtarırım” der. Tamamen çaresiz kalan o eski abid, bunu da yapar ve MÜŞRİK olarak idam edilir…

Allah cc hepimizi şeytanın iğvalarından korusun. Amin.

Nasıl, içkinin “Bütün kötülüklerin anası” olduğu, şimdi daha iyi anlaşıldı, değil mi?

Trafik kazalarının en önemli bir sebebi olduğunu ve en önemlisi de kendilerini yaktıkları gibi, zincirleme kazalara sebep olduklarından, tamamen masum aileleri de perişan ettiklerini, her günkü haberlerde izliyoruz.

SORU: Yukarıdaki haberde görülen zihniyettekiler, “efendi-efendi içersek ne zararı var ki” diye de çokça itiraz ediyorlar. Bu masum gibi gözüken şeytani cümle ile bazı safları da aldata biliyorlar. Buna ne dersiniz?

CEVAP: Bu zıkkımın efendiliği olmaz!… Çoğu haram olanın, bir damlası da haramdır. Çünkü, bunun çok önemli sebepleri de vardır. Orman yangınlarının veya diğer büyük yangınların tek bir izmaritten veya küçücük bir kıvılcımdan çıktığı unutulmamalıdır. Tıbben de sabittir ki, vücuda giren her içki damlası alışkanlık yapıp, daha çok istek uyandırıyor. İradesi biraz zayıf olanların frenleri de birkaç denemeden sonra tutmaz oluveriyor. Yukarıda “İçkinin her çeşidi” derken, bira’dan tutunuz da bonzai’ye kadar yüzlerce cazip (!) çeşitleri kast edilmiştir.

İnsan sağlığı, aile huzuru, sosyal barış ve birçok menfaatler getiren içki yasağı veya en azından sınırlanması, çok akıllıca ve geç kalınmış bir çalışmadır. Bu konuda gayret gösterenleri tebrik ediyor, karşı çıkanları ise keyif verici ve sarhoş edici her çeşit içkiyi yasaklayan Yüce Allaha havale ediyoruz.

İşte doğrusu da budur!… Vesselam.

A. Raif Öztürk