İlim insan için en faydalı haslettir

Bu sebepten gün gece ilim dalında ilerlemek için sebep arayacağız. İlimle uğraşıp öğrenmeye çalışacağız ama öğrenirken neyi önce öğrenip bilmemiz lazım ve elzem olduğunu bilip ondan başlayıp sırasıyla, hangisine daha çok ihtiyacımızı bilip ondan başlayıp, devam etmeye gayret edeceğiz. Yoksa, hak ve hakikate ters düşen şeyler ile uğraşmamalıyız. Mesela Marx ve Engels’in yazdıklarını okuyup, öyle şeyler ile vaktimizi boşa harcamakla, vaktimizi boş yerlerde harcamayacağız. Çok acıdır!

Bugün insanların çoğu ahireti bir tarafa atıp, dünyada makam sahibi olmak için, yalnız dünyevi ilimleri tahsil ediyorlar. Halbuki dünyevi ilimlerin kıymet ve ehemmiyeti, ancak, onlar insanın ahiretine kuvvet kazandırdığı içindir. Bakın Türkiye’mizin medarı iftiharı “İbni Sina dır” O zat başta tıp dalında ve bir çok dalda 200 adet kitap ve 240 meşhur makale yazabilmiştir. Avrupalılar adını değiştirerek (Evicenna) yapmışlar. Şimdi ilim ile ilgili ayeti kerimelerle başlayalım:

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Bu ayeti kerimeyi Mehmed Akif tercüme ederken Demiş: “Olmaz ya biri insan biri hayvan. Diğer ayeti kerime:
“Allah içinizden îman edenlerle ilme nail olanların derecelerini yükseltir.” Burada iman deyince insandaki imanın derecesini ancak, ilim yükseltir. Diğer ayeti kerime:
“Kullar içinde Allah’tan gerektiği şekilde ilim sahipleri korkar!” Düşünün insana lazım olan derecede ilim almayan, onda iman da Allah korkusu da çoğalamaz. Diğer ayeti kerimeler:
“Velâ tekün minelcâhilîn!” (Sakın câhillerden olma!), “Ve a’rid anilcâhilîn!” (Câhillerden yüz çevir, kaç!) Çünkü cahilin hiç bir sözü, hiç bir işi insanlığa münasip olmaz, mânâsında olan pek çok âyet-i celîleyle de cehaleti ve bilgisizliği Allah kötülemiştir. İşte saydığım ayet-i celîlelerle Kuranı Kerimde ilim sahiplerini diğer insanlardan ayırıp ilim sahibini yükseltmiştir.

Bazı hadisi şeriflerin ilim hakkında hükümleri:
“Çin’de bile olsa ilmi alınız yani ilim için çok uzak yerlere gidip onu alın. Çünkü ilim kadın ve erkek her Müslüman’a farzdır.”
“İlim ve hikmet müminin kaybolmuş malıdır, mümin onu nerede bulursa alır.”
“İlim öğrenmek için bir saat çalışmak, bütün gece sabaha kadar ibadet etmekten daha hoştur, hayırlıdır.”
“İlmin fazileti, ibadetin faziletinden üstündür.”
“Az ilim, ilimsiz çok ibadetten hayırlıdır.”
“Kişinin ilimden bir mesele öğrenmesi, bence bin rekât nafile namaz kılmasından daha güzeldir.”
“İlim tahsili sırasında ölen kişi şehittir.”
“Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı, hem âhireti isteyen ilme sarılsın.”

Aziz müminler! “Allah kime hayır dilerse onu din ilminde derinleştirir.”

“İki kişiye haset derecesinde gıpta edilir: Biri Allah’ın verdiği malı Hak yolunda sarfeden zengin, diğeri de Allah’ın verdiği ilmi insanlara öğreten ve aralarında ilmî, hüküm veren âlim.”
“Âlimler Peygamberlerin varisleridirler. mirasçılarıdır”
“Âlimler halk arasında Allah’ın güvenilir kullarıdırlar.”
“Bir saat ilim öğrenmek, sabaha kadar ibadet yapmaktan hayırlıdır.”

Düşünün! ilim her yerde derecesini gösterir. Bilerek, ustalıkla yapılan bir işin güzelliğini; bilmeyerek yapılan, ilmi olmayan, o iş hususunda ustalıktan mahrum kimsenin işi, hiç bir zaman o iş aynı olmaz. İnsanın boyu elbisesi, soyu, sopu, onun ilim kadar onun rütbesini yükseltemez.

Yeri geldiği için anlatayım. Bir sefer, hanımla beraber Anadolu’da bir kaplıcaya gitmiştik. Hanımların bir dershanesinin açılışı olan bir gününde beni tanıyan bir arkadaş, bizim hanımda o açılışında bulunması için geldi kaplıcadan bizi aldı. Hanım, hanımların dershanesine gitti, beni de erkeklerin kaldığı bir dershaneye götürdü. Orada çok tahsilliler profesörler varmış. Bana çok saygı hürmet ettiler. bir ara haydi çıkalım görelim usta çatıyı ne yaptı görelim. Çünkü çatıyı tamir ediyorlarmış. Beraber çıktık. Çatıya çıkar çıkmaz, hemen tamirci ustası, tahsilli efendilere sizin dediğiniz gibi bu iş olmuyor. Bu efendiler ustaya yalnız dediğimiz gibi yapacaksın dediler. Yanımızda tecrübeli bir usta vardı, o dalda ihtisası olduğu için yavaşça çatıya çıktı. Yaklaştı, meseleyi öğrenince ustayı sordu. Usta anlattı. Bizim usta, ustaya: Şöyle yapacaksın deyince. usta çok sevindi tamam abi dedi. Öyle çok iyi olur. Sonra ben profesör efendilere dedim muhteremler mesleğiniz olmayan dalda fikir yürütmeyin. Sonra mahcup olursunuz. Çünkü o tamir sizin dediğiniz gibi katiyyen olmazmış dedim ve iş halloldu.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır